Come in for türkçesi Come in for nedir

  • Tabi olmak.
  • - in muhatabı olmak (örneğin, “aktör çok fazla eleştiriye maruz kaldı”).
  • Miras almak.
  • Hak etmek.
  • Mirasa konmak.
  • Uğramak.
  • Maruz kalmak.

Come in for ile ilgili cümleler

English: Why don't you come in for a cup of coffee and a chat?
Turkish: Neden bir fincan kahve ve bir sohbet için içeri girmiyorsun?

English: Won't you come in for a cup of tea?
Turkish: Bir fincan çay için içeri gelmez misin?

English: Can we come in for moment?
Turkish: Bir dakikalığına girebilir miyiz?

English: Would you like to come in for a drink?
Turkish: Bir içki için girmek ister miydiniz?

English: Can I come in for a few minutes?
Turkish: Birkaç dakika içeri girebilir miyim?

Come in for ingilizcede ne demek, Come in for nerede nasıl kullanılır?

In : De. İçine. Çok moda olan. Olarak. Mevsimi gelmiş. Dahili. Da. İçeriye. Gelmiş olan. İçeri doğru yönelen.

For : Ocak. Çünkü. Süresince. Diye. -e göre. Zarfında. Yerine. -dır. -dir.

Come in : Olmak (yarışma sonunda belirli bir sırada). Haline gelmek. Gözde olmak. Kabarmak (met halindeki deniz). Yaygın olmak. Gelmek. İçeriye girmek. Tutulmak. Seçilmek. İçeri girmek.

Come in first : Birinci olmak. Birinci yeri almak. Birinci olmak (yarışta). Birinci gelmek. Yarışmayı kazanmak.

Come in full force : Tam kadro gelmek.

 

Come into collision : Çarpışmak.

Come into collision with : Çatışmak. İle çarpışmak. Çarpışmak. (araba) çarpışmak. Çatışmaya girmek.

Come in on : Yer almak. Katılmak.

Come into : Girmek. Elde etmek. (miras) konmak. Konmak (mirasa). Miras almak. Mirasa konuvermek. Miras olarak almak. Mirasa konmak. Katılmak. Konuvermek.

Come into a fortune : (miras ile) paraya konmak. Servete konmak. (miras ile) servete konmak.

İngilizce Come in for Türkçe anlamı, Come in for eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Come in for ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Call at : Ziyaret etmek.

Entitling : Ad takma. Yetki verme. Ünvan vermek. Yetkilendirme. İsimlendirmek. Ünvan verme. Yetki vermek. Hak tanımak. Adlandırmak.

Depended : Güvenmek. Bağlı olmak.

Come by : Kaza sonucu bulmak. Kazanmak. Edinmek. Önünden geçmek. Yolu düşmek. Sahip olmak. Karşılaşmak. Ziyaret etmek. Kazara ya da tesadüfen edinmek.

Experiences : Deneyimler. Tecrübe etmek. Yaşananlar. Görmek. Tatmak. Yaşamak. Başından geçmek. Başına gelmek.

Catch : Cezbetmek. Tutmak. Tokat atmak. Birdenbire fark etmek. Anlamak. Yakalanmak. Kapmak. Çalışmak (mekanizma). Vurmak. Avlamak.

Come under : Başına gelmek. Yetki alanına girmek. Bir şeyin egemenliği altında olmak. Birinden sorulmak. Saldırı altında olmak. Altında toplanmak. Bir şeyin altına gizlenmek. Bir şeyin altına girmek. Altına geçmek.

Call upon : Hatırlatmak. Ziyarette bulunmak. Önünde söylemek. Başvurmak. İstemek. Rica etmek. Ödenmesini talep etmek. Ziyaret etmek.

Drop around : Ziyaret etmek. Damlamak. Ziyarete gitmek.

Come in for synonyms : be subject of, command, experience, be tied to, asks, deserve of, inheriting, enter on an inheritance, ask for it, incurring, fall into, earns, inherit, entitles, deserves, be exposed, be subject to, drop by, drop in at, etches, experiencing, subject to, come over, be liable to, call, coming over, drop in on, etch, enter upon an inheritance, catches, inherits, entitle, incurred.