Yakalanmak nedir, Yakalanmak ne demek

  • Yakalama işi yapılmak, ele geçirilmek
  • Bir hastalığa tutulmak.
  • Karşılaşmak istenilmeyen birine veya kötü bir duruma tutulmak.
  • Birinin kendisini zor duruma düşürecek bir şeyi, bir suçu ortaya çıkmak.

"Yakalanmak" ile ilgili cümleler

  • "Evden çıkarken o adama yakalandı. Yağmura yakalandı."
  • "Nezleye yakalandı."

Yakalanmak tanımı, anlamı:

Yakalanma : Yakalanmak işi.

Fenersiz yakalanmak : Beklenmedik bir zamanda istenmeyen bir durumla karşılaşmak.

Hazırlıksız yakalanmak : Ani gelişen bir olayla beklenmedik bir biçimde karşılaşmak.

Yakalama : Yakalamak işi. Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi.

Yapılmak : Gerçekleştirilmek, ortaya çıkarılmak. Yapma işine konu olmak.

Geçirilmek : Geçirme işi yapılmak.

Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

Ortay : Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi). Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi).

Çıkmak : Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Gelmek. Niteliği sonradan anlaşılmak. Bitmek, büyümek, sürmek. Giderilmek, yok olmak. Yayılmak. Ay veya mevsim geçmek. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Piyasaya sürülmek. Karaya ayak basmak. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Sesini yükseltmek. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Mal olmak. Yayılmak, duyulmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Oluşmak, olmak. Unutmak. Görünür veya belli bir durumda bulunmak. Süresi dolduğunda ayrılmak. Yapılmak, yürümek. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Yetişecek ölçüde olmak. Belirmek, tanınmak. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Harcamak zorunda kalmak. Bulaşmak. Flört etmek. Yeni yetişip satışa sunulmak. Binaya kat eklemek. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Ay, Güneş görünmek. Gerçekleşmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Büyük abdest bozmak. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Yayımlanmak. Erişmek, görmek. Vermeye katlanmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Yükselmek, artmak. İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Sıyrılmak, ayrılmak. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Eksilmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Yerinden oynamak. Olmak, bulunmak, var olmak. Verilmek. Meydana gelmek.

 

Hasta : Parasız, züğürt. Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan. Aşırı düşkün, tutkun.

 

Bir : Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Eş, aynı, bir boyda. Sadece. Tek. Sayıların ilki. Bir kez. Bu sayı kadar olan. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Aynı, benzer. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Beraber. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Ancak, yalnız.

Tutulmak : Ay ve Güneş, tutulma olayına uğramak. Tutuk duruma gelmek. Birine tutkun olmak, sevmek. Yakalanmak. Kapatılmak, sarılmak. Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak. Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncu yakından izlenmek, tutulmak, markaja alınmak. Ünlü olmak, meşhur olmak. Bir organ veya bir şey hareket edemez olmak.

Yakalanmak ile ilgili Cümleler

  • Ali soğuk algınlığına yakalanmaktan korkuyor.
  • Ali yakalanmak istemiyor.
  • Ali yakalanmaktan kaçınmaya çalıştı.
  • Ali yakalanmak istemedi.
  • Hırsız yakalanmaktan nasıl kaçınabildi?
  • Ali polis tarafından yakalanmak istemediği için dağlarda saklandı.
  • Suç üstü yakalanmaktan korkmuyor musun?
  • Yakalanmaktan zar zor kaçtım.
  • Yakalanmak hakkında hiç endişe eder misin?

Diğer dillerde Yakalanmak anlamı nedir?

İngilizce'de Yakalanmak ne demek? : v. attack, attaint, catch, incur, become infected, smite, be smitten with, be taken with

Fransızca'da Yakalanmak : se faire pincer; (hastal

Almanca'da Yakalanmak : v. verfangen

adj. befallen

Rusça'da Yakalanmak : v. попадаться, попасться