Comminute türkçesi Comminute nedir

Comminute ingilizcede ne demek, Comminute nerede nasıl kullanılır?

Comminuted : Ufalanmış. Parçalanmış. Kominütif.

Comminuted fracture : Parçalı kırık. Parçalanmış kırık. Kırık ocağında, parça sayısının ikiden fazla olduğu kemik kırığı, kommunitif kırık. Ufalanmış kırık.

Comminution : Ufalama. Kominüsyon. Püskürtme. Parçacıklara ayırma. Ufalanma. Ezme.

Meatus nasi comminus : Meatus nazi komminus. Burun ortak yolu.

Commin external tariff : Ortak dışbildirmelik. Avrupa topluluklarına üye ülkeler dışındaki ülkelerden gelen mallara uygulanan ortak gümrük bildirmeliği.

Commination : İkaz. Göz korkutma. Tanrı'nın günahkarlara karşı öfkesini anlatan dualar. Uyarı.

Comminator : Pissuda bulunan iri maddelerin ufalandığı aygıt. Ufalayıcı.

Commingle : Karışmak. Katmak. Kaynaştırmak. Karıştırmak. Katıştırmak. Kaynaşmak.

Commies : Komünist. Komi. Lokantalarda garson yamağı. Otelde ayak işlerine bakan kimse.

Comminatory : Tehdit edici. Tehditkar. Kinci. Cezalandırıcı.

İngilizce Comminute Türkçe anlamı, Comminute eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Comminute ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Pestle : Tokmak. Dibek tokmağı. Havaneli. Havanda dövmek. Havan tokmağı. Havan eli.

Break up : İlişkiyi kesmek. Sinirsel çöküntü yaşamak. Sona ermek. Tatile girmek. Parçalanmak. Tatil olmak. Üzmek. Bitmek. Yolları ayrılmak.

Chaffs : Kesmek (saman vb). Şakalaşma. Tahıl kabuğu. Kepek. Takılmak. Şaka etmek. Şaka. Takılmak (argo terim). Saman. Tahılın dış kabuğu.

Domineer : Hakimiyeti altına almak. Baskı yapmak. Hakimiyet kurmak. Eziyet etmek. Despotça hükmetmek. Zorbalık etmek. Hükmetmek. Baskı altına almak. Zulmetmek.

Crumb : Değersiz kimse. Ekmek içi. Zerre. Bilgi kırıntısı. Ekmek kırıntısı. Kırıntı. Galetaya bulamak. Parça.

Mill : Değirmenden geçirmek. Haddelemek. Öğütücü. Çekmek. Çentiklemek. Değirmende öğütmek. Dolanmak. Değirmen.

Chop : Söyleyivermek. Yormak. Pat diye söylemek. Doğramak. Yandan vuruş yapmak (kriket). Baltalamak. Baltayla kesmek. Dalgalar için çırpınmak. Kırmak (odun). Kırmak (balta ile).

Break down : Baskıya dayanamamak. Çökmek. Yıkılmak. Bozulmak. Kendinden geçmek. Ruhen yıkılmak. Arıza meydana gelmek. Bölmek. Bozmak.

Crumbles : Yıkılmak. Düşmek. Parçalanmak.

Crumble : Parçalanmak. Çökmek. Ekmek vb ufaltmak. Ufalanmak. Un ufak olmak. Yıkılmak. Harab olmak. Düşmek.

Comminute synonyms : fragmentise, fragmentize, bear down, mash, disintegrate, break, granulate, dash, eruct, granulates, chaffed, fragment, belched, grain, bruise, bash in, crush out, cut up, dashes, crumbing, atomized, atomising, brayed, crunch, chaffing, digest, granulating, atomize, break into pieces, contuse, bray, busts, domineered.

Comminute ingilizce tanımı, definition of Comminute

Comminute kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To reduce to minute particles, or to a fine powder. To triturate. To grind. As, to comminute chalk or bones. To comminute food with the teeth. To pulverize.