Concealer türkçesi Concealer nedir

  • Saklayıcı.
  • Saklayan (kişi).
  • Lekeli cildi kapatmak için yüz üzerinde kullanılan kozmetik.
  • Özellikle yüzdeki kırışıkları saklamak için kullanılan kozmetik madde.
  • Saklayan kişi veya şey.
  • Kapatıcı (kozmetik).
  • Gizleyici.

Concealer ingilizcede ne demek, Concealer nerede nasıl kullanılır?

Concealers : Saklayan (kişi). Saklayan kişi veya şey. Lekeli cildi kapatmak için yüz üzerinde kullanılan kozmetik. Saklayıcı. Kapatıcı (kozmetik). Özellikle yüzdeki kırışıkları saklamak için kullanılan kozmetik madde. Gizleyici.

Concealed : Nihan. Gizlenen. Saklı. Gizlenmiş. Gizli. Görünmez. Mektum.

Concealed assets : Gizli aktifler. Örtülü mal varlığı.

Concealed gutter : Gizli dere. Gizli oluk.

Concealed microphone : Gizli mikrofon.

Concealing : Maskeleme. Gizleyen. Kamufle etme. Gizleme. Saklama. Kılık değiştirme.

Conceal : Örtbas etmek. Perdelemek. Örtmek. Kapamak. Ketmetmek. Gizlemek. İdare etmek. Gizli tutmak. Saklamak.

Concealable : Saklanabilir. Görüş alanından gizlenebilen. Sır olarak saklanabilen. Gizlenebilir.

Concealed wiring : Gizli kablo tesisatı.

Concealment system : Kamuflaj.

İngilizce Concealer Türkçe anlamı, Concealer eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Concealer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Corrector : Eleştirmen. Düzeltici. Reformcu. Giderici. Musahhih. Düzelten kimse.

Cloud : Küme. Bulanıklaşmak. Korku ya da üzüntü kaynağı olan şey. Bulutlanmak. Bozmak. Karaltı. Bulanmak. Gölgelemek. Lekelemek.

Out of sight : Gözden uzak. Kazık marka. Görüş alanı dışındaki. Zil zurna sarhoş. Fahiş. (fiyat) fahiş. Görünmez. Gözden kayıp.

Becloud : Zorlaştırmak. Kaplamak. Bulutlandırmak. Karartmak. İçinden çıkılmaz hale getirmek.

Bury : Cenaze kaldırmak. Örtmek. Defin etmek. Daldırmak. Cenazeyi kaldırmak. Toprağa vermek. Gömmek. Gizlemek. Defnetmek. Defin yapmak.

Hide : Bilgisayar, biyoloji alanlarında kullanılır. Gizlemek. Saklı tutmak. Ortaçağ arazi ölçü birimi. Dayak atmak. Saklamak. Cilt. Herhangi bir hayvanın işlenmiş ya da işlenmemiş olan derisi. Gizlenmek. Yaşırmak.

Harbour : Barınmak. Yataklık etmek. Kıyıda, doğal olarak ya da mendirek ve dalgakıranlarla fırtınalara karşı korunmuş yer ve böyle yerlerde deniz ulaştırmacılığının giriş ve çıkış kapısı olarak gelişmiş kent. Demir atmak. Barınak. Barındırmak. Gemilerin yolcu indirip-bindirme, yükleme-boşaltma, bağlama ve beklemelerine elverişli yeterli su derinliğine sahip, teknik ve sosyal altyapı tesisleri, yönetim, destek, bakım-onarım ve depolama birimleri bulunan doğal veya yapay olarak rüzgar ve deniz tesirlerinden korunmuş kıyı yapıları. Sığınak. Liman.

Mist : Duman. Buğulanmak. Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür sis. bk. sis, bulut. Buğu. Sis bastırmak. Sis. Buğulamak. Buğulandırmak. Karartı. Pus.

Obscure : Gizlemek. Gözden saklamak. Kapalı. Karartmak. Karanlık yapmak. Loş. Saklamak. Belirsizleştirmek. Ücra. Karıştırmak.

 

Hidden : Mektum. Gömülü. Gizli saklı. Kuytu. Yaşırın. Kapalı. Gizlenmiş. Gizli. Masun.

Concealer synonyms : sweep under the rug, haze over, cover up, damper, invisible, concealers, tormentor, bosom, disguise, fog, unseeable, lurk, mask, harbor, obstruct, skulk, secrete, correctors, veil, befog, shield, obnubilate, cover, block.

Concealer zıt anlamlı kelimeler, Concealer kelime anlamı

Unveil : Açmak (örtü vb). Örtüsünü kaldırmak. Ortaya çıkarmak. Açılışını yapmak. Açığa çıkarmak. Açılışı yapılmak. Örtüsünü açmak. Açıklamak. Peçesini kaldırmak. Göstermek (ilk kez olarak).

Show : Görülmeğe değer herhangi bir şey. bir filmin, bir televizyon yayınının ortaya çıkardığı durum. Öğretmek. Kendini göstermek. Temsil. Teşhir. Olanak. Sergi. Görünç. Meydana çıkarmak. Sergilemek.

Visible : Mevcut. Görünen. Görülebilir. Gözle görülebilir. Göze çarpan. Gözle görülür. Gözle görünen. Peyda. Açık. Belli.

Concealer ingilizce tanımı, definition of Concealer

Concealer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who conceals.