Conglomerating türkçesi Conglomerating nedir

Conglomerating ingilizcede ne demek, Conglomerating nerede nasıl kullanılır?

Conglomeration : Yığılma. Bir araya toplanma. Yığma. Oluşum. Yığın. Küme. Birikinti. Kümelenme. Küme haline gelme. Holding.

Conglomerations : Küme. Bir araya toplanma. Küme haline gelme. Oluşum. Yığın. Yığılma. Birikinti. Birikim. Yığma. Kümelenme.

Conglomerate : Yığmak. Yığılmak. Holding. Büyük işletme. Çakıl kayaç. Çakıl kayaç (geol.). Küme. Coğrafya, madencilik, jeoloji alanlarında kullanılır. Kümelemek. Konglomera.

Conglomerate merger : Belli endüstrideki bir firmanın farklı endüstrideki bir başka firma ile birleşmesi. Farklı endüstrilerdeki firmaların birleşmesi. Birbiriyle çok fazla ilgili olmayan malları üreten firmaların, aynı sahiplik altında birleşmesi. İki tamamen farklı endüstri ile ilgili olan şirketin bir şirkete birleştikleri birleşme (ekonomi). Faaliyetleri arasında ilişki bulunmayan iki işletmenin birleşmesi. Grup birleşmesi. Farklı alanlardaki firmaların birleşimi.

Conglomerate tale : Küme masal. Arka arkaya anlatılan değişik konulu küçük masallardan oluşan anlatı birimi. (kimi durumlarda, bu masallar dizisinin bir tek masalı oluşturduğu görülmüştür.).

 

Chemical conglomerate : Kimyasal fabrika. Çeşitli kimyasal ürünler üreten fabrika.

Conglomerated : Büyük işletme. Büyük şirket. Kümelemek. Toplanmak. Holdingleşmek. Konglomera. Yığmak. Yığın. Yığılmak. Kümelenmek.

Conglomerates : Küme. Çakıl kayaç (geol.). Yığın. Holding.

Basel conglomerate : Bir tortul dizisinin, en altındaki uyumsuzluk aşınma yüzeyinde bulunan çakıl kayaç. Taban çakıl kayacı.

İngilizce Conglomerating Türkçe anlamı, Conglomerating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Conglomerating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Body : Kurul. Esas. Hacim. Bir sınıf veya bu sınıf içindeki bir grup. Kitle. Karoser. Nesne. Kasa. Vücut.

Sum : Miktar. Meblağ. Problem. Bir ölçü birimiyle ölçülmüş ya da sayıyla dile getirilmiş toplu nicelik. Adet. Tutar. Para miktarı. Öz. Hesap. Sonuç.

Amasses : Top olmak. Toplamak. Bir araya getirmek. Biriktirmek. Bir araya gelmek.

Accumulations : Birikim. Toplanma.

Amassing : Bir araya getirmek. Bir araya gelmek. Top olmak. Biriktirmek. Toplamak.

Banks : Alabama eyaletinde şehir. Silindir arası (motor). Banko. Küme. Yokuş. Uçağın bir yana yatması. Banka. Bankalar. Sahil.

Masses : Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla kendiliğinden oluşan; örgütlenme ölçüsü ile "biz kümesi" düşünce, duygu ve davranışı en düşük olan kişilerden kurulu toplumsal küme. (çoğu kez "kalabalık" "toplantı", dahası "sürü davranışlı küme" den ayrılık gösterir). kimi kez sayılama işlemi çerçevesi içinde, sayılaması yapılan olay yığınına (okur yazarlar, evliler, suçlular, örgütlü işçiler vb.) verilen ad. Büyük halk kitleleri. Büyük halk yığınları. Toplamak.

 

Massed : Toplamak.

Bank : Para yatırmak. Bilgisayar, coğrafya, iktisat, madencilik, ekonomi alanlarında kullanılır. Banka. Tuş arası (müzik terimi). Bankaya para yatırmak. Sığdip. Set çekmek. İşlevlerine göre merkez bankası, kalkınma ve yatırım bankası ve ticari banka; sermaye yapısına göre ise kamu bankası, özel banka ve yabancı banka biçiminde sınıflandırılan ve yasa veya izinle kurulabilen finansal aracı kurum. Akarsu kıyısı.

Conglomerating synonyms : large company, be gathered, accumulating, bodying, massing, heap up, agglomerated, combine, mass, clumping, batches, cast up, clumps, collapse, agglomerates, agglomerating, heap, summation, assemble, agglomeration, stack, batch, amass, clumped, budgets, nekton, bank up, build, builds, stacked, band together, agglomerate, budget.