Toplanmak nedir, Toplanmak ne demek
- Toplama işine konu olmak.
- Kendine çekidüzen vermek
- Bir araya gelmek.
- Seyahat etmek, taşınmak vb. için hazırlanmak.
- Şişmanlamak.
- Toplantı yapmak.
"Toplanmak" ile ilgili cümleler
- "Kısacık boylu, kara kuru Nadir Hanım'ın yerinde şimdi şişman denilecek kadar etlenmiş, toplanmış, yağlanmış bir hanım var." - M. Ş. Esendal
- "Alp'ın ilk bahadırlığını işiten yurttaşlar etrafına toplandılar." - A. H. Müftüoğlu
- "Ağaçtaki meyveler toplandı."
Yerel Türkçe anlamı:
İstişare etmek, toplantı yapmak
Toplanmak anlamı, kısaca tanımı:
Toplanma : Toplanmak işi.
Topla : Üç parmaklı dirgen.
Cinleri başına toplanmak : Öfkelenmek.
Toplama : Toplanarak bir araya getirilmiş. Toplamak işi. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulma işlemi, cem. Kalın bazlamaya benzer bir çeşit tandır ekmeği. Değişik parçaların bir araya getirilmesiyle oluşmuş.
Gelme : Yetişme. Gelmiş olan. Gelmek işi. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi.
Toplantı : Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma. Bir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin her biri. Birden çok kimsenin belirli amaçlarla bir araya gelmesi, içtima.
Yapmak : Davranmak, hareket etmek. Edinmek, sahip olmak. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek. Onarmak, tamir etmek. Düzenli bir duruma getirmek. Yol almak. Üretmek. Salgılamak, çıkarmak. Olmasına yol açmak. Gerçekleştirmek. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek. Bir durum yaratmak. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek. Evlendirmek. Olmak. Dışkı çıkarmak. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek.
Çekidüzen : Düzenli olma durumu. Toplumca kabul gören ölçü.
Vermek : Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Ödemek. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Kazandırmak, katmak. Dayamak. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Ayırmak, harcamak. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Sahip olmasını sağlamak. Tespit etmek. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Ondan bilmek, atfetmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Yaymak. Doğurmak. Satmak. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Bırakmak veya bağışlamak.
Seyahat : Yolculuk. Gezi.
Konu : Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje. Üzerinde konuşulan şey, bahis.
Olmak : Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Gerçekleşmek veya yapılmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Uymak, tam gelmek. Bulunmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Geçmek, tamamlanmak. Sürdürmek, yürütmek. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Yitirmek, elinden kaçırmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yol açmak. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Sarhoş olmak.
Bir : Sayıların ilki. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sadece. Ancak, yalnız. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Beraber. Aynı, benzer. Tek. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Bu sayı kadar olan. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Eş, aynı, bir boyda. Bir kez.
Gelmek : İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Düşmek, rast gelmek. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Mal olmak. Biriyle birlikte gitmek. Dayanmak, tahammül etmek. Sonuç çıkmak. Kadar olmak. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Belli bir zamana ulaşmak. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Başlamak, ortaya çıkmak. Olmak, -e uğramak. Katılmak, eklenmek. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Çıkmak, yönelmek. Herhangi bir sırada bulunmak. Belli bir süre dolmak. Ortaya çıkmak, doğmak. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. Ulaşmak, varmak. İsabet etmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Getirmek. Uymak. Akmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Kazanılmak, sağlanılmak. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Uygun düşmek. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Görünmek, sanılmak. Türemek. İzlemek, takip etmek. Oturmaya, ziyarete gitmek.
Şişmanlamak : Şişman duruma gelmek.
Toplanmak ile ilgili Cümleler
- İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
- Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
Diğer dillerde Toplanmak anlamı nedir?
İngilizce'de Toplanmak ne demek? : v. get together, club together, band together, club, meet, group, keep together, accumulate, agglomerate, assemble, build, bunch, cluster, collect, combine, congregate, convene, meet in council, crowd, drift, flock, forgather, gather, herd, horde
Almanca'da Toplanmak : v. scharen: sich scharen, stellen: sich stellen, summen, zusammenbrauen: sich zusammenbrauen, zusammenfinden, zusammenkommen, zusammenrotten, zusammentreten
Rusça'da Toplanmak : v. собираться, сосредоточиваться, концентрироваться, скапливаться, тесниться, сжиматься, стягиваться, жиреть, собраться, скопиться, потесниться, сжаться, стянуться
Bu kısımda Toplanmak nedir? Toplanmak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Toplanmak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Toplanmak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.