Continency türkçesi Continency nedir

  • Bir kimsenin cinsel istekleri ve tutkularına hakim olması.
  • Kendine hakim olma.
  • Kendini tutma.
  • Öz disiplin.

Continency ingilizcede ne demek, Continency nerede nasıl kullanılır?

Incontinency : İffetsizlik. Perhiz edemeyiş. Kendini tutamama. Çişini veya dışkısını tutamama (tıp veya medikal terimi). Kendine hakim olamama. Kendini kontrol edememe.

Continence : Ilımlılık. Dışkı veya idrar tutma. Ölçülülük. Kendini tutma. Kontinans. İtidal.

Incontinence : Nefsine hakim olamayış. Abdestini tutamama. Duramama. İnkontinans. Sidiğini tutamazlık. Kendini tutamama. Çişini tutamama. İdrarını tutamama. Enkontinans. Kendine hakim olamama.

Incontinencies : Kendine hakim olamama. Çişini veya dışkısını tutamama (tıp veya medikal terimi). Kendini tutamama. Kendini kontrol edememe.

Pigmentary incontinence : Pigment tutamama. Pigment inkontinensi.

Urinary incontinence : Üriner inkontinens. İdrarı tutamama. İdrar kaçırma. Üriner inkontinans. Üriner inkontinensa. İdrar inkontinansı.

Continental climate : Kara iklimi. (meteoroloji) çok sıcak yazları ve çok soğuk kışları olan oldukça kuru iklim (asya'nın ve kuzey amerika'nın orta bölgelerine özgü olan). Karasal iklim. Ilıman iklimin deniz etkisinden az çok yoksun, daha sert, daha az yağışlı ana türü. bk. denizsel iklim.

 

Continental borderland : Kıtasal sınır-karası. Denizin alçak suları sınırının altında, düzensiz ve kara düzlükleri derinliğinden daha derin olan deniz kuşağı. Kara suları.

Continent : Ilımlı. Avrupa kıtası. İdrarını tutabilen. Anakara. Alan. İffetli. Britanya ve irlanda haricindeki avrupa kıtası. Mutedil. Kıta. Ölçülü.

Continental divide : Kıta bölüm çizgisi.

İngilizce Continency Türkçe anlamı, Continency eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Continency ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abstinency : Sakınma. Tahammül. Çekinme.

Sangfroid : Özdenetim. Soğukkanlılık. Ölçülülük. Kendine hakimiyet.

Sang froid : Kendine hakim olma (fransızca). Sakinlik. Baskı altında soğukkanlılık. Denge. Akıl dinginliği. Acımasızlık. Kendini kontrol etme. Soğuk kanlılık. Soğukkanlılık.

Self possession : Temkinlilik. Temkin. Sakinlik. Soğukkanlılık.

Constraints : Sınırlama. Zorlama. Sabitler. Kısıtlar. Çekinme. Zor. Alıkoyma. Baskı.

Aplombs : Dimdik durma. Dikeylik. Denge. Kendine güven. Tutarlılık. Kendine güvenme. Kendine fazla güvenme. Soğukkanlılık. İrade gücü.

Self control : Kendine hakimiyet. İrade gücü. İrade. Özdenetim. Kendini kontrol etme. Soğukkanlılık.

Restraint : Kendini zaptetme. Tutma. Çekinme. Kısıtlama. Zapt. Zorlama. İtidal. Sınırlama. Kaçınmak (cinsel ilişkiden). Engel.

Aplomb : Dimdik durma. Soğukkanlılık. Özgüven. Denge. Kendine güven. Kendine güvenme. Tutarlılık. Kendine fazla güvenme. İrade gücü.

Constraint : Baskı. Kısıt. Kısıtlamak. Sınırlama. Kısıtlama. Tahdit. Alıkoyma. Bir nesnenin, bir özdeğin belirli bir konumda, bir durumda ya da bir devinimde bulunmaya zorlanmasından ileri gelen gerginlik. Gerçek duygularını saklama. Zor.

Continency synonyms : self mastery, continence, self discipline, self restraint, overturning, self denial, self command, owning.