Copes türkçesi Copes nedir

Copes ile ilgili cümleler

English: Ali loves kaleidoscopes.
Turkish: Ali kaleydoskopları seviyor.

English: Do you believe horoscopes?
Turkish: Sen burçlara inanıyor musun?

English: Doctors and nurses carry stethoscopes.
Turkish: Doktorlar ve hemşireler steteskoplar taşırlar.

English: The judge found Scopes guilty of breaking the law.
Turkish: Hakim Scopes'i yasayı ihlal etmekle suçlu buldu.

Copes ingilizcede ne demek, Copes nerede nasıl kullanılır?

Copestone : Saçak taşı. Son rötuş.

Bioscopes : Film makinesi. Biyograf. Biyoskop. Eski model film göstericisi.

Electroscopes : Elektroskop. Elektriklenme ve derecesini gösteren alet. Yükgözler.

Endoscopes : Endoskop. Vücut içini gösteren alet.

Episcopes : Epidiyaskop. Projeksiyon makinesi. Opak yada şeffaf objelerin imajını bir perde üzerine yansıtmak için kullanılan fener (optik). Episkop.

Kinescopes : Resim tüpü. Telefilm. Kineskop. Ekran lambası. Göz refraksiyonu ölçme aleti. Televizyonda görüntü oluşturmak için kullanılan bir tür katot ışın tüpü. Resim lambası. Elektrik sinyallerini ekranda görünür resimlere dönüştüren televizyon alıcısı içinde bulunan katot ışınlı tüp. Görüntü lambası.

 

Ophthalmoscopes : Oftalmoskop. Göz muayenesinde kullanılan ışıklı alet.

Oscilloscopes : Salınımgözler. Osiloskop. Salınımölçer. Katodik osiloskop. Salınımizler.

Gyroscopes : Cayroskop. Denge çarkı. Düz döner. Jiroskop. Topaç.

Horoscopes : Burç. Horoskop. Yıldız falı. Burçlar.

İngilizce Copes Türkçe anlamı, Copes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Copes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bend over backwards : Çok gönüllü olmak. Elinden geleni yapmak (bir şeyin gerçekleştiğinden emin olmak için). Varını yoğunu ortaya koymak. Aşırı çaba sarf etmek. Elinden geleni yapmak. Daha fazla önlem almak. Aşırı çaba sarfetmek. Aşırı önlem almak. Çırpınmak.

Find a way : Yol bulmak. Çaresine bakmak. Yolunu bulmak. Bir yolunu bulun. Formül bulmak.

Relieves : Renk katmak. Dindirmek. Torna etmek. Avutmak. İçini rahatlatmak. Dikkat çekmesini sağlamak. Yaralarını sarmak. Teskin etmek. Rahatlatmak. Sadaka vermek.

Blazon : Renklerle süslemek. Arma. Armacılık. Parlatmak. Sergilemek. Gösteriş. Fiyaka. İlan etmek (göze çarpan bir şekilde). Kaplamak (göze çarpan bir şeyle).

Be occupied with doing : Meşgul olmak. Yapmakla meşgul olmak.

Accomplishes : Bitirmek. Sonuçlandırmak. Yerine getirmek. Sonunu getirmek. Yapmak. Tamamlamak. Başarı elde etmek. Başarıyla tamamlamak.

Obviated : Önlemek. Halletmek. Çözmek. Önüne geçmek. İzale etmek. Bertaraf etmek. Gereksiz kılmak. Gidermek.

Contend : Tartışmak. Rekabet etmek. Çarpışmak. Savaşmak. Yarışmak. (bir sorunla veya zorlukla) yüzleşmek. Çekişmek. İleri sürmek. İddia etmek.

 

All pervading : İçine işleyen. Sızmak. Tamamen yayılmak. Tamamen istila etme.

Copes synonyms : squeak by, squeeze by, coped, hack, overcame, topped, top, break the back of, cassocks, scratch along, gaberdine, brought off, cope, extemporize, canopied, achieve, cake, agonizes, cap, beclouding, make do, bespreads, becloud, bury, arrived, bespread, rub along, chasubles, find a remedy, act, handled, obviate, make out.

Copes zıt anlamlı kelimeler, Copes kelime anlamı

Refrain : Frenlemek. Kendini tutmak. Geri durmak. Kaçınmak. Alıkoymak. Nakarat. Sakınmak. Çekinmek.

High : Direnmek. Kabarmak. Uçma. Yüksek yer. Yüksek. Pikap. Necip. Lise. Büyük vites.