Refrain türkçesi Refrain nedir

Refrain ile ilgili cümleler

English: Please fasten your seat belts, and kindly refrain from smoking.
Turkish: Lütfen emniyet kemerinizi takınız ve sigara içmekten uzak durunuz.

English: Please refrain from excessive drinking.
Turkish: Lütfen aşırı içki içmekten kaçın.

English: I'll refrain from commenting on that.
Turkish: Bu konuda yorum yapmaktan kaçınacağım.

English: Please refrain from smoking cigarettes here.
Turkish: Lütfen burada sigara içmekten kaçının.

English: I refrain from drinking.
Turkish: İçmekten kaçınırım.

Refrain ingilizcede ne demek, Refrain nerede nasıl kullanılır?

Refrain from : Çekinmek (birinden). Kendini tutmak. Sakınmak. Kaçınmak. Çekinmek. Bir şeyden uzak durmak. Çekinmek (bir durumdan).

Refrain from doing : Yapmaktan kaçınmak.

Refrained : Kendini tutmak. Zapt edilmiş. Frenlenmiş. Engellenmiş. Sakınmak. Kaçınmak.

Refraining : Kendini tutmak. Sakınmak. Çekinmek. Frenlemek. Alıkoymak. Kaçınmak. Nakarat. Geri durmak.

Refrainment : Sakınma. Kaçınma.

Refracted : Refrakte. Kırmak (ışın). Kırıp yansıtmak. Kırılmış.

Refraction artifacts : Kırılma artifaktı. Ultrasonografide, sesin farklı dokulardan farklı hızlarda geçerken oluşan ses kırılmasının görüntü bozulmasına yol açması. özellikle kistik oluşumların kenarlarının alt kısımlarında hipoekoik gölgelenmeler şeklinde görülür.

 

Refract : Kırmak (ışık vb). Kırmak. (ışık) kırmak. Kırmak (ışınları). Kırmak (ışın vb). Kırılmak. Kırmak (ışın). Kırıp yansıtmak.

Refracting telescope : Kırılmalı ırakgörür. Refraktör. Kırılmalı teleskop. Mercekli teleskop.

Refraction : Refraksiyon. Kırılma. Bir ortamdan başka bir ortama geçen ışığın yol değiştirmesi. Belirli bir ışınımın, optik bakımdan bağdaşık olmayan bir ortamda yayılma hızı değişimleriyle ya da bir ortamdan başka bir ortama geçmeyle yayılma doğrultusunu değiştirmesi. Kırılma (ışık vb). Işığı kırma gücü. Bir ışının, saydam bir ortamdan öbürüne eğik olarak geçerken doğrultusunun değişmesi. Bir ışık ışınının ya da bir takımmıknatıssal dalganın, bir ortamdan ötekine geçtiğinde doğrultusunu değiştirmesi. Fizik, uzay, kimya, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Işının, yoğunlukları değişik iki ortamın birinden ötekine geçerken doğrultusunu değiştirmesi olgusu.

İngilizce Refrain Türkçe anlamı, Refrain eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Refrain ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bewaring : Gözünü açmak. Dikkat etmek. Korunmak. Çok dikkat etmek.

Music : Bir filmde ya da televizyon yayınında kullanılan, özgün ya da derleme her çeşit müziği anlatır genel terim. Müzik. Partisyon. Makam. Hava. Eğitim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Nota. Duygu, düşünce ve imgeleri, tek ya da çok sesli olarak türlü biçimlerde anlatma sanatı; bu biçimde düzenlenmiş eserlerin söylenmesi ya da çalınması. öğrencilere kendi sesleriyle şarkı söylemek, müzik dilini doğru olarak okuyup yazmak, herhangi bir çalgı çalmak, değerli müzik parçalarını dinlemekten zevk almak ve bu parçaları yorumlamak için gerekli bilgi, beceri ve beğeyi kazandırmak amacıyla okutulan ders. Orkestra. Nağme.

 

Braked : Fren yapmak. İşlemek (keten, kenevir vb.).

Spare : Canını bağışlamak. Yetersiz. Hasis. Kıymamak. Yedek. Serbest. Artan. Fazla. Zayıf. Kıt.

Curb : Tutmak. Kaldırım kenarı. Dizginlemek. Ata gem vurmak. Tarsus ekleminin arka yüzü ve kalkaneusun alt kısmı dogmasal veya edinsel olarak gelişen tendojen veya osteojen şişkinlikler. Gemlemek. Engel. Eğleç. Gem vurmak.

Bridles : Trol ağlarında makaradan vince kadar uzanan ve genellikle üç kat kurşun yakadan oluşan toplayıcı halatlar. Zaptetmek. Palamar. Başkaldırmak. Dizgin. Kızmak. Başını hafifçe kaldırarak öfkesini veya beğenmediğini belli etmek. Gem. Ata başlık takmak. Yular takmak.

Contains : İçine almak. İçerdiği. Eşit olmak. Bunu içerir. Tutmak. Zaptetmek. İçerir. İçermek. İçeren.

Leitmotiv : Tema. Anamotif. Kılavuz kavramı. Ana kavram. Ana motif.

Leave behind : Geçmek. İz bırakmak. Terk etmek. Geride bırakmak. Unutmak. Arkasında bırakmak. Arkada bırakmak. Unutmak (eşya). Ardında bırakmak.

Abstaining from : Bir şeyden uzak durmak.

Refrain synonyms : tra la la, tra la, help oneself, leave alone, baulked, vocal, abstentious, echoey, reprise, detaining, bottle up, hang back, leitmotifs, curbed, detain, blench, abducting, forborne, be wary of doing something, balks, song, control oneself, forbearing, curbs, avert from, brake, deforce, contain oneself, baulks, leitmotivs, bite back, choke back, blenched.

Refrain zıt anlamlı kelimeler, Refrain kelime anlamı

Act : Görevini yapmak. Bölüm. Hukuk, kimya, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Oyuncunun çeşitli ses, el, kol, mimik anlatmalariyle bir kişiyi canlandırması ya da göstermesi. bir tiyatro yapıtındaki belli bir karakteri canlandırmak ya da bir tipi göstermek. Davranmak. Özdeğin sonsuz türlerinden bir ya da birkaçının, başkalarında uyandırdığı her türlü iz ve iz bırakma eylemi. nedensellik,bağlantısı içinde bir nedenin sonucu. Oyuncunun gerekli ses uygulayımı ve gövde hareketleri ile bir oyun kişisini canlandırması ya da göstermesi. Bir oyunda konunun ana parçalarından her biri bk. perde. -e etkimek. Numara yapmak.

Consume : Çürütmek. Yiyip bitirmek. Yakmak. Yakıp kül etmek. Ziyan etmek. İstihlak etmek. Sarfetmek. Tüketmek. Harcamak. Bitirmek.

Refrain ingilizce tanımı, definition of Refrain

Refrain kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To hold aloof. A phrase or verse which recurs at the end of each of the separate stanzas or divisions of a poetic composition. To hold back. To govern. To keep one`s self from action or interference. To keep within prescribed bounds. To restrain. To abstain. To forbear. To curb. The burden of a song.