Corset türkçesi Corset nedir

Corset ingilizcede ne demek, Corset nerede nasıl kullanılır?

Corseted : Korseli.

Corseting : Korse. Korsa. Korset.

Corsetry : Korsecilik. Korseler.

Corsets : Korset. Korse. Korsa.

Corse : (eski kullanım) ölü. Ceset.

Catherine scorsese : Film yönetmeni martin scorsese'in annesi. (1912-1997) abd'li bir aktris ve yazar.

Corsac : Karsak. Orta asya'ya özgü minik sarımsı veya kahverengi kırmızımsı tilki. Tilkiye benzeyen küçük memeli.

Corsages : Çiçek buketi. Süs çiçek (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı). Elbisenin üst kısmı. Süs çiçek demeti (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı). Kadın yeleği. Korsaj. Kadınların süs olarak taktığı çiçek veya buna benzer aksesuar.

Corselet : Korse-sütyen bileşimi çamaşır. Korse sütyen bileşimi çamaşır. Zırh. Sıkı giysi.

Corses : Ceset. (eski kullanım) ölü.

İngilizce Corset Türkçe anlamı, Corset eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Corset ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Clothe : Zenginleştirmek. Güzel bir dille anlatmak. Giydirmek. Örtmek. Kaplamak. Üstünü örtmek. Renklendirmek. Sarmak. Bürümek. Giysi sağlamak.

Stays : Ayak. Ara bulonu.

Stomachers : Korsaj.

Bodices : Beden. Korsaj. Elbisenin üst kısmı. Kadın yeleği.

 

Cestus : Kuşak. Kemer.

Girdle : Kuşak. Kuşak ile sarmak. Diyatome hücrelerinin kabuklarını tutan kabuk içi bant. Çevrelemek. Kuşatmak. Kemer. Miyanbend. Yüzük kaşı. Eklem desteği.

Panty girdle : Külot korse.

Foundation : Vakıf. Dayanak. Döşek. Kurma. Tesis. Ten boyası. Bir topluluk veya bir kimse tarafından belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için belli koşullar ve resmi yolla tahsis edilen mal ve para varlığı. çeşitli toplumsal alanlarda hizmet vermek, hayır işleri görmek üzere bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği, ticari etkinlikleri dışında kurumlar vergisinden bağışık tutulan ve kar amacı gütmeyen tüzel kişilik. Temel. Yapma.

Supporter : Lehtar. Suspansuvar. Haya bağı. Taraftar. Savunucu. Sponsor. Yardımcı. Destekçi. Süspansüvar.

Girdles : Kemer. Kuşakla sarmak. Kuşatmak. Miyanbend. Çevrelemek. Kuşak. Kuşak ile sarmak. Eklem desteği. Yüzük kaşı.

Corset synonyms : enclothe, supporters, corsets, corseting, fit out, apparel, foundation garment, garb, stomacher, raiment, habilitate, bodice, tog, dress, garment.

Corset zıt anlamlı kelimeler, Corset kelime anlamı

Undress : Soymak. Giysilerini çıkarmak. Üniforma. Dökülüp saçılmak. Gündelik elbise. Soyunmak. Elbiselerini çıkarmak. Ev elbisesi. Sargısını açmak.

Corset ingilizce tanımı, definition of Corset

Corset kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : In the Middle Ages, a gown or basque of which the body was close fitting, worn by both men and women. To inclose in corsets.