Cross pressures türkçesi Cross pressures nedir

  • İçinde bulunduğu ayrımlı durumlar ya da üyesi bulunduğu değişik toplumsal katman ve kümeler dolayısıyla bir bireyin altında kaldığı çelişik etkiler.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.
  • Karşıt basınçlar.

Cross pressures ingilizcede ne demek, Cross pressures nerede nasıl kullanılır?

Cross : Eski romalılarda suçluyu öldürmek için kullanılan bir araç. hıristiyanlığın simgesi olan, birbirini dik kesen iki doğrunun oluşturduğu biçim, put. Geçirmek. Biyoloji, tarih alanlarında kullanılır. Kızgın. Karşıt. Öbür tarafına geçmek. Düzenbaz. İkili te. Karşıya geçmek. Borudan iki yana kol almakta kullanılan bağlantı parçası.

Pressures : Pres. Basınç. Zorlama. Tazyik. Sıkışma. Darlık. Baskılar. Sıkıntı. Baskı.

Cross a check : Çizgili çek düzenlemek. Bir çeki sadece çek üzerinde yazılı kişi tarafından paraya çevrilebilecek şekilde işaretlemek.

Cross action : Karşı dava. Karşılıklı dava. Mukabil dava. Mütekabil dava.

Cross appeal : Mukabil itiraz. Karşı temyiz talebi. Mukabil temyiz talebi. Karşı itiraz. Mukabil temyiz isteği.

Cross arm : Çapraz kol.

İngilizce Cross pressures Türkçe anlamı, Cross pressures eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cross pressures ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Adaptive behavior : Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması. Uyumcu davranış. Adaptif davranış. Uyarlamacı davranış. Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış. Uyumlayıcı davranış.

Abilities : Yetenekler. Yetenek. Güç. Yeterlik. Geniş anlamında, bireyin, davranışlarını düzenleyen, etkinliklerini koşullandıran ve dirimbilimsel-toplumsal olarak belirlenen özellikleri. dar anlamında, bireyi belli bir uğraşsal etkinliğe uygun kılan bir dizi ruhsal özellikleri. İktidar. Beceri. Kabiliyet.

Affection : Yakınlık. Alaka. Etkileme. Meyil. Hastalık. Duygulanım. Şefkat. Eğilim. Anlık süreçlerinin dışında kalan ve insanın toplumsal kümesi içindeki davranışı üzerinde istençli denetimini ortadan kaldıran kısa süreli duygusal tepkiler (kızgınlık, korku vb.) gösterme durumu.

Acculturation : Bir toplumun ekinine, başka (özellikle daha gelişkin) toplum ya da toplumların ekininden kimi özdeksel ve tinsel öğelerin geçmesi ve o ekinin göreli bütünlüğünün bozularak tutarsızlaşması olayı ya da süreci. Kültür etkileşimleri. Bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesir. Kültürel uyum. Kültürlenme ya da kültürel etkileşim. Kültürlenme. Bir kültürün ya da bir kültür öğesinin başka bir kültüre girmesi sonucu her ikisinin de değişmeye uğraması süreci. Çevresindeki kültürü kabullenme. Kültürleşme.

Age group : Yaş öbeği. Yaş kümesi. Yaş grubu. Üyeleri yaş ölçüsüne göre belirlenen toplumsal küme. Belli bir çoğanın yaşlara göre dağılımını göstermek ve sıklıkları değer aralıkları içinde dile getirmek üzere kullanılan alt-üst yaş sının belli aralık.

 

Age distribution : Yaş dağılımı. Bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunun yaş kesimlerine göre dağılma oranları. Bir popülasyondaki her bir yaş grubu içerisindeki bireylerin sayısı veya oranı.

Acclimatation : Toplumsal kümelerin, dirimbilimsel bakımdan yeni bir ortamın iklim koşullarına uyum sağlaması süreci. İklimuyum.

Aesthetical ideal : Belli bir kümenin, bir halkın kendine özgü sanatsal tasarımlarında yansıyan ve bireyin fiziksel, tinsel yeteneklerinin belli somut tarihsel koşullar altında gerçekleşebilecek özgür, tam ve her yönde uyumlu gelişmesine ilişkin olan ülkü. Güzelduyusal ülkü.

Agnation : Akrabalık (baba taraf.). Baba tarafından akrabalık. Hısımlık. Bir ailede baba ve erkek üyeler yoluyla oluşan kan yakınlığı. bu tür yakınlıktan oluşan yakınlık kümesi. Soydaşlık. Akrabalık (baba tarafından). Akrabalık.

Alienation : Devretme. Aliyenasyon. Bireyin çevre koşullarına aykırı düşmesi ya da kendisini başkasının gözüyle görmesi. Dengesizlik. Soğutma. Uzaklaşma. Yabancılaşma. Devir. Yabancılaştırma.

Cross pressures synonyms : all round development of individual, agression, age grade, achievement motive, aesthetic, adjustment in marriage.