Crude quantity theory of money türkçesi Crude quantity theory of money nedir

  • Reel gayrisafi yurtiçi hasılanın tam işlendirme düzeyinde olduğu, paranın yalnızca değişim aracı olarak kullanıldığı ve dolaşım hızının sabit kaldığı varsayımları altında, para sunumundaki değişimlerin fiyatlar genel düzeyini aynı yönde ve oranda değiştirdiğini ileri süren, d. hume tarafından ortaya atılan, yirminci yüzyılda ı. fisher, a. marshall ve a.c. pigou tarafından geliştirilen, j.m. keynes’in “genel teori”si ile gözden düşen ve m. friedman’ın yeni miktar kuramı ile yeniden kabul gören para kuramı.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Klasik miktar kuramı.

Crude quantity theory of money ingilizcede ne demek, Crude quantity theory of money nerede nasıl kullanılır?

Crude : Kaba. Ham. Kaba saba. Kabataslak. Yavan. Nezaketsiz. İyi yapılmamış. Acemi. Cırlak (renk).

Quantity : Azlık çokluk. Sayı. Özdek ya da olayların niteliklerini , türlü ölçmeler sonunda karşılaştırarak büyüklük ve değişimlerinin sayılarla belirlenmesine olanak veren özellik. Nesneler ve olaylarla ilgili ölçülebilir özellikler, anlamdaş tutar. Nicelik. Kemiyet. Fizik, gramer, kimya, madencilik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları. Mikdar. Bolluk.

Theory : Nazariye. Kuram. Bir sonucu ilgilendiren düşüncelerin tümü, düşünce alanında kalan bilgi ve bu bilginin temel ve kuralları. Bilgisayar, eğitim, kimya, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Düşünce alanında kalan bilgi ve bu nitelikteki bilginin bilimsel temel ve kuralları. gözlem konusu olan bir sınıf olay ve ilişki üzerinde yapılan deneyler sonucu doğruluğu hemen hemen kesinleşen yöntemli açıklama. Teori. Bilimsel bilgilerden türetilen ve gerçeklenmeye açık olmakla birlikte henüz gerçeklenmemiş olan bilgiler dizgesi, bk. kurmaca. Bilgi edinme sürecinin herhangi bir aşamasında ortaya atılan, geçerlilik ve güvenilirliği bilimsel yöntemle saptanmış bir genel bilgi ve açıklama düzeni. Özdeğin , araştırma sınırları içindeki tüm nitel ve nicel ilişki, durum ve devinimlerinin, gözlem, varsayım, deney ve yasalarla belirlenen bilgileri üzerine düşünsel olarak kurulan genel düzenleme.

 

Of : İle ilgili. -in. In. Hakkında. -li. Li. -dan. Den. Karşı. -nin.

Money : Nakit. Ücret. Para. Servet. Para kırmak. Mangır. İktisat, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir ekonomide genel kabul gören, değişim aracı, değer koruma aracı ve hesap birimi işlevlerine sahip varlık. Eşyanın değerini ölçmek üzere değişim aracı olarak kullanılmakta olan satağa çıkarılan kağıt ya da madensel değişim aracı. değer ve eder ölçüsü birimi. Sikke.

Demand of money for precautionary motives : Para istemini belirleyen güdülerden biri olup, iktisadi karar birimlerinin gelecekte beklenmedik olaylar karşısında güç durumda kalmadan harcamalarını gerçekleştirmek için bulundurmak istedikleri para miktarı. İhtiyat güdüsü ile para istemi.

 

Budget of money : Gelecek bir dönemde elde edilecek ve harcanacak para niceliği üzerinde yapılan oranlama. Akçalı ödeneklik.

Be short of money : Paraca sıkıntıda olmak. Darda kalmak.

A pot of money : Yışınla para. Dünya kadar para. Yığınla para.

Change of money : Sarraflık.

İngilizce Crude quantity theory of money Türkçe anlamı, Crude quantity theory of money eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crude quantity theory of money ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

A pass through certificate : Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt. Tutsat senedi.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

Crude quantity theory of money synonyms : a change in individual demand, a group shares, ability to pay approach, classical quantity theory, a shift in individual demand, a change in demand, ability to pay principle.