Turkish: Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.
English: Ali watched Mary disappear into the crowd.
Turkish: Ali Mary'nin kalabalıkta kaybolduğunu izledi.
English: It's feared that some low-lying Pacific Island nations will disappear as seas rise as a result of global warming.
Turkish: Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.
English: I wish school would disappear forever!
Turkish: Keşke okul sonsuza kadar yok olsa!
English: Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
Turkish: Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
Disappear into space : Uzayda kaybolmak.
Disappear into thin air : Sırra kadem basmak. Kayıplara karışmak.
Disappearance : Yitiklik. Yitimlik. Yalın veya ekler ile genişletilmiş olan kelimelerin ön, iç ve sonlarında bulunan seslerden birinin, çeşitli etkenlerle yitirilmesi olayı. bunlar ön ses düşmesi, iç ses düşmesi ve son ses düşmesi diye gruplandırılabilir: || ısıcak > sıcak, ısıtma > sıtma, uyukla- > yukla- «uyumak, uyuklamak», dirilik > dirlik, ilerile-> ilerle-, aşıla- > aşla-, oyuna- > oyna-; küçükcük > küçücük, yanakcık > yanacık, ufakcık > ufacık, ufakrak > ufarak, çabukcak > çabucak; oğulan > oğlan, çiftçi > çifçi, üstçavuş > üsçavuş, astteğmen > asteğmen, rastgele > rasgele, kelgen > gelen, kelgüçi > gelici vb. Ortadan kalkma. Alıcının saptadığı bir konunun, alıcı durdurulup görüş alanından çıkarılarak çevirime devam edildiği durumlarda bu konunun birdenbire ortadan yitmiş görünmesine dayanan sinema hilesi. Yitim. Gaiplik. Yok olma. Gözden kayboluş. Gözden kaybolma.
Disappearances : Ortadan kalkma. Gözden kaybolma. Ortadan kaybolanlar. Yok olma.
Disappeared : Unutulup gitmek. Gözden kaybolmak. Ortadan kaybolmak. Yok olmak. Kaybolmak.
Disappearing : Unutulan. Gözden kaybolan. Yok olan.
Disappointedly : Üzgün bir şekilde. Ümidi kesilmiş bir şekilde. Kırgın bir biçimde. Morali bozuk bir şekilde. Hayal kırıklığına uğramış bir şekilde.
Disappeared without a trace : Geride en ufak iz bırakmadan ortadan kayboldu. En ufak ipucu bırakmadan kayboldu. Arkasında bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Disappoint : Ümidini boşa çıkarmak. Sözünü tutmamak. Üzmek. Yüzünü kara çıkarmak. Düş kırıklığına uğratmak. Umudunu kırmak. Altüst etmek. Umudunu boşa çıkarmak. Boşa çıkarmak. Hayal kırıklığı yaşatmak.
Disappears : Unutulup gitmek. Aniden kaybolmak. Ortalıktan kaybolmak. Yitmek. Gözden kaybolmak. Görünmez olmak. Ortadan kaybolmak. Uçmak. Yok olmak. Ortadan kalkmak.
Sözcükler, direkt olarak Disappear ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Accelerator key : Hızlandırma tuşu. Hızlandırıcı tuş. Kısayol tuşu. Hızlı erişim tuşu. Belirli işlemler yapmak için hızlı erişim sağlayan tuş dizisi. İvmelendirme tuşu.
Access control : Sistemler veya dosyalara sınırlanmış erişim. Giriş kontrolü. Erişim denetimi. Erişim kontrolü. Erişim denetim.
Flighting : Sürü. Kuş sürüsü. Böcek sürüsü. Basamak. Uçakla seyahat. Kaçma. Yağmur (kurşun, ok vb). Akış. Uçuş.
Clear off : Bitirmek. Tabanları yağlamak. Defolmak. Bir yeri tasfiye etmek. Çekip gitmek. Yok etmek. Açmak. Ortadan kaldırmak. Borç ödemek. Bir yeri tahliye etmek.
Evaporate : Buharlaşmak. Uçurmak. Kurutmak. Buğulaşmak. Buharlaştırmak. Uçup gitmek.
Dissolves : Dağıtmak. Eritmek. Bozmak. Yok etmek. Aydınlatmak. Kontrolunü kaybetmek. Çözmek. Çözünmek. Feshetmek.
Pass : Briç pas demek. Geçiş izni. Pas vermek. Bir veri kümesi üzerinde bir kez uygulanan iş dönemi. Bildirmek. Uzatmak. Devretmek. Vermek. Sınır boylarında yaşayanlara kısa süreler için sınırı geçebilmelerini sağlamak üzere resmi makamlarca verilen izin belgesi. Aktarma.
Acception : Benimseme. Onaylama. Kabul. Kabul edilmiş anlam.
Dissipate : Boşa harcamak. Çarçur etmek. Yok etmek. Dağıtmak. Aptalca harcamak. Dağılmak. Gidermek. Har vurup harman savurmak. Yaymak.
Dissolve into thin air : Yer yarılıp içine girmek. Kayıplara karışmak.
Disappear synonyms : skip town, cuts, accent char, go, flew, abort, abbreviate, die out, access control entry, blow, lose, evanesce, abnormal end, evanesced, recede, abstract syntax tree, die, evanish, goes, flight, be in the wind, access mechanism, evaporates, be on the wing, clear out, get lost, vanishes, fall away, clearing off, dieing, accent bar, duck out, disappears.
Appear : Görünmek. Anlaşılmak. Gözükmek. Ortaya çıkmak. Varmak. Gelmek. Belirmek. İzlenimini vermek. Arz-ı endam etmek.
Strengthen : Sağlamlaştırmak. Kuvvetlenmek. Güçlendirmek. Kuvvet vermek. Yükseltmek. Güç kazanmak. Berkitmek. Kuvvetlendirmek. Tahkim etmek. Pekitmek.
Disappear kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To be no longer seen. To pass from view, gradually or suddenly. As, darkness disappears at the approach of light. A ship disappears as she sails from port. To vanish. To cease to appear or to be perceived.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Disappear kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Disappear ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Disappear anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Disappear ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.