Dramaturge türkçesi Dramaturge nedir

  • Drama yazarı.

Dramaturge türkçesi ne demek">Dramaturge ingilizcede ne demek, Dramaturge nerede nasıl kullanılır?

Dramaturgic : Dram sanatı ile ilgili. Dram sanatına ait. Dramaturjiye özgü. Dramaturji ile ilgili. Dramatujiye ait.

Dramaturgist : Oyun yazarı. Dramaturg.

Dramaturgy : Tiyatro sanatı. Dramaturji. Dram sanatı. Dram sanatı yazmak. Tiyatro tarihçisi, incelemesi ve kuramcılarının oyun metni üzerindeki çalışmalarını ve sonra da oyunun sahneye konuluşu açısından sanatsal bilgileri kapsayan uğraş alanı. metin üzerinde yapılan çalışmaların tümüne kuramsal dramaturgi; oyuncular ile, sahne üzerinde yapılan çalışmalara da uygulamalı dramaturgi denilir. Tiyatro eseri yazma sanatı. Dramaturgi. Oyun sanatbilimi. Oyun yazarlığı ve tiyatro gösterisi sanatı. iki bölümde ele alınır: teorik dramaturgi: oyun yazımı, oyun yazma kuralları ve tekniği bilimi. pratik dramaturgi: bir oyunun sahneye konması işi. örn. dramaturgi üzerine ilk yapıt m.ö. 362-360 yıllarında yazılmış olan aristoteles'in "poetica" sıdır. (bk. poetika) ikinci önemli örnek de: lessing'in "hamburgische dramaturgie - hamburg dramaturgisi.

Dramatic : Çarpıcı. Coşku veren. Etkileyici. Tiyatro ile ilgili. Duyguları kamçılayan. Hareketli. Tiyatroya ait. Tiyatroyla ilgili. Dram'a, yani oyun türüne ilişkin olan. içinde gerilim, çatışma, çeşitli olaylar ve karşıtlıklar bulunan, insanla ve insan ilişkileriyle gelişen herhangi bir yapıt ya da olay. Dramatik.

 

Dramatic actor : Dramatik oyuncu. Sözlü tiyatro oyuncusuna verilen ad.

Dramatic development : Göze çarpan ilerleme. Parlak ilerleme. Parlak gelişme. Çarpıcı ilerleme.

Dramatic art : Oyun yazma ve üretme sanatı. İnsanla ilgili olan şeyi sanatsal bir yaratışla canlandıran üretim işi. dram sanatının birbirinden ayrılmayacak temel öğeleri; yansılama, canlandırma ve eylemdir. üç temel öğenin bulunduğu bir kısa bölüm, beş dakikalık bir konuşma, bir sözsüz oyun, sinema, opera betikçesi hatta bir oratoryo dram sanatının kapsamı içindedir. dram sanatı, tiyatro olgusunun yazınsal yanıdır. Dram sanatı. Dramaturji.

Dramatic censorship : Zararlı görülen bir oyunun oynanmasına yasal yoldan engel olma eylemi. ancak, bu yasaklama, zaman zaman bilgisiz kişilerin elinde kötüye kullanılmış ve tiyatroya zarar vermiştir. Oyun yasaklaması. Oyun sıkıdenetimi. Oyun yasaklanması. Zararlı görülen bir oyunun oynanmasına kanun yoluyla engel olmak. ancak bu yasaklama, sonraları, bilgisiz kimselerin elinde kötüye kullanılmış ve tiyatroya zarar vermiştir. oyun sansürü.

Dramatic event : Dramatik olay. Dramatik bir durum yaratan olay. herşeyden önce insanla ilgili olan ve insan üzerinde bizi düşünmeye yönelten olay. insanların birbirlerine, kendilerine ya da bir duruma karşı olan tutumlarında değişiklik getiren ya da bu değişikliklerine . karşı çıkan bir eylemin başlangıcı.

Dramatic structure : Romanın veya oyunun. Bir konu çevresinde gelişen. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bir filmin, bir televizyon oyununun bir izdem çevresinde gelişen, olgunlaşan, biçimlenen kuruluşu; belirli bir izdemin, belirli bir konu içinde işlenirken, belirli bir noktadan yola çıkılıp, geliştirilip, bir sonuca ulaşıncaya kadar bu konuya giriş, konunun açılması, yürüyüşü, gelişmesi; kişilerin ve bu kişilerin içinde yer aldıkları çevrenin tanıtılması; kişiler arasında ve kişiyle çevresi arasındaki ilişkiler; bu ilişkileri etkileyen çeşitli olaylar gibi öğelerin önceden tasarlanmış bir örgüye göre düzenlenişinden ortaya çıkan kuruluş. Dramatik yapı. Olgunlaşan. Bir filmin. Biçimlenen kuruluşu.

 

İngilizce Dramaturge Türkçe anlamı, Dramaturge eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dramaturge ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dramatist : Piyes yazarı. Drama oyun yazarı. Dramaturg. Oyun yazarı. Tiyatro sanatının kurallarına ve gereklerine uygun, seyirci karşısında oynanmak üzere oyun yazan kimse. yazarlık konusunda, belli ilkeler ve teknik bilgiler gerektirdiğinden, doğuştan yaratıcılık dışında, öğrenme gerektiren yazarlık kolu. Yazar.

Dramatic art : Dram sanatı. Dramaturji. Oyun yazma ve üretme sanatı. İnsanla ilgili olan şeyi sanatsal bir yaratışla canlandıran üretim işi. dram sanatının birbirinden ayrılmayacak temel öğeleri; yansılama, canlandırma ve eylemdir. üç temel öğenin bulunduğu bir kısa bölüm, beş dakikalık bir konuşma, bir sözsüz oyun, sinema, opera betikçesi hatta bir oratoryo dram sanatının kapsamı içindedir. dram sanatı, tiyatro olgusunun yazınsal yanıdır.

Theater : Sinema. Amfi. Alan. Ameliyathane. Amfiteatr. Meydan. Sinema (amerikan ingilizcesi). Sinema salonu. Tiyatro. Sahne.

Stage : Etap. Düzenlemek. Sahneye koymak. Safha. Tiyatro sahnesi. Sahne yaşamı. Konak. Tertip etmek. Bir ya da daha çok çekim içinde gerçekleştirilen, aynı kişileri aynı bezem içinde gösteren, çekim ile ayrım arasında yer alan film parçası (bazen çekim yerine de kullanılır). tv. bir televizyon oyununun, aynı kişileri aynı bezem içinde veren bölümü. sinema/tv. dış dünyanın film ya da televizyon oyununda yer alan herhangi bir görünüşü. işliğin, düzlüğün, üzerinde bezem kurulmuş, çalışma yapılan bölümü. Kademe.

Communicating : Tebliğ. Bilgi aktarma faaliyeti ile ilgili. İlişki kurma. İlbağ.

Communication : İletişim. Canlılar arasında ya da bir canlının organları arasında haberleşme. komünikasyon. Düşünce ve duyguların bireyler, toplumsal kümeler, toplumlar arasında söz, el-kol devimi, yazı, görüntü vb. aracılığı ile değiş tokuş edilmesini sağlayan toplumsal etkileşim süreci. Haberleşme. Tebliğ. Bir yerden, bir kişiden, bir makineden bir başkasına, herhangi bir ortamdan yararlanarak bilgi gönderme. Ulaşım. İrtibat. Kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi, haber alış verişi. bu alış verişte, kaynak durumunda olan kimsenin ortaya koyduğu ya da koymak istediği anlam ile bunu algılayanın buna verdiği anlam arasındaki özdeşlik, benzerlik ya da uyuşum ilişkisi. Bildirişim.

Dramatists : Oyun yazarı. Oyun yazarları.

Theatre : Tiyatro. Ameliyathane. Sinema salonu. Sahne. Tiyatroyu, bütün sanat dallarıyla uyumlu bir biçimde kaynaştırarak ortaya çıkartmayı doğru bulan tiyatro anlayışı. Meydan. Tümcül tiyatro. Olay yeri. Dramatik oyunların çalışıldığı, kotarıldığı ve oynandığı yapı. Alan.

Dramatics : Dramatik davranış. Sahne etkinlikleri. Amatör tiyatro çalışması. Oyun yazma ya da oynama sanatı. Tiyatroculuk. Dramaturji. Dramatik ifade.

Dramaturge synonyms : dramaturgical, dramatic work, dramatic composition.