Communicating türkçesi Communicating nedir

  • Bilgi aktarma faaliyeti ile ilgili.
  • İlbağ.
  • Tebliğ.
  • İlişki kurma.

Communicating ile ilgili cümleler

English: We've been communicating regularly.
Turkish: Düzenli olarak haberleşiyoruz.

Communicating ingilizcede ne demek, Communicating nerede nasıl kullanılır?

Communicating bad news : Kötü haber.

Communicating hydrocephalus : Komunikan hidrosefali. Birleşik hidrosefalus. Kafatasında, hem karıncıkların hem de araknoit boşlukların içersinde normal dışı beyin-omurilik sıvısının birikimi.

Excommunicating : Afaroz etme.

Intercommunicating : Haberleşmek. İlişkili olmak.

Communication : Yayma. Haber (mektup veya not veya telgraf gibi iletilen). Bir düşüncenin, bir duygunun yüz anlatımı, el, kol ve baş hareketleri, konuşma yoluyla ya da yazı, telefon, radyo, televizyon gibi bildirişim araç ve gereçlerinden yararlanarak bir kimseden başka bir kimseye iletimi. Haber. Bilgi ve deneyim alışverişi. İletiliş. Ulaşım. Temas. Bilgisayar, bilişim, biyoloji, eğitim, fizik, gramer, sinema, televizyon, sosyoloji alanlarında kullanılır. Ç.komünikasyon jüyesi.

Communication and science minister : İletişim ve bilim bakanı. Bir ulusun iletişim ve bilim endüstrisini denetleyen hükümet görevlisi.

Communication device : İletişim aygıtı.

Communication control character : İletişim denetim karakteri.

 

Communication adapter : İletişim uyarlayıcısı.

Communication devices : İletişim aygıtları.

İngilizce Communicating Türkçe anlamı, Communicating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Communicating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Line : Oyun alanını bölen, sınırlayan ve belirleyen boyadan şeritlere verilen ad. Sıralamak. Sürütme oltaları. Doldurmak. Oyun alanının sınırlarını belirten boyalı şerit. Oyun alanını sınırlamak, belirli ölçü ve bölgeleri göstermek amacıyla yapılan ayırıcı doğru. (genellikle kireçli su ile çizilir.). Sıra. Hat. Satır. Çizgi çizmek.

Expostulation : Dostça uyarı. Eleştiri. Sitem. Dosça tenkit. Uyarma. İtiraz.

Bulletin : Broşür. Belleten. Bülten. Duyuru. Dergi. Haber bülteni. İlan. Bildiri.

Channel : Arna açmak. Elektriksel imlerin aktarılmasında kullanılan, tek ya da iki yönde olabilen tek yol (alıcı oluğu, ses oluğu, seslendirme oluğu, yinelenim oluğu, vb.). tv. bir televizyon yayınında resim yayını ile buna bağlı ses yayınının kapsadığı yinelenim kuşağı; televizyon kuşaklarının ayrıldığı bölümlerden her biri. Oluk. Bağlantı. Yönlendirmek. Kanal. Çevirmek. Kanala dökmek. Hat. Maceraya sevk etmek.

Treatment : Özet ile ayrımlama arasında yer alan, özetin kırk elli sayfa içinde genişletilip işlendiği; dramatik yapının belirdiği; başlıca kişilerin başlıca özellikleriyle tanıtıldığı; konunun belli başlı gelişme noktalarının ortaya çıktığı; kişilerin, olayların ortaya konduğu; olguların sıralanmasının gerçekleştirildiği; söyleşmelerin en önemlilerinin hazırlandığı aşama. Gereçleri amaçlı olarak ve çözümleme araçlarıyla işlemden geçirme. Davranış. Hastayı iyileştirme, sağaltım, terapi. İyileştirme. Muamele. Sağaltım. Tasfiye. Geliştirim. Değerlendirme.

 

Test : Deneme. Bakmak. Sınav. Tutum, yeti, yetenek ve becerileri ölçmek üzere başvurulan ve ölçünlenmiş edimli ya da sözlü sınarlardan oluşan ölçme aracı. Yoklamak. Denetim. Kontrol etmek. Sınamak. Maden eritme potası. Muayene etmek.

Theater : Sinema. Bkz.theatre. Sinema salonu. Sinema (amerikan ingilizcesi). Amfiteatr. Ameliyathane. Tiyatro. Meydan. Amfi. Alan.

Manifesto : Beyanname. Bildiri. Bildirim. Bildirge. Beyanat. Parti programı.

Intercommunication : İç haberleşme. Dahil haberleşme. Birbiriyle haberleşme. Haberleşme. İletişim. Temas ve haberleşme.

Announcement : Anons. Duyuru. İlan etme. İlan. Bildirme. Haber (radyo ve televizyon terimi). Haber (tv, radyo). İhbar.

Communicating synonyms : mail service, human action, human activity, postal service, verbal expression, conveyance, persuasion, objection, post, remonstration, announcing, mail, transmission, communication channel, contact, theatre, contraction, exhortation, verbalism, edicts, conveying, discussion, expression, medium, declaration, dramatic art, exam, annunciation, remonstrance, communiques, edict, act, communication.

Communicating zıt anlamlı kelimeler, Communicating kelime anlamı

Dissuasion : Caydırma. Vazgeçirme. İkna. Kandırma.

Persuasion : Razı etme. Akide. İnandırma. İtikat. İkna etme. Din. Kanı. Kandırma. Tür. İkna.