Duta nedir, Duta ne demek

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: dutu].

[Bakınız: dutu].

[Bakınız: dutarık].

Tutsan a!.

Duta anlamı, kısaca tanımı

Duta almak : Meyveyi, örselenmemesi için elle kopararak toplamak

Duta elma : Dalından elle koparılarak toplanan elma.

Duta gelmek : Alıp gelmek, yanında getirmek.

Duta gitmek : Tutup gitmek.

Duta komak : Alıkoymak, bırakmamak, tevkif etmek.

Duta toplamak : Meyveyi, örselenmemesi için elle kopararak toplamak.

Dutaaç : Tencere tutacağı.

Dutacak : Tencere tutacağı. Maya: Biraz dutacak bulamadık. Ateş üzerinde bulunan tencereyi tutup indirmek için kullanılan bez parçası.

Dutaç : Tencere tutacağı.

Dutağacı : Afyon ilinde, Sandıklı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Dutağaç : Tencere tutacağı. Aydın şehrinde, Bozdoğan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Çankırı şehrinde, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Dutağan : İyice, sıkıca tutan, çok tutan.

Dutah : Tencere tutacağı. [Bakınız: dutacak]. Bulaşık yıkama bezi. Sapanı elle tutarak idare etmeye yarayan çatallı ağaç. Eski türkçe tutyak: tutak; elcek; sabanın tutacak yeri. Tutak.

Dutak : Tencere tutacağı. Sapanı elle tutarak idare etmeye yarayan çatallı ağaç. Keser, destere, burgu gibi aygıtlar. Ona buna sataşan kişi. Yazıyı düzgün ve güzel yazmak için kâğıdın altına konulan kitap, mukavva gibi sert şeyler. Suçlu bir kimsenin affedilmesine sebep olacak şey: Babam bana kırgındı, yeni doğan çocuğumu yüz dutağı ettim de kendimi affettirdim. Bulaşık yıkama bezi. Sıcak kazan, tencere gibi yemek kaplarının kulplarından tutmaya yarayan tutacak, bez. Tutunacak dal, mec. güvence dutan üstüne gondum. Sıcak yemek kaplarını tutmaya yarayan bez parçası. [Bakınız: tutak]. Saban okunun elle tutulacak yeri, saban kulağı.

 

Dutalaç : Tencere tutacağı.

Dutalağı tutmak : Sarası tutmak. Hiddetlenmek.

Dutalak : Öfke, kin, hiddet.

Dutalanı : Burdur şehrinde, Bucak belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Dutalga : Sara. Öfke, kin, hiddet.

Dutalık : Sara. Öfke, kin, hiddet. [Bakınız: dutalga].

Dutalıklı : Sinirli, öfkeli.

Dutalka : Sara.

Dutam : Elle tutulan miktar, tutam.

Dutamah : Sapanı elle tutarak idare etmeye yarayan çatallı ağaç.

Dutamak : Tencere tutacağı. [Bakınız: dutacak]. Sap, kulp. Vesile, neden. Fırsat. Delil. Anapara. Rehin. Tutunacak, dayanacak kimse, yer. Kolay yanan odun parçaları. Temel, dayanak.

Dutamık : Tutacak şey.

Dutamk : Etrafı çevrili, sahipli arazi.

Dutamlamak : Avuçla kavranmak.

Dutanmak : Tutulmak, kesilmek, susmak.

Dutar : Nöbet, sinirlenme, huy; dutari tutdi.

Dutarağı dutmak : Sarası tutmak. Hiddetlenmek. [Bakınız: dutalağı tutmak].

Dutarak : Sara. Öfke, kin, hiddet. [Bakınız: dutalga]. [Bakınız: dutarık].

Dutarga : Sara.

Dutargalı : Saralı, sarası olan.

Dutargası dutmak : Sarası tutmak. Hiddetlenmek. [Bakınız: dutalağı tutmak].

Dutarık : Sar’a, hastalık nöbeti.

Dutaş : Tanık.

El dutamağı : Rüşvet cinsinden hediye.

Diğer dillerde Duş odası anlamı nedir?

İngilizce'de Duş odası ne demek ? : shower enclosure