Dutak nedir, Dutak ne demek
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Tencere tutacağı.
Sapanı elle tutarak idare etmeye yarayan çatallı ağaç.
Keser, destere, burgu gibi aygıtlar.
Ona buna sataşan kişi.
Yazıyı düzgün ve güzel yazmak için kâğıdın altına konulan kitap, mukavva gibi sert şeyler.
Suçlu bir kimsenin affedilmesine sebep olacak şey: Babam bana kırgındı, yeni doğan çocuğumu yüz dutağı ettim de kendimi affettirdim.
Bulaşık yıkama bezi.
Sıcak kazan, tencere gibi yemek kaplarının kulplarından tutmaya yarayan tutacak, bez.
Tutunacak dal, mec. güvence dutan üstüne gondum.
Sıcak yemek kaplarını tutmaya yarayan bez parçası.
Teknik terim anlamı:
[Bakınız: tutak].
Saban okunun elle tutulacak yeri, saban kulağı.
Dutak anlamı, kısaca tanımı
Duta : [Bakınız: dutu]. [Bakınız: dutarık]. Tutsan a!
Saban kulağı : Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça, kulak (I).
Affedilme : Bağışlanma.
Ona buna : Herkese.
Tencere : İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap.
Çatallı : Çatalı olan. İki veya daha çok ihtimali olan. Pürüzlü (ses). Çatal durumunda olan.
Tutarak : Sara.
Güvence : Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti. Birinin şüphelerini dağıtmak için söylenen inandırıcı söz, teminat. Alınan sorumluluğa karşı olarak ortaya konulan şey.
Mukavva : Kalın karton.
Destere : Testere.
Bulaşık : Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak. Kirli. İz, etki, kalıntı. Yapışkan, sulu. Düzensiz, karışık.
Tutacak : Sıcak mutfak araçlarını tutmakta kullanılan, birbirine şeritle bağlı bez çifti, tutaç, tutak.
Sataşan : Yağmura tutulan.
Düzgün : Doğru ve pürüzsüz, muntazam. Fondöten. İyi. Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde. Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim). Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam.
Kendim : Kendim.
Dester : Ekmek konulan sepet.
Yazmak : Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak. Açmak. Yaymak, sermek. Yazı ile bildirmek, haber vermek. Gelinin yüzünü süslemek. Yazar olarak görev yapmak. İnsanın geleceğini belirlemek. Yazı ile anlatmak, yazıya dökmek. Sayaç vb. sayılarla niceliği belirtmek. Bir göreve almak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur. Kaydetmek. Bir bilim veya edebiyat eseri oluşturmak.
Üstüne : İlişkin, üzerine, dair. Hesabına. -den sonra. Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz. -e göre, uygun olarak.
Kırgın : Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan. Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık. Gücenmiş, gönlü kırılmış bir durumda.
Yıkama : Yıkamak işi. Film üzerinde kalması istenmeyen kimyasal maddelerin akıtılması için arı suyla yapılmış olan temizleme. Bir eriticideki bir veya birkaç çözünür birleşeni ayırmak amacıyla, eriticiyi, toz durumuna getirilmiş bir maddenin içinden yavaş yavaş geçirme.
Diğer dillerde Duş odası anlamı nedir?
İngilizce'de Duş odası ne demek ? : shower enclosure
Bu kısımda Dutak nedir? Dutak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Dutak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Dutak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.