Egg türkçesi Egg nedir
- Eşek şakası.
- Damarına basmak.
- Teşvik etmek.
- Yumurta atmak.
- Taslak.
- Tahrik etmek.
- Yumurta.
- Biyoloji alanında kullanılır.
- Torpido.
- Kışkırtmak.
- Genellikle yuvarlak şekilli, dişi eşey organında mayoz bölünmeleri sonucu teşekkül eden haploit kromozom sayılı, erkek eşey hücresi ile birleşerek zigotu meydana getiren, büyük, hareketsiz, bir hücre. ovum.
- Dürtmek.
- Bomba.
Egg ile ilgili cümleler
English: Ali asked Mary to teach him how to poach an egg in a microwave oven.
Turkish: Ali Mary'nin bir yumurtayı mikrodalga fırında nasıl pişireceğini kendisine öğretmesini istedi.
English: Better an egg today than a hen tomorrow.
Turkish: Bugünkü yumurta yarınki tavuktan iyidir.
English: A kiss without a mustache is like an egg without salt.
Turkish: Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.
English: Beat the egg before putting it in the soup.
Turkish: Yemeğe koymadan önce yumurtayı çırp.
English: Beat the egg whites until stiff.
Turkish: Yumurta beyazlarını katılaşana kadar çırpın.
Egg ingilizcede ne demek, Egg nerede nasıl kullanılır?
Egg albumin : Yumurta albümini. Kanatlı yumurtalarının akı içerisinde bulunan albümin.
Egg and poultry industry : Kümes hayvanları ve yumurta endüstrisi.
Egg bearing season : Dişi balığın yıl içerisinde yumurta taşıdığı süreç. Yumurtalı dönem.
Egg beater : Yumurta çırpma aleti. Yumurta çırpıcısı.
Egg brandy : Şeker ve sütten yapılan bir içki. Yumurta likörü.
Egg dance : Çok zor ve karmaşık durum. Yumurta dansı. (mecaz) dancing on eggs (yumurta üzerinde dans etme).
Egg drop syndrome 76 : Yumurta azalması sendromu. Yumurta azalması sendromu-76.
Egg cell : Yumurta hücresi.
Egg collecting : Yumurta toplama.
Egg coat : Yumurtanın dış glikoprotein örtüsü. Yumurta örtüsü.
İngilizce Egg Türkçe anlamı, Egg eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Egg ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Shell : Atom çekirdeğini kuşatan elektron içerikli katlardan her biri. Kabuğunu çıkarmak. Kabuk. Kabuğunu çıkartmak. Bir hayvanın, meyvenin, bazı yumurtaların, kalkerli, silisli, keratinsi ya da kitinli sert dış örtüsü. kavkı. Öğecik, özdecik ya da çekin içinde, kimi nicem sayıları eş, erkeleri birbirine yakın eksicik, çekincik topluluğu. Bina iskeleti. Bilgisayar, biyoloji, fizik, kimya, nükleer enerji alanlarında kullanılır. Bombardıman etmek. Ayıklamak.
Design : Plan çizmek. Joba. Modelini çizmek. Oyun düzeni çalışması içindeki temel güzelduyusal ilkelerden biri (öbürleri : görsel yorum, hareket yapımı, hız-tartım-zamanlama ve sözsüz oyunla drama-tizasyon'du.r). tasarım, uygulamanın yapısını, biçimini ya da çizimini ortaya çıkaran bir çalışmayı içerir. tasarım, aynı zamanda, konunun duygusal ölçüsünü ve ussal uygulayım düzenini sağlar. Ölçülendirmek. Desen. Josparını çizmek. Tasarlamak. Olası alıcıları çekebilmek için malların yeni ve farklı bir biçimde sunumu ile ilgili olarak yapılan çalışmalar bütünü.
Bombshells : Bomba etkisi yapan şey. Mermi. Kötü sürpriz. Bomba mermisi. Sürpriz.
Vitellus : Yumurtanın plazmasında bulunan besin maddesi. Vitellus. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Yumurta sarısı. küçük tane. Yumurta sarısı. Vitellüs. Vitelus.
Disturbs : Aksatmak. Bozmak. Huzursuz etmek. Huylandırmak. Karıştırmak. Üzmek. Rahatsız etmek. Taciz etmek. Endişelendirmek.
Commove : Toplumun şiddet duygularını körüklemek. Rahatsız etmek. Provoke etmek. Heyecanlandırmak. Karıştırmak. Zorla hareket etmeye neden olan. Şiddet ile hareket etmek. Kafasını karıştırmak.
Exasperates : Kızdırmak. Öfkeden çıldırtmak. Şiddetlendirmek. Sinirlendirmek. Çok kızdırmak. Deli etmek. Patlatmak. Canını sıkmak. Çileden çıkarmak.
Torpedo boat : Mayın gemisi. Torpidobot. Hücumbot. Muhrip. Torpido botu. Torpido hücumbotu. Torpido bot.
Designment : Plan. Tasarım. Proje. Tasarlama. Planlama.
Conspectus : Hulasa. Genel bakış. Plan. Özet.
Egg synonyms : food product, draught, dig, countenancing, the bomb, actuates, ginger up, a site, gingering up, goads, antagonize, ovum, acacia, abet, draft plan, curry, antagonizing, horseplay, cathect, edge on, albumen, white, egging, abiotic factor, aardwolf, antagonized, gallivanting, drafts, roe, nasty trick, abacus bodies, goaded, cheered.
Egg zıt anlamlı kelimeler, Egg kelime anlamı
Empty : Boş. Boşalmak. Dökülmek. Boşaltmak. Akıtmak. Önemsiz. Dökmek. Yoksun. Boşuna. Tahliye etmek.
Angular : Soğuk. Arkadaşlık kurması zor. Bir deri bir kemik. Köşeli. Sevimsiz. Zarafetten yoksun. Çöp gibi (argo terim). Kemikleri sayılan. Açısal. Açılı.
Egg ingilizce tanımı, definition of Egg
Egg kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The oval or roundish body laid by domestic poultry and other birds, tortoises, etc. It consists of a yolk, usually surrounded by the "white" or albumen, and inclosed in a shell or strong membrane. . To incite&?. To instigate. To urge on.
Bu kısımda Egg kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Egg ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Egg anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Egg ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.