Yumurta nedir, Yumurta ne demek

Yumurta; bir biyoloji terimidir.

  • Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre.
  • Er bezi.
  • Çorap onarmakta kullanılan, yumurta biçiminde, genellikle tahta veya mermerden kalıp.
  • Tavuk yumurtası
  • Kanatlı hayvanların çoğalmasını sağlayan kabuklu bir besin maddesi.

"Yumurta" ile ilgili cümleler

  • "Balık yumurtası. Böcek yumurtası."
  • "Koç yumurtası."
  • "İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi." - H. Taner

Biyoloji'deki anlamı:

Genellikle yuvarlak şekilli, dişi eşey organında mayoz bölünmeleri sonucu teşekkül eden haploit kromozom sayılı, erkek eşey hücresi ile birleşerek zigotu meydana getiren, büyük, hareketsiz, bir hücre. Ovum.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Genellikle yuvarlak biçimli, dişi eşey organında mayoz bölünmeler sonucu oluşan, haploit kromozom sayılı, erkek hücresiyle birleşerek zigotu meydana getiren, büyük hareketsiz bir hücre, ovum, dişi üreme hücresi. 

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Ovulasyonla infundibulumdan yumurta kanalına geçen ve ikinci mayoz bölünmeyi henüz tamamlamamış olan büyük dişi cinsiyet hücresi, ovum, makrogamet. Yumurtanın çekirdeğinde vezikula germinativa adı verilen açık renkli kromatinle makula germinativa adı verilen koyu kromatin toplulukları bulunur.

 

Büyükbaş hayvanların but kısmında bulunan ve diz ekleminin iç kısmından kalça eklemine doğru uzanan yumurta biçiminde, ortalama 2-3 kg ağırlığındaki et parçası.

Kanatlılar tarafından üretilen ve insan gıdası olarak kullanılan hayvansal gıda maddesi.

Zooloji alanındaki anlamı:

Dişi eşeylik gözesi; yuvarlak ya da söbe biçimde olabilen dişi üreme gözesi.

İngilizce'de Yumurta ne demek? Yumurta ingilizcesi nedir?:

ovum, egg, oeuf

Fransızca'da Yumurta ne demek?:

oeuf

Osmanlıca Yumurta ne demek? Yumurta Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

beyza

Yumurta hakkında bilgiler

Yumurta, dişi hayvanların ve özellikle kuşların embriyoyu korumak amacıyla yumurtladığı yuvarlak ve oval şekilli cisimlerdir. Birçok hayvanın yumurtaları yiyecek olarak kullanabilmesine karşın, yumurta denince akla ilk gelen şey tavuk yumurtasıdır. Tavuk yumurtası sayısız yemeğin hazırlanmasında malzeme olarak kullanılır. Dünyanın hemen hemen her mutfağında yaygın olarak kullanılır.

Yaygın bir inanış olan bıldırcın yumurtasının bir tavuk yumurtası kadar protein içerdiği doğru değildir.

Son yıllarda hazır gıda üretimindeki artış, yumurtanın kullanıma hazır, pastörize ve yumurta tozu halinde üretimini yaygınlaştırmıştır. Bu artışı baskılamak, baltalamak isteyenler tarafından "günde iki defa yumurtlatıyorlar", yemlerinde "antibiyotik" katıyorlar gibi konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından propogandalar yapılmaktadır. Fakat bu işin içinde olan herkesin ve veteriner hekimlerinin doğrulayacağı gibi tavuğun günde iki defa yumurtlama gibi bir olasılığı yoktur. Konvensiyonel veya özel hibrit tavukların hepsi için geçerlidir. Türkiye'de de çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi yemlere antibiyotik karıştırılması yasaktır.

 

Yapılan araştırmalar besinler içindeki en kaliteli proteinin yumurtada olduğunu göstermiştir. Ayrıca yumurta dışarıdan alınması gerekli olan amino asitleri dengeli ve yeterli miktarda içerir. Vücuda gerekli olan başta A, B, D, E ve birçok vitamini yüksek oranda barındırır.

Yumurta ile ilgili Cümleler

  • São Paulo ülkedeki en büyük yumurta üreticisi.
  • Yumurta atmak yumurtalar tarafından yapılan hasar 400 doları aşarsa bir suçtur.
  • O, mutfakta birkaç yumurta kaynattı.
  • Yumurta sarısı yemek gerçekten o kadar sağlıksız mi?
  • Yumurta sarısı sarıdır.
  • Ali bütün yumurtalarını bir sepete koydu.
  • Yumurta sarısını severim.
  • Jale'ye 2013 yılında yumurtalık kanseri teşhisi kondu.
  • Menopoz, yumurtalıkların başlıca fonksiyonlarının kalıcı olarak durmasıdır.
  • Yumurta boyamak eğlenceli.
  • Yumurta sarısını yumurtadan çıkardı.
  • Yumurta beyazlarını katılaşana kadar çırpın.
  • Ali bana kahvaltıda domuz pastırması ve yumurta olduğunu söyledi.
  • Bir sinek kaç tane yumurta yumurtlar?

Yumurta kısaca anlamı, tanımı:

Yumurtlama : Yumurtlamak işi.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz.

Besin : Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey. Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda.

Tavuk : Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus).

Yumurta kapıya dayanmak : Yapılacak iş için zaman çok daralmak.

Yumurtadan daha dün çıkmış : "bilgiçlik taslayan toy kimse" anlamında kullanılan bir söz.

Yumurtaya kulp takmak : Bahane bulmakta usta olmak.

Yumurtayı çalkamak : Hayvan, üstüne oturduğu yumurtayı çevirmek.

Yumurta akı : Yumurta sarısını saran az akışkan, albümince zengin, saydam madde.

Yumurta hücresi : Bitkilerde erkek gamet tarafından döllenerek yumurtayı oluşturan dişi gamet, oosfer.

Yumurtakökü : Kök boyası.

Yumurta ökçe : Orta yükseklikte ve az sivri ayakkabı ökçesi.

Yumurta sarısı : Bu bölümün rengi. Yumurtanın ortasında bulunan sarı bölüm. Bu renkte olan.

Yumurta zarı : Yumurtanın kabuğuyla akını birbirinden ayıran ince zar.

Çift yumurta ikizi : İki ayrı yumurtada döllenen ikizler.

Ispanaklı yumurta : Haşlanmış ve yağda hafif kavrulmuş ıspanağın içine yumurta kırılması ile hazırlanan yemek.

Katı yumurta : Lop yumurta.

Kıymalı yumurta : İçine kavrulmuş kıyma konularak hazırlanan yumurtalı yemek.

Lop yumurta : Suda çok kaynatılmış kabuklu yumurta, katı yumurta.

Pastırmalı yumurta : Pastırma kavrulduktan sonra üzerine yumurta kırılarak yapılmış olan bir yemek türü.

Sucuklu yumurta : Kavrulmuş sucuğun üzerine yumurta kırılarak yapılmış olan bir çeşit yemek.

Tek yumurta ikizi : Tek yumurtada döllenen ikizler. Bu ikizlerden her biri.

Balık yumurtası : Balıkların genellikle sığ yerlere bıraktıkları, üremelerini sağlayan yumurta. Havyar.

Koç yumurtası : Kasaplık hayvanların erkeklik bezleri.

Paskalya yumurtası : Paskalyada Hristiyanların çeşitli renklere boyadıkları yumurta.

Yumurtacı : Yumurta alıp satan kimse.

Yumurtacık : Canlılarda dişinin, döllenip oğulcuk durumuna gelmesi için çıkardığı üreme hücresi. Kapalı tohumlularda, döllenmeden sonra değişikliğe uğrayarak tohumu oluşturan bölüm.

Yumurtacılık : Yumurtacının yaptığı iş.

Yumurtalık : Adana iline bağlı ilçelerden biri. Buzdolabında yumurta koymaya ayrılmış özel bölüm. Pişmiş yumurtayı içine dik olarak koymaya yarayan, fincana benzer kap. Canlılarda dişi üreme hücrelerini veren organ, mebiz.

Arkasında yumurta küfesi yok ya : Sırtında yumurta küfesi yok ya!.

Cins horoz yumurtada öter : "bir insanın ileride ne olacağı daha çocukken belli olur" anlamında kullanılan bir söz.

Fol yok yumurta yok : Bir konu ile ilgili ortada hiçbir belirti olmadığı hâlde varmış gibi bir kuşkuya düşüldüğünde kullanılan bir söz.

Paskalya yumurtası gibi : Yüzüne çok allık süren.

Sırtında yumurta küfesi olmamak : Eski düşünce ve yönünü kolayca değiştirmek veya sözünden caymakta sakınca görmemek.

Döllenme : Erkek gametle dişi gametin kaynaşmasıyla yumurtacığın oğulcuk durumuna gelmesi, aşılanma, ilkah. Tozlaşma.

Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Başkası değil, yine o. Aralarında ayrım olmayan. Benzer.

Canlı : Güçlü, etkili. Hareketli, hayat dolu, dinamik. Canı olan, diri, yaşayan. Canlı yayın. Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan. Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk), ateş parçası.

Hücre : İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze. Küçük oda. Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk. Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda.

Kanatlı : Kanadı olan.

Çoğalma : Çoğalmak işi, fazlalaşma, ziyadeleşme.

Kabuklu : Kabuğu olan.

Kuşlar : Çok hücreli hayvanlardan, omurgalıların geniş bir sınıfı.

Er bezi : Erkeklik hormonunu oluşturan erkek cinsiyet bezi, yumurta, husye, haya, testis.

Er : Erbiyum elementinin simgesi. Rütbesiz asker, nefer. Erkek. Erken. Kahraman, yiğit. İşini iyi bilen, yetenekli kimse. Koca.

Yumurta albümini : Kanatlı yumurtalarının akı içerisinde bulunan albümin.

Yumurta ana gözesi : (karşılık: oogonyum), (Yun. oon = yumurta, Yun. gones = yavru): Dişi eşeylik organında yumurtaları meydana getiren ana gözeler.

Yumurta ana hücresi : (Yun. oon: yumurta; gonos: yavru) Dişi eşey organında yumurtaları meydana getiren, mitoz bölünme yeteneğinde olan ana hücreler. Oogonyum.

Yumurta azalması sendromu : Tavuklarda yumurta kabuğu kalınlığında incelme, yumuşama, kabuksuz yumurtlama ve yumurta veriminin yaklaşık % 40 oranında azalmasıyla belirgin adenovirüs enfeksiyonu, yumurta azalması sendromu-76, EDS-7 Ördek, hindi ve bıldırcın gibi diğer kanatlı türleri de duyarlıdır.

Yumurta azalması sendromu-76 : Yumurta azalması sendromu.

Yumurta bırakımı : Yumurtalıktan yumurtaların bırakılması. Ovulasyon.

Yumurta dişi : Yumurtadan çıkan kanatlı embriyolarında, yumurta kabuğunun kırılmasında kullanılan ve yumurtadan çıktıktan sonra düşen, gaganın ucundaki çıkıntı.

Yumurta eldesi : Laparoskopi yahut ultrason rehberliğinde bir iğneyle preovulator folikülden yumurta hücresinin aspire edilerek alınması.

Yumurta gözesi : yumurta hücresi (botanik) (biyoloji, botanik)

Yumurta kabuğu : Birçok sestod da, embriyonik blastomerlerden köken alan dış zarın katkıda bulunduğu yumurta kabuğu. Yumurtayı dış etkilere karşı koruyan ve büyük çoğunluğu kalsiyum karbonattan oluşan ve yumurtaya şeklini veren kısmı.

Diğer dillerde Yumurta anlamı nedir?

İngilizce'de Yumurta ne demek? : adj. ovular

pref. ovi, ovo

n. egg, roundish object produced by certain female animals for reproductive purposes (Slang), nuts, testicles; ovum, spawn

Fransızca'da Yumurta : ìuf [le]

Almanca'da Yumurta : n. Ei

Rusça'da Yumurta : n. яйцо (N), икра (F), яичко (N)

adj. яичный