Embankment türkçesi Embankment nedir

Embankment ingilizcede ne demek, Embankment nerede nasıl kullanılır?

Clay embankment : Kil imla. Kil dolgu.

Embankments : Bent. Set yapma. Yapay dolgu. Toprak set. Dolgu. Dolma. Rıhtım. Toprak dolgu. Set. İmla.

Embankmenk : Akarsu yatağının iki yanında, taşkın sularının yığmasıyla oluşan lığ ve çakıl karışımı tümsek. Yatak seti.

Embanked : Toprak set çekmek. Set ile kapatılmış. Toprak setle çevrelemek. Set çekilmiş. Toprak setle çevrelenmiş.

Embanking : Toprağı setle çevreleme. Set çekilme. Set ile kapatma. Toprak setle çevrelemek. Toprak set çekmek. Dolgu yapma.

Embanks : Toprak set çekmek. Toprak setle çevrelemek. Set çekmek.

İngilizce Embankment Türkçe anlamı, Embankment eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Embankment ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Wall : Tarih, jeoloji alanlarında kullanılır. Ayırmak. Cidar. Baraj. Duvarla çevirmek. Yarık çeperleri. Etrafına duvar çekmek. Duvar örmek. Sur. Kocaduvar.

Keelage : Liman vergisi. Geminin limanda kalması için ödenen vergi. İskele parası. Rıhtım ücreti. İskele resmi. Liman kullanma ücreti. Liman resmi.

Cement : Çimentolamak. Biyoloji, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Sağlamlaştırmak. Dişin üzerini kaplayan kemiğe benzer madde. hücreleri birbirine bağlayan ya da organizmayı zemine bağlayan ara madde. Macun. Beton ile kaplamak. Çimento. Yapıştırmak. Birleştirmek. Betonlamak.

 

Refilling : Yeniden doldurma. Yeniden doldurmak. Tekrar dolmak.

Bank : Para sürmek. Basamak. Kıyı. Küme. Silindir arası (motor). İşlevlerine göre merkez bankası, kalkınma ve yatırım bankası ve ticari banka; sermaye yapısına göre ise kamu bankası, özel banka ve yabancı banka biçiminde sınıflandırılan ve yasa veya izinle kurulabilen finansal aracı kurum. Banka. Banko. Yokuş.

Stuffings : Sızdırmazlık elemanı. Vatka. Özgüven. Conta. İçirik. Kıtık. Döşeme dolgusu. Üstüpü.

Core : Bir makaranın ortasında, makaraya bağlı olmayarak kendi başına da kullanılabilen, genellikle düzensiz sarmaların yol açabileceği çizinti ya da çiziklerden korumak amacıyla negatiflerin sarıldığı, yoğruktan ya da paslanmaz çelikten silindir biçimindeki parça. Havuç. Meyve göbeği. Koçan. Öz. Bazı virüslerde nükleik asidi çevreleyen ve ökaryotik hücrelerde bulunan histon yapıya benzer protein kılıf, kor. İçini çıkarmak. Öz yapı. Ortasmdan geçen okuma/ yazma telinden belli bir yönde akım geçirildiğinde belli bir yönde mıknatıslanan ve bu durumunu, telden ters yönde bir akım geçirilmedikçe koruyan, olabildiğince küçük boyutlarda, halka biçiminde, bilgisayar ana belleği olarak kullanılan çekirdek belleği oluşturan mıknatıslı öğe.

Backfill : Geri doldurmak. Geri dolgu. Ayak dolgusu. Bir çukuru geri doldurmak. Bir çukuru kendisinden çıkarılmış olan toprakla tekrar doldurmak. Bir siperi geri doldurmak. Boşaltılmış olan çukuru yeniden doldurmak için kullanılan malzeme.

 

Rampart : Sur ile çevirmek. Sur. Savunma. Kale duvarı. Korunma. İstihkam. Siper.

Embankment synonyms : stone facing, revetement, embankments, stuffed, dykes, cores, dikes, mounded, hard core, caulkings, dike, digue, caulking, bund, bulwark, imbuement, barriers, levee, barrage, ferry, jetties, spellings, article, clause, barrier, mound, dictations, backfills, banks, earthwork, jutty, landing place, barraged.

Embankment ingilizce tanımı, definition of Embankment

Embankment kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act of surrounding or defending with a bank.