Dolgu nedir, Dolgu ne demek

"Dolgu" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Diş dolgusu."

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: birikme]

Jeoloji ve yer bilimleri alanındaki anlamı:

Bir maden yatağında filizle birlikte bulunan, çoğunlukla değersiz taş ya da mineral maddeleri.

Bilimsel terim anlamı:

Boya, plastik, kauçuk ve benzeri ürünlerin özelliklerini geliştirip mal oluşlarını düşürmek için içlerine katılan özdek.

madencilik: a. Maden ocaklarında çıkarılan tözün yerine doldurulan değersiz gereç. b. Bu gereçleri doldurma işlemi.

yapıcılık: Arası karmaş ve ufak taşlarla dolu iki yüzü taş, duvar.

bayındırlık: Bir yeri yükselterek, bir çukuru doldurarak elde edilen sonuç.

İngilizce'de Dolgu ne demek? Dolgu ingilizcesi nedir?:

filler, packing, filling (in), gang

Dolgu kısaca anlamı, tanımı:

Dolgu yapmak : Çürük dişleri temizleyip oyuğu, uygun bir madde ile doldurmak. doldurmak.

Dolgu maddesi : Boyada uygulama ve film oluşturma özelliklerini ayarlamak ve boyaya bazı fiziksel özellikler eklemek için kullanılan talk, barit ve kalsit gibi mineral tozu.

Taş dolgu : Taş ile yapılmış dolgu.

 

Baca dolgusu : Eski veya sönmüş bir yanardağ bacasının bulunduğu yerde, aşınma sonucu ortaya çıkmış sert kayaçlardan oluşan tepe.

Dolgulu : İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş.

Dolgun : Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu. Şişkin. Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.). Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış. Balıketinde.

Dolgun maaş : Dolgun ücret.

Dolgun ücret : Yüksek ve tatmin edici ücret, dolgun maaş.

Dolgunca : Fazlaca, çokça, bol. Biraz şişman.

Dolgunlaşma : Dolgunlaşmak işi.

Dolgunlaşmak : Dolgun duruma gelmek.

Dolgunluk : Dolgun olma durumu.

Etine dolgun : Şişman sayılmayan, balıketinde.

Kulak dolgunluğu : İşiterek elde edilen (bilgi).

Madde : Molekül. Para, mal vb. ile ilgili şey. Bir cismi oluşturan öge, öz. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Duyularla algılanabilen nesne. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri.

Toprak : Ülke. Arazi, tarla. Memleketli. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Kara. Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü.

Doldurma : Gereksiz söz ve benzetmelerle dolu anlatım. Yükleme. Doldurmak işi.

İşlem : Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat.

 

Cevher : İyi yetenek. Bir şeyin özü, maya, gevher. Töz. Değerli süs taşı, mücevher.

Alınma : Alınmak işi.

Boşluk : Kesinti, kopukluk. Eksiklik, yoksunluk duygusu. Boş geçen süre. Boş olan yer. Oyuk, çukur, kapanmamış yer. Boş olma durumu.

Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.

Dolgu cilası : Cilalamada ağaç gözeneklerinin doldurulduğu evre.

Dolgu gereci : Evreler arasındaki değme yüzeyini artırmak amacıyla damıtma ve soğurma kulelerinin içine doldurulan cam, porselen gibi eylemsiz gereç. Doldurma işleminde kullanılan karbon temelli gereç.

Dolgu lifi : Oturma mobilyalarının döşemelerinde dolgu gereci olarak kullanılan esnek, bitkisel lif.

Dolgu macunu : yapıcılık: Boyanacak yüzeydeki delik ve yarıkları kapamakta kullanılan gereç.

Dolgu maddeleri : (kimya)

Dolgu maddesince zengin yemler : Sindirim sistemini mekaniksel olarak dolduran, hayvana tokluk hissi veren, kuru maddesinde % 18’den fazla ham selüloz içeren saman, kavus ve kabuklarla koçanlar.

Dolgu n si : Söylemede akışma sağlamak ve özellikle gedik kapamak için Yunancada sonu açınık olan bir kelimeden sonra getirilen n sesi.

Dolgulama : Dolgulu işlemlerde, fırının içine yerleştirilen parçanın çevresini, dolgu gereçleriyle doldurma işlemi.

Dolgulu karbonlama : Parçanın çevresine doldurulmuş kömür gibi katı karbonlama bileşiklerinin yanmasından oluşan karbon biroksiti, karbon kaynağı olarak kullanan karbonlama yöntemi.

Dolgulu katılama : Nikel, kobalt ya da vanadyum temelli alaşımlar ve tuğlamsı metallerin üzerini, geçirmez ve yükseltgenme dirençli örtü ile örtme işlemi.

Dolgu ile ilgili Cümleler

  • Senin dolgun kaç tane?
  • Bu ay dolgun bir ikramiye aldım.
  • En sevdiğin dolgulu oyuncak hayvan nedir?
  • Bayan bana dolgu yapıp yapamayacağımı sordu ben de ona malzemenin kötü olduğunu söyledim fakat o çocukların ön dişlerine niye dolgu yaptım?
  • Ali dolgun.
  • Dolguların düşmeyeceğini biliyordum.
  • Jale'nin üç dişi dolgulu.
  • Kaç dolgun var?

Diğer dillerde Dolgu anlamı nedir?

İngilizce'de Dolgu ne demek? : adj. wadding

n. filling, stuffing, inlay, plug, stopping, core, wadding, fillet

Fransızca'da Dolgu : gangue [la]; (diþ) plombage [le]

Almanca'da Dolgu : n. Füllung

Rusça'da Dolgu : n. наполнение (N), засыпка (F), пломба (F)