Engrafted türkçesi Engrafted nedir

Engrafted ingilizcede ne demek, Engrafted nerede nasıl kullanılır?

Engraft : Aşılamak. Yerleştirmek. Sokmak. Dikmek.

Engraftation : Hibritleşme. Melezleşme. Melezleme.

Engrafting : Yerleştirmek. Aşılamak. Dikmek. Sokmak.

Engraftment : Melezleme. Türleri karıştırma (tarımda - aşılama, bir bitkinin bir parçasını bir başka bitkiye nakletme). Yamanma. Melezleşme. Hibritleşme.

Engrafts : Yerleştirmek. Aşılamak. Sokmak. Dikmek.

Engram : Uyaranların beyinde bıraktığı iz. Bellek. Mneme. Hücre metabolizmasında sürekli değişme. Bellek yazım. Uyarıların beyinde bıraktığı iz. Bir olayın sinir sisteminde bıraktığı psişik etki veya izlenim.

Engrained : Kökleşmiş. Yerleşmiş. Tam. Daniska.

Engrail : Tırtıklı bir görüntü vermek. Eğimli çentiklerle süslemek. Kenarını tırtıl veya kabartmalarla süslemek.

Engrams : Mneme. Bellek. Engram. Hücre metabolizmasında sürekli değişme. Uyarıların beyinde bıraktığı iz. Bir olayın sinir sisteminde bıraktığı psişik etki veya izlenim. Uyaranların beyinde bıraktığı iz. Bellek yazım.

Engrammes : Zihni kayıt.

İngilizce Engrafted Türkçe anlamı, Engrafted eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Engrafted ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Embroils : Ara bozmak. Sokmak (birini zor bir işe). Bozmak. Karıştırmak. Bulaştırmak. Araya girmek. Karışmak.

Dig into : Yemeğe girişmek. Saplamak. Yemeğe başlamak. Delmek. Batırmak. İtmek.

Nest : Yuva. Yuva yapmak. Aynı unsurlardan oluşan küme, özellikle hücrelerin kendilerine yabancı bir dokuda birikmesiyle oluşan kümelenme. kimi neoplastik ve hamartomatöz dermatozislerde, en çok epidermis ve/veya dermis içindeki hücrelerin sınırlı gruplaşmasında görülür. kuşların, yumurtlamak ve yavruların büyütmek üzere hazırladıkları yatak, kuş yuvası veya barınağı. Yuvalamak. İçiçe girmek. İç içe yerleştirmek. Yuvaya yerleşmek. İç içe geçen şeyler. İçiçe düzenlemek. Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Erect : Tesis etmek. Dikilmek. Dikmek (heykel veya direk vb'ni). İnşa etmek. Kurmak. İkame etmek. Dimdik. Diken diken. Ereksiyon halinde. Dik.

Incised : Oyma. Oyuklu. Çentikli. Oyulmuş. Kesikli. Yarılmış. Kesilmiş. Hakkedilmiş. Kesilerek şekillendirilmiş. Kesilerek biçim verilmiş.

Bite : Lokma. Kavramak. Aşındırmak. Yakmak (soğuk). Zokayı yutmak. Yakmak. Yemek. Dişlemek. Rahatsız etmek.

Deposit : Gümrük vergileri karşılığı önödence alma. Çökel. Depozito. Ödenmesi gerekecek gümrük vergisi ile girişte alınan başka vergiler karşılığında, onların tutarınca ya da ondan belli bir ölçüde artık paranın inanca olarak, ilgili işlemin bitimine dek, gümrüklerce alınması, a. bk. inanca. Sıvıların dibine oturan maddeler. Güvende tutmak veya faiz geliri elde etmek amacıyla banka veya benzeri kuruluşlara yatırılan para. krş. vadeli mevduat, vadesiz mevduat. Koymak. Emanet. Depozit olarak vermek.

 

Vaccinated : Aşılı. Aşılanan. Aşı yapmak.

Constructs : İmar etmek. Düzenlemek. İmal etmek. Resmetmek. Çizmek. Kurmak. Tertip etmek. İskeletini çizmek. İnşa etmek.

Sewed : Dikişli. Onarılmış. Dikişlerle tamir edilmiş.

Engrafted synonyms : imbed, carved, cockbilled, fertilises, case, fertilizes, become established, injected, domiciling, crop, embeds, billet, domicile, cockbill, accommodate, grafts, plant, constructing, fertilise, billets, budded, graven, implant, embed, construct, seamed, sewn, carven, fecundated, collocate, drags, ingrafted, engrafts.

Engrafted zıt anlamlı kelimeler, Engrafted kelime anlamı

Disjoin : Birleşmesine engel olmak. Bağları kopmak. Ayırmak.

Engrafted antonyms : uncarved.