Enjoinders türkçesi Enjoinders nedir

  • Emir verme.
  • Sıkı emir.
  • Sıkı uyarı.
  • [#yasak Yasaklama].
  • Buyruk.
  • Yasak etme.
  • Yasak.
  • Kısıtlama.
  • Taraflardan birine belirli bir davranışta bulunmamasını emreden karar.
  • Emir.

Enjoinders ingilizcede ne demek, Enjoinders nerede nasıl kullanılır?

Enjoinder : Sıkı uyarı. Yasak etme. Emir. Yasaklama. Kısıtlama. Emir verme. Buyruk. Sıkı emir. Yasak. Taraflardan birine belirli bir davranışta bulunmamasını emreden karar.

Enjoin to : Tembih etmek. Emretmek.

Enjoin : Menetmek. Engellemek. Yasaklamak. İstemek. Buyurmak. Tembih etmek. Empoze etmek. Takyit etmek. Mahkeme emriyle men etmek. Emretmek.

Enjoined : Hareket tarzı tayin edilmiş. Emretmek. Yasaklamak. Menedilmiş. İstemek. Menetmek. Empoze etmek. Tembih edilmiş. Yasaklanmış. Emredilmiş.

Enjoiner : Yasaklayan. Hareket tarzı tayin edilen. Emreden. Tembih eden. Menedilen.

Enjoiners : Hareket tarzı tayin edilen. Yasaklayan. Emreden. Tembih eden. Menedilen.

Enjoins : Empoze etmek. Mahkeme emriyle men etmek. Engellemek. Yasaklamak. Takyit etmek. Emretmek. Tembih etmek. İstemek. Menetmek. Buyurmak.

Enjoining : Emretmek. Hareket tarzını tayin etme. İstemek. Bir kuruma haksız bir uygulamayı durdurması için verilen emir. Tembih etme. Yasaklamak. Menetmek. Yasaklama. Haksız uygulamayı durdurma emri. Emretme.

Enjoinment : Bir kuruma haksız bir uygulamayı durdurması için verilen emir. Haksız uygulamayı durdurma emri.

 

İngilizce Enjoinders Türkçe anlamı, Enjoinders eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Enjoinders ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Interdictions : Bağlantısını kesme. Mani olmak. Hacir altına alma. Engelleme. Kısıt. Hacir.

Biddings : Buyurulan şey. Emretme. Teklif verme. Buyurma. Fiyat verme. Teklif.

Edicts : Hüküm. Tebliğ. Bildiri. Ferman. İrade.

Interdicting : Yasak etmek. Yasaklama emri. Men etmek. Yasaklamak. Hacir altına almak. Menetmek. Yasaklama kararı. Mahcur.

Circumscribing : Sınırlama. Çemberleme. Daire içine alma. Sınırlamak. Daire içine almak. Çemberlemek. Kısıtlamak. Etrafını çizmek. Etrafını çizme.

Enactments : Kararname. Kanun yapma. Kanun. Sunum. Yasalaştırma. Performans. Hüküm. Kanunun kabulü.

Becks : Baş ile yapılan işaret. Komuta. Beckon (baş işareti yapmak) kelimesinin kısaltılmış biçimi. Baş işareti.

Banning : Kapatma. Yasaklayarak. Yasaklanma. Yayından kaldırma. Kaliforniya eyaletinde şehir. Men etme. Yasa dışı ilan etme.

Constriction : Konstriksiyon. Dar geçit. Sıkışma, büzülme, daralma. Boğaz. Sıkışıklık. Büzülme. Daraltma. Büzme.

Enjoinders synonyms : amir, constraint, astriction, inhibitions, amirs, ameer, bidding, imper, captive, edict, ban, embargoes, crackdowns, enjoining, ameers, forbiddance, lid, forbidden, decision, crackdown, constrictions, depriving, impermissible, behest, enjoinder, sending out, appointment, bans, commandment, applying sanctions, behests, inhibition, interdiction.