Epitomes türkçesi Epitomes nedir

Epitomes ingilizcede ne demek, Epitomes nerede nasıl kullanılır?

The epitome of : -in ta kendisi. Ta kendisi.

Epitome : Simge. Özet. Öz. Somut örnek. İdeal. Örnek. Misal. Uzun bir kitabın, özü yitirilmeden kısaltılmış ya da özetlenmiş biçimi. Özetkitap.

Epitomic : Örnek teşkil eden. Temsi eden.

Epitomise : Özetlemek. Simgelerle anlatmak. Örneği olmak. Örnek göstermek (ayrıca epitomize). Kısaltmak. Örneklemek. İcmal etmek. Simgelemek. Özetini yapmak. Somut örneği olmak.

Epitomised : Özetlenmiş. Simgelerle anlatmak. Özetlemek. Örnek göstermek (ayrıca epitomize). Simgelemek. Hulasa edilmiş. Kısaltmak. Temsil edilmiş. Örnek teşkil edilmiş. Örneklemek.

Epitomizing : Özetleme. Hulasa etme. Örneği olmak. Örnek oluşturma. Özetlemek. Telhis etme. Örnek teşkil etme. Temsil etme.

Epitop : Epitop. Antijenik determinant.

Epitomises : Örneklemek. Örnek göstermek (ayrıca epitomize). Somut örneği olmak. İcmal etmek. Kısaltmak. Özetlemek. Özetini yapmak. Örneği olmak. Simgelerle anlatmak. Simgelemek.

Epitaph : Sin yazıtı. Sinyazıt. Kitabe. Mezartaşı yazıtı. Mezar yazıtı. Mezartaşı kitabesi. Mezar taşı yazısı. Mezar kitabesi. Gömüt taşına düz, oyma ya da kabartma olarak yazılan anımsama yazısı.

 

Epitomize : İcmal etmek. Özetlemek. Örneği olmak. Örneklemek. Somut örneği olmak. Özetini yapmak.

İngilizce Epitomes Türkçe anlamı, Epitomes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Epitomes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dna : Deoksiribonükleik asit.

Ideals : Gaye. Ülkü. Kusursuz örnek. Mükemmel şey. Erek. Amaç.

Content : Bilgisayar, eğitim, gramer, sosyoloji alanlarında kullanılır. Anlam yükü. Memnun. Türetme veya birleştirme yolu ile kurulan bir kelimede, o kelimeyi oluşturan kök, ek gibi ögelerden her birinin yeni kelimeye getirdikleri anlam katkısı: ince/ince+lik, somur-/somur-t-/somur-t-kan; anla-/anla-t-/anla-t-ıl-a+bilmek; ayak+kabı, deve+dikeni hanım+eli vb. yukarıdaki kelimeleri oluşturan ögelerden her biri birer anlam yükü taşımaktadır. Doygun. Hazır. Lehte oy kullananlar. Razı. Hoşnut etmek. Yığın iletişiminde kaynaktan alımcıya iletilen bilginin, iletinin taşıdığı duygu ve anlam yükü.

Compendious : Az ama öz. Muhtasar. Özet halinde. Az ve öz. Net. Özlü. Kısa.

Brusker : Tatsız. Kısa. Sert. Kaba.

Crux : Haç, çapraz. Sorunun en önemli noktası. Sorunun merkezi. Püf noktası. Düğüm noktası. Çapraz. En önemli noktası. Kruks. Mesele.

Compact : Anlaşma. Anlaşmak. Sıkı. Sözleşme. Anlaşma yapmak. Sıkılaştırmak. Sıkıştırmak. Az yer kaplayan. Antlaşma. Pudra kutusu.

Emblem : Simgeli resim. Belirtke. İşaret. Kişileştirme. Sembol. Sancak. Arma. Amblem. Kurumları birbirinden ayrılmaya yarayan özel im.

Prototype : Orijinal. Toplu üretime geçmeden hazırlanan örnek. bir ölçü biriminin gerçekleştirilen aslı. Ön model. Tek tip. Prototip. Proto tip. Asıl örnek. Model. Bilgisayar, fizik alanlarında kullanılır. Ön ürün.

 

Epitomes synonyms : exempli, exemplar, model, distillates, missions, distillation, cores, abridgment, images, mission, dreamboat, briefer, dampness, apercu, attribute, epitome, apotheosis, example, such as, exemplary, embodiments, goal, concentrate, goals, embodiment, copy, brusk, instance, optimum, optimums, duplication, distillate, optimal.