Evils türkçesi Evils nedir

Evils ile ilgili cümleler

English: She told me about the evils of stealing.
Turkish: O bana çalmanın kötülüklerinden bahsetti.

English: Angels have harps, devils have bodhráns.
Turkish: Meleklerin arpları, şeytanların bodhránları vardır.

English: He held forth for more than an hour on the evils of nuclear power.
Turkish: O, nükleer enerjini kötülükleri üzerine bir saatten daha fazla nutuk çekti.

English: In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
Turkish: Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.

Evils ingilizcede ne demek, Evils nerede nasıl kullanılır?

Choose the less of two evils : Ehveni şeri seçmek. Kötünün iyisini seçmek.

Least of possible evils : Bir grup kötü seçenek arasında en iyi olan şey. Kötünün iyisi.

The lesser of two evils : Ehvenişer.

Bedevils : Çileden çıkartmak. Bozmak. Altüst etmek. Delirtmek. Şaşırtmak. Kafasını karıştırmak.

Blue devils : İç sıkıntısı. Duke üniversitesi'nin (abd) spor takımlarının adı. Mavi şeytanlar.

 

Weevils : Kurtlu. Buğdaybiti. Pamukkurdu. Ekin kurdu. Ekinbiti. Buğday biti.

Devils : Stajyer avukat. Şeytan gibi tip. İblis. Canlı ve dinamik kimse. Şeytan. Acı ve baharatlı yemek.

The blue devils : İç sıkıntısı.

Devils food cake : Çikolatalı pasta.

Devils darning needle : İri kanatlı at sineği.

İngilizce Evils Türkçe anlamı, Evils eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Evils ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Transgression : Suç. Geçme (sınırını). Çiğneme. Tecavüz. Sınırı aşma. Günah işleme. Deniz havzasının genişlemesi ve denizin karalar üzerinde ilerlemesi. İhlal.

Evil : İnsanın gereksinmelerine, çıkar ve dileklerine aykırı olan, bir topluma, bir toplumsal kümeye, bir kişiye zarar verici sayılan, özdeksel ya da tinsel bir nesnenin, bir olayın niteliği. Zararlı. Şanssız. Aksi. Talihsiz. Günahkar.

Damnum : Zarar ziyan. Hasar.

Beastliness : Çok kötü olma. Hayvan gibi davranış. Hayvanlık. Hayvanlık (argo terim).

Bad luck : Karayazı. Şeamet. Şanssızlık. Kötü şans. Aksilik. Kör talih. Kör şans. Talihsizlik. Kör şeytan.

Eviler : Kötü. Keder verici. Şer. Fenalık. Günahkar. Fena.

Disadvantage : Mahzur. Çekince. Kayıp. Aleyhte durum. Yarar yitimi. Dezavantaj. Bir kişi, nesne, durum ya da koşula karşı olan, başarı ya da kazançta engelleyici etkisi bulunan özellikler. Zarar vermek. Sakınca.

Complaints : Rahatsızlık. Şikayet. Sitem. Şikayet sebebi. Suçlama. Şikayetler. İftira. Ağlayıp sızlanma. Yakınma.

Satanic : Melun. Şeytan gibi. Şeytani. Şeytanca. Şeytanla ilgili. Acımasız. Zalim.

 

Diabolic : Şeytanın etkisi altında. Şeytan gibi. İblisane. İnsanlık dışı. Şeytani. Şeytanca.

Evils synonyms : sexual immorality, evildoing, deficit, fusspot, bid ill for the future, vile, mephistophelian, corruptive, offensive, deviltries, demonic, darkness, devastation, depredation, sinful, unworthy, dolors, cankerworm, calamities, detriment, ill luck, dolor, devilries, transgressions, blackness, complaint, nuisance, discomfort, damages, unholy, hex, bad, diskindness.

Evils zıt anlamlı kelimeler, Evils kelime anlamı

Virtuous : Temiz. Erdemli. Afif. Hünerli. Namuslu. İffetli. Faziletli. Dürüst. Ustalık gerektiren.

Good : Emin. Çok. Güzel. Sağlamlaştırmak. Yararlı. Dolu dolu. Hayır. Sağlam. Sağlığa yararlı. Uslu.

Right : Tam. Sağda. Gayet. Sağ. Yolunda. Doğrudan doğruya. Düzgün. Telafi etmek. Doğru. Çeki düzen vermek.

Evils antonyms : moral, goodness, righteous, inoffensive.