Examining türkçesi Examining nedir

Examining ile ilgili cümleler

English: Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky.
Turkish: Clyde Tombaugh gökyüzünün% 65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını inceleyerek binlerce saat harcadı.

English: The police were examining their bags.
Turkish: Polisler onların çantalarını inceliyordu.

English: The doctor's examining Tom right now.
Turkish: Doktor şu anda Tom'u muayene ediyor.

English: The doctor is examining the foot.
Turkish: Doktor ayağı inceliyor.

Examining ingilizcede ne demek, Examining nerede nasıl kullanılır?

Examining board : İmtihan heyeti. İmtihan kurulu. Sınav heyeti. Sınav kurulu.

Examining judge : Soruşturma yargıcı. Tahkikat hakimi.

Examining magistrate : Soruşturma yargıcı. Sorgu hakimi. Tahkikat hakimi. Bir şüphelinin mahkemede yargılanmasına gerek olup olmadığına karar veren hakim. Sorgu yargıcı. Soruşturma hakimi.

Self examining : Kendi vicdanını tetkik.

Reexamining : Tekrar kontrol etmek. Yeniden incelemek. Yeniden imtihan etmek. Yeniden kontrol etmek. Tekrar sorguya çekmek. Yeniden değerlendirmek.

Examination inspaction : Sınav denetimi. Bir okulda sınavların düzenlenmesi, yapılması, değerlendirilmesi ve sonuçlarının saptanması ile ilgili çalışmaların yönetmelik hükümlerine göre yürütülüp yürütülmediğini incelemeyi öngören denetim türü.

 

Examination : Muayene. Dinleme. İnceleme. Kontrol. Murakabe. Teftiş. Türlü gümrük işlemlerinin uygulanması için, malların ya da yolcuların yetkili gümrük görevlisince incelenip yoklanması, a. bk. gümrük yoklaması. Sorguya çekme. Yoklama. Tahkikat.

Examination paper : Sınav kağıdı. İmtihan kağıdı.

Examination anxiety : Sınav stresi. Sınav korkusu. Sınav esnasında sağlıklı düşünememe veya yetersizliğe sebep olan korku ve endişe.

Examinable costs : Denetlenebilir maliyet. Bazı yönetim düzeylerinde dolaysız izlenime bağlı değişen giderler. Denetlenebilen giderler.

İngilizce Examining Türkçe anlamı, Examining eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Examining ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Checkup : Sağlık kontrolü. Tepeden tırnağa sağlık muayenesi. Yoklama. Sağlık yoklaması. Genel sağlık kontrolü. Araştırma. Sağlama. Check up. Çekap.

Enquiries : Soru. Sorgu. Soruşturmalar. Araştırmalar. Yoklama.

Wielder : Sallayan kimse. Etkili kullanıcı (araçlar, silahlar vs). Hükümdar. Etkili denetimci. Sağa sola sallayan kimse. Yöneten. Savuran kimse. Kontrolcü (güç, otorite vs).

Blowouts : Araştırma. Şölen (argo terim). Alem. Patlama. Lastik patlaması. Elektrik sigortasının erimesi. Eğlence. Delik. Ziyafet. Rahat zafer.

Interrogatives : Soru edatı. Soru zamiri. Soru ifade eden. Sorgu. Sorulu. Soru sözcüğü. Soru biçiminde. Soru. Soru belirten.

 

Blowout : Elektrik sigortasının erimesi. Kolay galibiyet. Alem. Patlak. Patlama. Parti. Ziyafet. Lastik patlaması. Rahat zafer.

Dissection : Tahlil. Teşrih edilen şey. Parçalarına ayırıp inceleme. Herhangi bir canlının iç yapısını incelemek üzere kesip açma, parçalara ayırma, diseke etme. keskin ve küt biçiminde yapılır. Diseksiyon. Keserek parçalara ayırma. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. İncelenen şey. Parçalara ayırma.

Analysis : Kimyasal çözümleme. Çözüm. Analiz etme. Karmaşık bir bütünü, yapısını anlamak amacıyla parçalarına, öğelerine, birleşenlerine ayırma. Bir dizgeyi, onu oluşturan altdizgelere ayırıp bunlar arasındaki işlevsel ilişkileri araştırarak inceleme, bu yolla dizgeyi tanımaya çalışma yöntemi, bk. dizge çözümleme. İnceleme, irdeleme. Bilgisayar, bilişim, eğitim, fizik, gümrük, kimya, madencilik, ekonomi, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Herhangi bir konunun, bir nesnenin düşüncede ya da gerçeklikte kurucu parçalarına ayrılması yoluyla yapısının, işleyişinin ve gelişim yasalarının ortaya konması işlemi. Mal niteliğinin anlaşılması için, gerektiğinde o mal ya da örneği üzerinde yapılan kimyasal işlem.

Introspectiveness : İntrospektif olma niteliği. Kendi içsel özünü gözlemleme. İç gözlemsel olma niteliği. Birinin kendi duygularını ve düşüncelerini inceleme eğilimi. İç gözlemsellik.

Analysing : İncelemek. Çözümleyici. Araştırmak. Çözümlemek. Çözümleyiş. Analiz etmek. Çözümleniyor. Tahlil etmek.

Examining synonyms : checkback, checking, querier, questions, queriers, disquisitions, interrogative, checkups, searchers, querent, hearing, inquiry, controlling, introspective, decompositions, rogatory, anatomies, ascertainment, disquisition, hearings, inquest, question, compendiums, analyses, examinations, enquiry, searcher, inquests, investigations, inquiries, compendia, introverted, checkover.

Examining zıt anlamlı kelimeler, Examining kelime anlamı

Examining antonyms : extrospective.

Examining ingilizce tanımı, definition of Examining

Examining kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Appointed to examine. As, an examining committee. Having power to examine.