Exudes türkçesi Exudes nedir

Exudes ingilizcede ne demek, Exudes nerede nasıl kullanılır?

Exude : Dışarı vermek. Terlemek. Belirtmek. Yaymak. Sızdırmak. Akmak. Çıkarmak. Yayılmak. Sızmak. Kaçırmak.

Exuded : Sızmak. Çıkarmak. Sızdırmak. Kaçırmak. Terlemek. Terlemiş. Yaymak. Dışarı vermek. Belirtmek. Dışarı verilmiş.

Exudate : Dışarı boşaltılan madde. Dışarı sızma. Eksüda. Yangı nedeniyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan protein ve hücrelerden meydana gelen sıvı, eksüda. Dışarı sızan madde. Dışarı salgılanan madde. Yangısal olaylarda damar çeperinden dışarıya veya çevre dokulara yayılan protein, hücre artığı ve bazen bakteri içeren, özgül ağırlığı yüksek, yangısal ödem sıvısı, yangı sıvısı. Eksudat. Eksüdat.

Exudates : Dışarı boşaltılan madde. Dışarı sızma. Dışarı sızan madde. Dışarı salgılanan madde. Eksüda. Dıaşrı atılan madde.

Exudation : Terleme. Sızıntı. Sızma. Damar duvarlarından veya doku yüzeyinden dışarıya, proteinden zengin, lökosit içeren sıvı sızması. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Ekzudasyon. Eksüdasyon. Dışarı sızan şey. Eksudasyon. Dışarı sızma.

 

Exudations : Salgılama eylemi. Sızıntı. Sızma. Terleme. Dışarı sızma. Akma. Dışarı sızan şey. Ter. Eksüdasyon. Eksudasyon.

Exuberance : Coşkunluk. Coşku. Taşkınlık. Bolluk. Canlılık ve neşelilik. Gürlük (bitkilerde). Çoşkunluk. Laf kalabalığı.

Cellular exudation : Hücre eksudasyonu. Akut yangıda endotelyal tabakada bir bozukluk oluşmasını takiben, damar içindeki nötrofillerin damar dışına çıkması, lökodiyapedezis.

Exuberant : Coşkun. Verimli. Çok canlı ve neşeli. Bol. Hışır. Bereketli. Gür (bitkiler). Çok. Canlı. Hayat dolu.

Exudative : Eksüdatif. Eksudat oluşturan. Eksudatif. Eksüdasyon gösteren, vücuttan dışarı madde atılması.

İngilizce Exudes Türkçe anlamı, Exudes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exudes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Evade : Kaytarmak. Sakınmak. Paçasını kurtarmak. -den kaçmak. Kurtulmak. Cevap vermekten kaçmak. Geçiştirmek. Savuşturmak. Kaçamak cevap vermek. Savmak.

Denominates : İsimlendirmek. Adlandırmak. Demek. İsim koymak. Ayırmak. Göstermek. İsim vermek. Ad vermek.

Sweats : Ağır çalışmak. Sömürmek. Ter döktürmek. Terletmek. Zorlanmak. Eşofman. Az paraya çalışmak. Terden ıslatmak. Ter yapmak.

Circulate : Devretmek. Devirdaim olmak. Dolaşmak (kan veya hava). Yayılmak (haber). Deveran etmek. Tedavül ettirmek. Dolaştırmak. Sürümde olmak (para). Tamim etmek.

Arborise : Ağaç gibi dal şeklinde yayılmak. Dal budak salmak. Dallanmak. Ağaç gibi dal şeklinde yayılmak (ayrıca arborize). Ağaca benzemek.

Deployed : Dağıtmak. Sevk edilmiş (ordu). Harekete geçirmek. Yayılış. Görevlendirmek. Uygulamak.

 

Arborize : Ağaç gibi dal şeklinde yayılmak (ayrıca arborise). Ağaç gibi dal şeklinde yayılmak. Dal budak salmak. Ağaca benzemek. Dallanmak.

Chisel : Heykeltıraş kalemi. Kalemle oymak. Kalem. Oymak. Keski. Yontmak. Dolandırmak. Yont.

Brought out : Piyasaya yeni mal sürmek. -i açmak. Piyasaya sürmek. Yapmak (yeni bir şeyi). Yayımlamak. Belli etmek. Meydana çıkarmak. Üzerinde durmak. Görülmesini sağlamak.

Deliver oneself of : Açıklamak. Konuşma haline dökmek.

Exudes synonyms : delate, elapse, disembogue, perspiring, leaked, denoting, drains, discharges, effusing, deliver oneself, define, bruit about, effuse, break loose, drag out, bring, escapes, sweat, diaphoresis, get out, swelter, be out at grass, arborizes, pour, bleed off, bared, hegira, blank, call forth, bespread, denoted, diffuses, leak.

Exudes zıt anlamlı kelimeler, Exudes kelime anlamı

Confront : Zıt düşmek. Yüzleştirmek. Karşılaştırmak. Kötülemek. Karşısına çıkmak. Yüz yüze gelmek. Üstüne gitmek. Karşı durmak. Yüz yüze getirmek. Karşı koymak.

Exudes antonyms : lend oneself.