Fallouts türkçesi Fallouts nedir

Fallouts ingilizcede ne demek, Fallouts nerede nasıl kullanılır?

Fallout shelter : Radyoaktif atıklara karşı veya atomik bir patlamanın partiküllerine karşı kalkan veya sığınak olarak tasarlanmış koruyucu yapı.

Atomic fallout : Radyoaktif kalıntı.

Radioactive fallout : Radyoaktif serpinti. Radyoaktif kalıntı. Bir nükleer patlama sonucu atmosfere yayılan radyoaktif artıkların, rüzgar ya da yağmurla tekrar yer yüzüne inmesi.

Fallout : Atık. Nükleer patlamada yayılan. Nükleer bir patlama nedeniyle havaya yayılan radyoaktif madde. Radyoaktif kalıntı. Döküntü. Radyoaktif serpinti. Yansımalar. Nükleer atık. Serpinti. Yan ürün.

Falloff : Düşüş.

Fallop tube : Fallop borusu. Yumurta kanalı.

Fallow : Nadasa bırakılmış toprak. Nadasa bırakılmış. Ekilmemiş toprak. Nadasa bırakmak. Nadasa bırakılan toprak. Ekilmemiş. Devetüyü rengi. Nadas etmek. (toprak) nadasa bırakılmış. Devetüyü.

Fallopian tube : Yumurta kanalı. Dölyatağı borusu. Fallopi kanalı. Fallop borusu. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Memelilerde ovaryumdan dökülen yumurtaları uterusa taşıyan bir çift kanal. ovulasyonda içine yumurtalar bırakılır ve yumurta sperm tarafından burada döllenir. ovidukt.

 

Fallow deer : Çift parmaklılar (artiodactyla) takımının, geyikgiller (cervidae) familyasından, 140 cm kadar uzunlukta, 90 cm kadar yüksekliği olan, yazın ak benekler taşıyan, erkekleri boynuzlu bir tür. Sığın. Alageyik.

Fallopian tubes : Fallop tüpleri. Dölyatağı borusu. Rahim borusu.

İngilizce Fallouts Türkçe anlamı, Fallouts eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fallouts ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Down at the heel : Perişan görünüşlü. Köhne. (amerikan ingilizcesi) parasızlık yüzünden kötü giyinmiş. Hırpani. Bakımsız. Kılıksız. Harap görünüşlü. Perişan kılıklı. Parasızlık yüzünden eski püskü giyecekler giyinmiş. Harap.

Spinoff : Yan çalışma. Bir öncekine dayanan tv programı veya dizisi. Bağlı bir ortaklığı bağımsız bir şirket yapma (genellikle yeni şirketin hisseleri ana şirketin hissedarlarına verilir). Bir şirket aktifinin başka şirketin hisse senetlerine karşılık devri ve ortaklara kar hissesi olarak dağıtılması.

Waste product : Çöp. Iskarta. Iskarta ürün. Atık madde.

Backwash : İkincil etki. Geriye gelen dalga. Ters yıkama. Olayın yankıları. Sonraki etki. Dalganın geri çekilmesi. Sonuç. Geri yıkama. Dümen suyu.

Effluent : Dışarı akan madde. Artık. Sıvı halinde atık. Atık madde. Akıtılan. Pissu. Fabrika artığı sıvı. Akıntı. Dışarı akan.

Siftings : Kalburda kalan çerçöp. Elenti. Izgara döküntüsü. Elekte kalan artıklar.

Spatters : Lekelemek. Sıçratmak. Kirletmek. Sıçramak. Çamur atmak. Pıtırtı. Damlatmak. Sıçrayan şey. Serpmek.

 

Dreg : Telve. Posa. Tortu. Artık. Süprüntü.

Excrement : Ters. Kaka. Dışkı. Pislik. Vücut dışkısı. Bok.

Fallouts synonyms : atomic fallout, offshoots, dregs of society, drizzles, derivative, nuclear waste, spattered, dejecta, radioactive dust, cuttings, jimmies, down at the heels, dispersion, waste products, drizzled, contaminants, contaminations, duff, dirtied rock, detritus, byproducts, faecal matter, pachydermatous, fecal matter, eruption, spatter, feces, side product, spin off, by product, radioactive fallout, scattering, excrements.

Fallouts zıt anlamlı kelimeler, Fallouts kelime anlamı

Sensitive : Sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Duyar. Hassas kimse. Çabuk etkilenen. Hassas. Alıngan. İçli. Sensitive. Film, mercek, ışıkölçer, vb. gereç ve aygıtların, kendilerine özgü işlerde iyi sonuç verebilecek nitelikte olduğunu anlatır genel terim. Duygulu.

Enter : Buyurmak. İçeriye girmek. Giriş yapmak. Deftere yazmak. Yazılmak. Katılmak. Üyesi olmak. Gümrük beyanında bulunmak. İçeri girmek. Kaydolmak.