Fill out türkçesi Fill out nedir

Fill out ile ilgili cümleler

English: Ali can't figure out how to fill out this application form.
Turkish: Ali başvuru formunu nasıl dolduracağını anlayamıyor.

English: Ali came here to help us fill out these forms.
Turkish: Ali bizim bu formları doldurmamıza yardımcı olmak için buraya geldi.

English: Ali has to fill out these forms.
Turkish: Ali bu formları doldurmak zorunda.

English: Do I have to fill out this application form in French?
Turkish: Bu başvuru formunu Fransızca doldurmak zorunda mıyım?

English: Ali wasn't sure how to fill out the form.
Turkish: Ali formu nasıl dolduracağından emin değildi.

Fill out ingilizcede ne demek, Fill out nerede nasıl kullanılır?

Fill : Kapamak. Doyumluk. Doldurmak. Şişirmek. Dolgu yapma. Kabarmak. Yapmak. Kaplamak. Karşılamak.

Out : Dışarı atmak. Kendini belli etmek. Dışarıda. Dışarı. Nakavt etmek. Bayılmak. Çıkarmak. Yanmak. Kovmak. Ortaya çıkmak.

Fill out a form : Bir form doldurmak. Bir belge veya başvuruyu doldurmak. Verilen boşluklara istenen gerekli bilgileri yazmak suretiyle belgede istenen bilgileri sağlamak.

 

Fill out an application form : Başvuru formu doldurmak.

Fill a gap : Boşluğu doldurmak. Eksikliği gidermek. Bir boşluk veya deliği kapatmak veya doldurmak. Boşluk doldurmak. Boşluğunu doldurmak.

Fill a prescription : Reçetedeki ilaçları vermek.

İngilizce Fill out Türkçe anlamı, Fill out eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fill out ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Clogged : Tıkamak. Tıkanmış. Tıkalı. Dolmak. Sıkıntı vermek. Pıhtılaşmak. Engel olunmuş. Engellemek. Tıkanık.

Clog : Tıkanmak. Pıhtılaşmak. Tıkamak. Engellemek. Kösteklemek. Dolmak. Terlik. Köstek vurmak. Nalın.

Bellies : Telli çalgının ön kısmı. İştah. Karnı. Mide. Ahenk tahtası. Şikayet etmek. Göbek. Yakınmak. Karın.

Adding up : Anlamına gelmek. Toplama yapmak. Belli olmak. Üst üste koymak. Tekabül etmek. Akla yatkın olmak. Bir arada toplamak. Toplamını bulmak. Bir anlamı olmak.

Agglomerate : Yığışma. Yığılmış. Madencilik, jeoloji alanlarında kullanılır. Yığmak. Yığılmak. Bir araya toplamak. Aglomera. Toplanmak. Yığışım. Toplama.

Aggrandizing : Abartmak. Artırmak. Çoğaltmak. Yüceltmek.

Get fatter : Şişmanlamak.

Clogging : Dolmak. Engellemek. Tıkanmak. Tıkamak. Pıhtılaşmak. Tıkanıklık. Tıkama. Eski bir dans. Tıkanma. Kösteklemek.

Accretes : Birleşmek. Artmak. Katılımlarla büyümek. Yapışmak. Eklemek.

Bloating : Şişirme. Kabartmak. Kabartma. Abdominal distansiyon. Genelde yemekten sonra batında oluşan şişkinlik. Genleştirme. Damarlanma (yüzey). Kabarmak. Bloat.

Fill out synonyms : bloat out, balloons, be puffed up, aggregate, congesting, augment, clogs, aggrandised, crowd, encumbers, crowds, encumber, accruing, choke up, bring up, aggrandizes, aggregates, bloat up, add up, build up, amass, congest, accumulating, add together, bulked, bulk, amasses, aggrandise, adorn, amplifies, bilges, bloat, become swollen.