Fishiest türkçesi Fishiest nedir

  • Balık kokulu.
  • İçinde balık tadı olan.
  • Şüpheli.
  • Balık gibi.
  • Karanlık.
  • Balığı çok.
  • Balık dolu.
  • Balık tadında.
  • Balık kokan.
  • Kuşku uyandıran.
  • İnanılması güç.
  • Bityeniği olan.

Fishiest ingilizcede ne demek, Fishiest nerede nasıl kullanılır?

Fishier : Balığı çok. Kuşku uyandıran. Bityeniği olan. İçinde balık tadı olan. İnanılması güç. Balık dolu. Balık kokulu. Balık kokan. Balık gibi. Karanlık.

Fishily : Şüpheli bir halde. Tuhaf bir şekilde. Sıradışı bir şekilde. Balık kokarak. Olağandışı bir şekilde. Garip bir şekilde.

Fishiness : Belirsizlik. Şüpheli şey. Şüphe. Balık içerme vasfı. İfadesizlik. Donukluk. Balık gibi olma özelliği. Gariplik. Soğukluk.

Fishing : Balık dalyanı. Balık tutma. Av. Balık avı. Balıkçılık. Tahlisiye. Balık avcılığı. Belirli bir metot ve av aracı kullanılarak elde edilen su ürünü. Ağız arama.

Fishing area : Av bölgesi. Av alanı. Su ürünleri avlama alanı.

Fishing forbidden : Su ürünleri stoklarının korunması için su ürünleri kanunu ve tüzüğüne göre sirkülerle ilan edilen avlanmanın yasaklanması dönemi. Avlama yasağı.

Fishing gears : Su ürünlerinin avlanmasında kullanılan gemiler, tesisler, takımlarla her türlü malzeme, teçhizat, alet, edevat. Balıkçılık aracı. Balıkçılık tertibatı. Avlanma. Balıkçı takımı. Balık. Balık avı malzemesi. Olta takımı. Av aracı. Balıkçı malzemesi.

 

Fishing grounds : Balıkçılık alanı.

Fishing by gathering : Toplama balıkçılık. Herhangi bir alet kullanılmadan gerçekleştirilen, elle, suya dalma, toplama yeri oluşturma ve hayvanlar yardımıyla avcılık biçimi, toplama balıkçılık. Aletsiz balıkçılık.

Fishing ground : Balıkçılık alanı.

İngilizce Fishiest Türkçe anlamı, Fishiest eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fishiest ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Trawl : Ağla balık tutmak. Trol. Çaparı. Tarak ağıyla balık tutmak. Tarak ağı. Kayık arkasından çekilen çok çengelli olta. Oltayla balık avlamak. Trol ile denizin dibini taramak. Trol ile balık tutmak. Trol avcılığı yapmak.

Trammel : Elipsograf. Bir tür balık ağı. Gereç. Kollu pergel. Güçleştirmek. Engellemek. Engel. Bukağı. Tuzağa düşürmek. Ayak bağı.

Gill net : Solungaç ağı. Sade ağ. Galsama ağı. Sıkı dokunmuş balık ağı. Uzatma ağı. Deniz, göl ve akarsuların genişleme yaptıkları bölgelerine bırakılarak av yapan ağlar. Balıkları solungaçlarından yakalamayı sağlayan ağ gözleri ile dik olarak suya asılan balık ağı. Mantar ve kurşun yaka arasına donatılan, balıkları galsamalarından yakalayan, seçicilik özellikleri yüksek olan tek kat ağlar, sade ağ. Balık ağı. Ziyde.

Distrustful : Kuruntulu. Başkalarına güvenmeyen. İtimatsız. Vesveseli. Güvensiz. Kuşkulu. Şüpheci.

Arousing suspicion : Herkesin ondan şüphe etmesine neden olan.

Problematical : Sorunlu. İhtimalli. Belirsiz. Sorunsal. Problematik. Problemli.

 

Brume : Duman. Sis. Pus.

Fishy : İçinde bit yeniği olan.

Questionable : Tartışmaya açık. Tartışmalı. Tartışılabilir. Şüphe uyandıran. Kuşkulu. Şaibeli. Kesin olmayan.

Fishiest synonyms : fishier, contestable, caliginous, dragnet, dicier, dark, darks, deep, cloudiness, debateable, ichthyic, fishing net, creakier, ichthyoidal, lame, drift net, dicey, disputable, doubtful, clouded, net, creaky, ambiguous, chancy, as black as pitch, problematic, darker, implausible, landing net, trawl net, creakiest, darkness, ichthyoid.