Flavouring türkçesi Flavouring nedir

Flavouring ingilizcede ne demek, Flavouring nerede nasıl kullanılır?

Appetizing and flavouring substances : Yem maddeleri ve karma yemlerin koku ve tadını düzenleyen, standardize eden, dolayısıyla hayvanlar tarafından tüketimini artıran melas ve/veya şekerli maddeler, oreksijenik. İştah açıcılar ve aroma vericiler.

Flavourings : Tat veren şey. Lezzet maddeleri.

Flavour substances : Çeşni maddeleri. Yemleri tatlandırmak ve lezzetlendirmek için katılan anason, kimyon, kırmızı biber, keçiboynuzu, vanilya vb. bitkisel ürünler.

Give flavour : Lezzet katmak.

Flavour : Lezzet katmak. Tat vermek. Tatlandırmak. Tat duyusu. Lezzet. Bir yiyeceğe tat vermek için (bir şey) katmak. Lezzetlendirmek. Çeşni. Tat. Çeşni vermek.

Flavourless : Tatsız. Lezzetsiz.

Flavours : Tat. Tatlandırmak. Lezzet vermek. Lezzet. Bir yiyeceğe tat vermek için (bir şey) katmak. Lezzetlendirmek. Tat duyusu. Lezzet katmak. Çeşni vermek. Tat vermek.

Unflavoured : Çeşnilendirilmemiş. Tatlandırılmamış. Baharat eklemeksizin (ayrıca unflavored).

Flavoured : Lezzetli. Tat verilmiş. Lezzetinde. Baharlı. Çeşnili. Tadında.

Flavourlessly : Tatsız bir şekilde (ayrıca flavorlessly). Lezzetsiz bir biçimde. Tatsız.

 

İngilizce Flavouring Türkçe anlamı, Flavouring eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Flavouring ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Flavorings : Lezzet maddeleri.

Seasonings : Sos. Terbiye. Lezzet verme. Lezzet veren. Baharat. Mevsimlendirme. Çeşnilik. Bahar.

Fixings : Tertibat. Aksesuar. Teçhizat. Donatım. Garnitür.

Monosodium glutamate : Çin yemeklerine koyulan ve lezzetlerin belirginleşmesine yarayan beyaz toz. Lezzet artırıcı katkı maddesi olarak kullanılan glutamik asidin sodyum tuzu. Monosodyum glutamat.

Chili powder : Pul biber. Çili tozu.

Mocha : Kahve. Yemen kahvesi. Koyun derisi. Moka. Moha limanı (yemen).

Angelica : Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Melekotu. Kadın ismi. New york eyaletinde yerleşim yeri. Anjelika. Melekkökü.

Ginger : Canlılık. Zencefil. Canlandırmak. Zencefil katmak. Dürtmek. Kışkırtmak. Taba rengi. Kızılımsı sarı renk. Hız vermek. Teşvik etmek.

Vanilla : Vanilya. Salepgiller (orchidaceae) familyasından, hava kökleri olan, meyvelerinde yağ, reçine ve vanilin bulunan, likör, pasta ve dondurmaya lezzet verici olarak katılan, tropiklerde yetişen, sarılıcı, epifit bir bitki. Vanilyalı. Sıkıcı. Geleneksel. Özelliksiz. Sıradan.

Flavouring synonyms : sour salt, cola extract, lemon extract, onion salt, oil of wintergreen, garlic chive, celery salt, spearmint oil, cassareep, anise seed, almond extract, flavourer, wintergreen oil, coriander seed, seasoned salt, lemon oil, fenugreek seed, benniseed, fennel seed, peppermint oil, sweetening agent, garlic, pepper, savour, condiment, sapidity, coriander, juniper berries, celery seed, bouillon cube, cayenne pepper, medley, anchovy paste.