Forbiddance türkçesi Forbiddance nedir

Forbiddance ingilizcede ne demek, Forbiddance nerede nasıl kullanılır?

Forbidden : Memnu. Men edilmiş. İzinsiz. Yasak. Yasaklanmış.

Forbidden area : Yasak bölge.

Forbidden band : Bir katıda hiçbir eksiciğin yerleşemediği erke kuşağı. Yasak bant. Yasak kuşak.

Forbidden by halachah : Hallachac (tüm yahudi kural ve gelenekleri) tarafından yasaklanmış. Yahudi geleneklerine göre müsade edilmeyen.

Forbidden by religion : Haram.

Forbidden love : Aşk-ı memnu. Tabu aşk. Yasak aşk. Yasaklanmış aşk. Ahlaksız ve gayrımeşru aşk.

Forbidden transition : Öğeciksel nicem halleri arasında, nicemsel kuralları engellediği için yapılamayan geçiş. Yasaklı geçiş. Yasak geçiş. Eş bakışım yüzünden geçiş olasılığı olmayan, ancak öğecik, özdecik yapısındaki küçük bir tedirgi etkisiyle izgede gene de biraz görünebilen nicemsel geçiş. Fizik, kimya alanlarında kullanılır.

Forbidden zone : Yasak bölge. Yasaklanmış bölge.

Forbidden degrees : Nikah düşmeyen akrabalık dereceleri.

Forbidding : Ekşi yüzlü. Tehlikeli. Korkutucu. Tehditkar. Çekilmez. İtici. Riskli. Sert. Vahim. Korku veren.

İngilizce Forbiddance Türkçe anlamı, Forbiddance eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Forbiddance ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Enjoinder : Emir. Sıkı emir. Kısıtlama. Buyruk. Yasak etme. Emir verme. Sıkı uyarı. Taraflardan birine belirli bir davranışta bulunmamasını emreden karar.

Interdictions : Kısıtlama. Kısıt. Mani olmak. Hacir. Engelleme. Hacir altına alma. Bağlantısını kesme.

Banning : Yasa dışı ilan etme. Kapatma. Yasak etme. Yasaklayarak. Kaliforniya eyaletinde şehir. Yayından kaldırma. Men etme.

Prohibition : Yasaklama emri. Nehiy. Kadağan. İçki yasağı (amer.tar.). İçki yasağı. Yasak emri.

Forbidding : Vahim. İtici. Tehlikeli. Ürkütücü. Haşin. Ekşi yüzlü. Ters. Riskli. Korku veren.

Interdicting : Yasaklamak. Mahcur. Men etmek. Menetmek. Yasaklama emri. Yasak etmek. Yasaklama kararı. Hacir altına almak.

Test ban : Test yasağı.

Action : Yangıyla ilgili olaylarda; akyuvarların uygun koşullar altında yapılarındaki miyozin ve aktin gibi kontraksiyonu sağlayan proteinleri vasıtasıyla etkin olarak damarlardan dışarı çıkma hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü, lokomosyon. bir yerden diğer yere gitme hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü. atın bacaklarının hareketi. Bir film kuşağında sese karşı görüntü bölümünü belirtmekte kullanılan genel terim. tv. televizyon yayınında sese karşı görüntüyü belirtmekte kullanılan genel terim. Etkileme. Çalışma. Hareket. Çalışma şekli. Olaylar dizisi. Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası. İş. Kuvvet.

Crackdowns : Kısıtlama. Sıkı önlem. Engelleme. Baskı.

Illicit : Caiz olmayan. Yasadışı. Gayri meşru. Memnu. İllegal. Yasaya aykırı. Haram. Kanunsuz.

 

Forbiddance synonyms : interdicts, interdiction, enjoining, interdict, forbidden, enjoinders, inhibition, crackdown, impermissible, bans, embargoes, lid, embargo, ban, interdictum.

Forbiddance ingilizce tanımı, definition of Forbiddance

Forbiddance kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Prohibition. The act of forbidding. Command or edict against a thing.