Girdle türkçesi Girdle nedir

  • Eklem desteği.
  • Kuşak ile sarmak.
  • Korse.
  • Kemer.
  • Kuşak.
  • Yüzük kaşı.
  • Gördıl.
  • Çevrelemek.
  • Kuşatmak.
  • Diyatome hücrelerinin kabuklarını tutan kabuk içi bant.
  • Miyanbend.
  • Kuşakla sarmak.

Girdle ile ilgili cümleler

English: Are you wearing a girdle?
Turkish: Korse takıyor musun?

Girdle ingilizcede ne demek, Girdle nerede nasıl kullanılır?

Girdle view : Gördıl görünüş. Diyatomelerin yandan görünümü.

Chorionic girdle : Koryonik kemer. Kısrakta embriyo gelişiminde sinus terminalise uzanan trofoblast bandı.

Hip girdle : Pelvik kemeri. Balıklarda karın bölgesinde çift yüzgeçleri eksen iskeletine bağlayan kemer. diğer omurgalılarda kalça kemeri. Kalça kemeri. Omurgalılarda kalça bölgesinde omurgaya bağlanmış ve art bacakları taşıyan kemik ve kıkırdak iskelet. insanda tek parçalı kalça kemiği halinde bulunur. pelvik kemeri, aya kemeri.

Panty girdle : Külot korse.

Pectoral girdle : Omurgalılarda ön yüzgeçlerin veya ön ayakların bağlandığı omuz bölgesindeki destek iskeleti, omuz kemeri, pektoral kemer. Göğüs kuşağı. Pektoral kemer. Omuz kemeri. Göğüs kemeri. Omurgalılarda ön yüzgeçlerin ya da ön ayakların bağlandığı omuz bölgesindeki destek iskeleti. omuz kemeri, pektoral kemer. Omuz kemiği.

Girdled : Kuşaklı. Kemerli.

Pelvic girdle : Omurgalılarda kalça bölgesinde omurgaya bağlanmış ve art bacakları taşıyan kemik ve kıkırdak iskelet. insanda tek parçalı kalça kemiği halinde bulunur. pelvik kemeri, aya kemeri. Pelvis kemeri. Kalça kemeri. Pelvik kemer. Leğen kuşağı kemikleri.

 

Engirdle : Kuşatmak. Kemer gibi sarmak.

Girdler : Kemer. Saran. Çevreleyen.

Engirdles : Kuşatmak. Kemer gibi sarmak.

İngilizce Girdle Türkçe anlamı, Girdle eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Girdle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Band : Kolan. Bantlamak. Mızıka. Fasıla. Orkestra. Ağın üst kenarını belirten ak uçkurluk. Bant. Şerit. Boş film yapımında kullanılan, üzeri duyarkatla örtülü, çok geniş bir tabandan film boylarına göre istenilen ende kesilmiş parçalardan her biri. bir filmin, boşfilmden dolu filme kadarki bütün çeşitlerini anlatır genel terim. henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler. (kötü anlamda) dikkate değer hiç bir özellik taşımayan, sıradan sinema yapıtı.

Belt : Kayış. Kemerle dövmek. Kuşakla bağlamak. Yumruk indirmek. Kemer bağlamak. İklim kuşağı. Kemer takmak. Bölge. Sarmak.

Archways : Üstü kemerli geçit. Kemerli geçit. Kemer altı yolu. Kemerli yol. Kemeraltı. Kemerli giriş. Kemeraltı yolu.

Stays : Ayak. Ara bulonu.

Waistband : Bel (etek veya pantolon vb'nde). Bel kısmı. Uçkur.

Panty girdle : Külot korse.

Breechcloths : Kısa don. Bele sarılan havlu. Kısa külot. Peştemal. Bel bölgesini örten giysi. Peştamal.

Besiege : Çevirmek. Sıkıştırmak. Kuşatma altına almak. Rahat vermemek. Başına üşüşmek. Bunaltmak. Sıkmak. Rahatsız etmek. Kuşatma altında tutmak. Muhasara etmek.

 

Girdle synonyms : foundation garment, cestus, anticline, besieges, ceinture, belts, girdling, girdles, circumscribes, blockades, bezel, beset, band spectrum, archway, beleaguers, circling, breechcloth, arc, circled, circumscribe, blockading, bodices, foundation, cinctured, cummerbund, binder, arches, arch, arcuation, bottle up, begirt, compass, corset.

Girdle ingilizce tanımı, definition of Girdle

Girdle kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A cestus. To bind with a belt or sash. Esp., a belt, sash, or article of dress encircling the body usually at the waist. A belt. A circumference. That which girds, encircles, or incloses. To gird. A griddle.