Heavy türkçesi Heavy nedir

Heavy ile ilgili cümleler

English: A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.
Turkish: Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

English: A heavy rain began to fall.
Turkish: Şiddetli yağmur yağmaya başladı.

English: A crane raises heavy construction materials.
Turkish: Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.

English: A heavy rain fell.
Turkish: Şiddetli bir yağmur yağdı.

English: A heavy rain prevented me from going.
Turkish: Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.

Heavy ingilizcede ne demek, Heavy nerede nasıl kullanılır?

Heavy artillery : Ağır top. Büyük çaplı top. Ağır çaplı top. Büyük çapta top. Uzun menzilli toplar. Uzun erimli top.

Heavy atom : Ağır atom.

Heavy bombardment aircraft : Ağır bombardıman uçağı.

Heavy charged particles : Yüksek enerjili, artı yüklü parçacıklar. Ağır yüklü parçacıklar.

Heavy cosmic rays : Evren'in derinliklerinden kaynaklanan ve ağır öğecik çekirdeklerinden oluştuğu bilinen ışınlar. Ağır evren ışınları.

Heavy grazing : Çok otlatmaya bağlı meraların tahrip olması, ağır otlatma. Otlatma süresinin fazla olması ya da otlatılan hayvan sayısının yüksek olması nedeniyle, herhangi bir meranın çıplak alana dönüşmesi durumu. Aşırı otlatma. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Ağır otlatma.

 

Heavy guns : Ağır silahlar. Top. Ağır silah. Bombardıman silahı.

Heavy earth : Baryum oksidi. Çok ağır alkaline toprak (kimya). Baryum monoksit.

Heavy handed : Zalim. Sert. Eli ağır. Kaba. Sakar. Can sıkıcı. Beceriksiz. Patavatsız.

Heavy current : Yüksek şiddette akım. Kuvvetli akım. Güçlü akım. Yüksek akım. Şiddetli akım. Yüksek gerilim.

İngilizce Heavy Türkçe anlamı, Heavy eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Heavy ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Back breaking : Yorucu. Yıpratıcı. Geri kırma.

A whale of a lot : Pek çok.

A whale of : Çok büyük.

Ferociously : Yırtıcı bir şekilde. Zalimce. Gaddarca. Vahşice. Gaddar bir şekilde.

Deepest : İçten. Derin. Bilinçaltı. Yürekten. Esrarlı. En derin. Genişliğinde. Keskin. Karışık. Şiddetli.

Hefty : İri yarı. Güçlü kuvvetli. Etkili. Gövdeli. Yüksek. Bol. İri. Çam yarması gibi.

Seriously : Ciddi biçimde. Ciddi ciddi. Ciddiyetle. Ciddi olarak. Ciddi ölçüde. Cidden. Ciddi bir şekilde.

Acute : Dar (açı). Akut. Dar. Şiddetli. Açıkgöz. Zeki. Aşırı. Güçlü. Sivri.

As dull as ditch water : İç karartıcı. Ruhsuz ve sıkıcı. Çok sıkıcı. Renksiz. Yavan.

Bumblings : Sakar.

Heavy synonyms : non buoyant, blundering, discerningly, fiercely, be heavy, a raft of, outbalance, amateur, preponderate, blockish, heavyweight, bodyguards, triggerman, headliner, a good deal, a great number of, outbalanced, doughy, preponderating, bouncer, harsh, fedayeen, boors, a lot, abounding, affluent, like anything, a world of, contemptuous, heavyweights, bovine, baldest, intensely.

 

Heavy zıt anlamlı kelimeler, Heavy kelime anlamı

Light : Işık vermek. Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut. Nur. Açık (renk). Işıldamak. 4000 a° ile 8000 a° dalgaboyu aralığında, gözle görülebilen elektromagnetik dalga. Soba yakmak. İnmek (attan veya arabadan). Aydınlık. Gerçekleşmek.

Heavy ingilizce tanımı, definition of Heavy

Heavy kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A heavy failure. To make heavy. Not light. Heavy business transactions, etc. As, a heavy draught. Often implying strength. Weighty. Hence, sometimes, large in extent, quantity, or effects. Sometimes used in composition. Heavily. As, heavy-laden. Having the heaves. Ponderous. Also, difficult to move. As, a heavy fall of rain or snow. As, a heavy stone. As, a heavy barrier. Heaved or lifted with labor.