Turkish: Ali iyi bir koca ve iyi bir baba.
English: Ali and Mary pretended to be husband and wife.
Turkish: Ali ve Mary sanki koca ve karıymış gibi davrandılar.
English: "Does your husband walk to work?" - "Yes, he likes walking."
Turkish: "Kocanız işe yürüyerek mi gider?" - "Evet, o yürümeyi sever."
English: A woman whose husband is dead is called a widow.
Turkish: Kocası ölmüş bir kadına dul denir.
English: Ali and Mary are husband and wife.
Turkish: Ali ve Mary karı kocalar.
Husband and wife : Koca ve karı. Karı-koca. Karı koca.
Between husband and wife : Karı ile koca arasında. Karı-koca arasındaki mahrem iş. Karı-kocanın özel mevzusu.
Estranged husband : Karısından ayrılmış koca.
I am with my husband : Eşim ile beraberim.
Jealous husband : Karısından şüphelenen ve sahip çıkan erkek (özellikle karısının diğer erkeklere olan etkileşimleri ile ilgili olarak). Kıskanç koca.
Husbandmen : Aile reisi. Çiftçi.
Husbandly : Tutumlu bir şekilde. Sade bir şekilde. Fazla harcamayan bir şekilde. Kocaya yakışır.
My husband : Kocam. Eşim (erkek).
Husbandlike : Koca benzeri. Koca gibi. Kocaya benzeyen.
Husbandman : Aile reisi. Çiftçi.
Sözcükler, direkt olarak Husband ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Arbiter : Yargıcı. Uyuşmazlığı çözmekle görevli. Söz sahibi. Tarafsız kişi. Belirleyici. Hakem. Son söz sahibi. Arabulucu.
Cuckold : Kocasını boynuzlamak. Deyyus. Boynuzlu koca. Kocasını aldatmak. Boynuz dikmek. Aldatmak. Boynuzlamak. Karısını aldatmak. Boynuzlanmış koca. Boynuzlamak (argo terim).
Counterpart : Suret. Benzer. Taydaş. Meslektaş. Kopyası. Emsal. Karşılık. İkinci nüsha. Kopya.
Esquires : İngiliz aristokrasisinin erkek üyesi. Adli görevliler veya yüksek rütbeli memurlar için kullanılan bir lakap. Kavalye. Beyefendi. Bay. Avukatlık ünvanı. Aile isminden sonra gelen nezaket ünvanı veya sıfatı (ingiltere'de bir centilmen olduğu düşünülen kimslerce kullanılır, amerika ve kanada'da hukukçular veya avukatlar tarafından kullanılır). Beyefendi veya bey. Mektup zarfı üzerine isim ve soyadından sonra kısaltılarak yazılan ve “bay” anlamına gelen bir unvan.
Alleles : Kalıtsal değişimden sorumlu olan genin birkaç alternatif varyasyonlarından biri (genetik). Aleller. Alel.
Masculines : Erkeksilik. Maskülen. Eril sözcük. Eril. Eril cins. Erkeğe özgü. Erkeklik. Erkeklere özgü. Erkek gibi.
Gallants : Nazik. Kahramanca. Yürekli. Heybetli. Ateşli. Cesur. Yiğitçe. Gösteriş düşkünü. Aşık.
Gargantuan : Çok büyük. İri. Doymaz. Devasa. Dev gibi. Obur. Kocaman.
Save : Tutmak. Kurtarma. Kayda geçirmek. Kaydetmek. (para) biriktirmek. Artırmak. Bağışlamak. Kusuruna bakmamak. Sayı yapmasını önlemek.
Dignified : Saygın. Kıymet verilen. Asil. Ağırbaşlı. Değerli. Şerefli. Ağır. Kellifelli. Oturaklı.
Husband synonyms : house husband, bestridden, partner, spouse, hubby, administrate, comate, mate, yokemates, scamped, adult male, dominus, ex, compeer, bwana, goodman, courteous, coequal, fellows, married man, manlier, gentleman, gallanting, administer, companion, economize, economizes, coequals, fere, be sparing of, feller, great, goodmen.
Wife : Eş. Zevce. Hanım. Karı. Kan. Hatun. Bayan. Kocanın eşi. Refika.
Woman : Gaco. Kadınlar. Bayan. Hatun. Zenne. Hanım. Kadın. Kancık. Metres. Karı.
Husband kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To use or employ to good purpose and the best advantage. One who orders the economy of a family. The male head of a household. To spend, apply, or use, with economy. To direct and manage with frugality.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Husband kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Husband ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Husband anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Husband ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.