İte nedir, İte ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Un elerken dökülmemesi için yere serilen bez ya da şaplanmış deriden yapılan örtü.

[Bakınız: ita].

Sofrabezi.

Battaniye.

İte ile ilgili Cümleler

  • Trene giderken ite kalka yol açtı.
  • Ali kalabalığın arasından ite kalka yol açtı.
  • O, kalabalığın arasından ite kalka geçti.
  • “Birbirimizle kavga etmekten, bekârlıktan, biraz açlıktan, iğne yutmuş ite dönmüştük.”

İte ile ilgili Atasözü veya Deyim

ata da soy gerek, ite de : “bütün yaratıkların soylusu üstün niteliktedir” anlamında kullanılan bir söz.

ata et, ite ot vermek : bir işi ters yapmak.

boş ite menzil olmaz : “aylak kimsenin yeri yurdu belli değildir” anlamında kullanılan bir söz.

iğne yutmuş ite (veya maymuna) dönmek : zayıf ve bitkin duruma gelmek.

it ite (buyurur), it de kuyruğuna : “işi yapmak istemeyen onu mutlaka başkasına ısmarlar” anlamında kullanılan bir söz.

ite atsan yemez : “çok kötü, berbat” anlamında kullanılan bir söz.

ite ot, ata et vermek : ata et, ite ot vermek.

iti ite kırdırmak : kötülüğü kötülük aracılığıyla ortadan kaldırmak.

İte anlamı, tanımı

Battaniye : Yorgan yerine veya yorgan üstünde kullanılan, çoğu yünden dokunmuş kalınca örtü

Dökülme : Dökülmek işi.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

 

Sofra : Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu. Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm. Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası. Anüs. Birlikte yemek yiyenlerin tümü.

Şapla : Adaçayı. Tarlalarda biten bir ot. El genişliğinde. Uzun ve düzgün boynuzlu öküz. Tokat. [Bakınız: şabla].

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

Seri : Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi. Hızlı bir biçimde. Hızlı.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Deri : İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten. Bu tabakadan yapılmış. Pazar veya panayır kurulan gün, dernek. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu. Toplantı, düğün.

Örtü : Örtmek için kullanılan şey, vualet. Yapılarda çatı, dam.

 

Bez : Pamuk ya da keten ipliğinden yapılmış olan dokuma, çaput. Herhangi bir cins kumaş. Kumaş veya dokumadan yapılmış. İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ. Herhangi bir iş için kullanılan dokuma. Pamuktan, düz dokuma.

İta : Verme, ödeme.

Da : Doğrulama, uygun bulma, evet. [Bakınız: dahacık, dâhacık]. Daha anlamında kullanılır. Şaşma bildirir ünlem. Değil mi ya anlamında kullanılır. İşte, orada, şurada. Genellikle cümle sonlarında çeşitli anlamlarda kullanılan ünlem. Bağlama ve kuvvetlendirme edatı. Daha, henüz. Da, dahi (bk. de). Dağ. Dahi, da. Henüz. Dağı. Dağa. Daha.

Ya : "Ey, hey" anlamlarında bir seslenme sözü. Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya. Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz. Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz. Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz. Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz. Evet. Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz. Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde "hele, özellikle" anlamlarında kullanılan bir söz. Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz.

Un : Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri.

Diğer dillerde İtalyan yarışı anlamı nedir?

Fransızca'da İtalyan yarışı nedir ? : course à l'italienne