Juvenility türkçesi Juvenility nedir

Juvenility ingilizcede ne demek, Juvenility nerede nasıl kullanılır?

Juvenilities : Çocukluk. Çocukça davranış. Gençler. Gençlik. Çocuklar.

Juvenilia : Sanatçının gençlik dönemi eserleri. Gençlere yönelik yapıtlar.

Leucosis lymphatica sporadica bovis juvenilis : Genç sığırlar arasında sporadik olgular durumunda görülen, bulaşıcı nitelikte olmayan, juvenil, deri ve timik formları görülen hastalık, genç sığırların sporadik lökozu, sığır lökozu. Sporadik sığır lökozu.

Juvenil hormone : Böceklerde corpora allata tarafından üretilen, larva evresinin geçirilmesinde etkili, ekdizon hormonunun antagonisti olan, farnesol türevi bir hormon. juvenil hormon. Gençlik hormonu.

Juvenile : Gençlik. Juvenil. Jüvenil. Genç. Delikanlı. Otuz yaşına kadar olan erkeklerin canlandırabileceği rol. Olgunlaşmamış. Gençliğe ait. Gençlikte olan, gençliğe ait olan. Jön.

Juvenile court : Çocuk mahkemeleri. Çocuk mahkemesi.

Juvenile labour : Çocuk işçi.

Juvenile delinquency : Çocuğun suç işlemesi. Yaş bakımından yasalar önünde daha ergin sayılmayan gençlerin toplum kurallarına aykırı eylemlerde bulunmaları durumu. Reşit olmayanın suçluluğu. Çocuk suçluluğu. Gençlik suçluluğu. Çocuk suçları.

 

Juvenile diabetes : Çocuklarda görülen akut diyabet şekli (günlük insülin enjekte etme gerektirir). Juvenil diabet. Juvenil diyabet.

Juvenile delinquent : Çocuk suçlu. Suçlu çocuk.

İngilizce Juvenility Türkçe anlamı, Juvenility eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Juvenility ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Younger generation : Yeni nesil. Daha genç kuşak.

Descendance : Zürriyet. Torunlar. Soy.

Young : Hayvan yavrusu. Yavru. Yeni. (hayvan) yavru. Küçük. Genç. Taze. Döl.

Childhood : Çocukluk çağı. Küçüklük. Süt çağı bitiminden erginlik başlangıcına değin süren yaşam dönemi. Çocukluk dönemi.

Guys : Millet. Halatla tutturmak. Bağlamak. Herifler. Rezil etmek. Tennessee eyaletinde yerleşim yeri. Arkadaşlar. Alay etmek. Beyler.

The kids : Oğlak takımyıldızı. Takımyıldızı. Arkadaşlar. Yıldızlar kümesi. Bizimkiler.

Jejuneness : Toyluk. Sönüklük. Uysallık. Besin değeri olmama niteliği. Gelişmemiş olma. Tecrübesizlik. Olgun olmama. Delikanlılık.

Kids : Çocuk. Oğlak. Ufaklık. Oğlak derisi. Küçük.

Maying : Yılın beşinci ayı. -ebilir. Mümkün olmak. -abilmek. Bahar bayramını kutlama. Mayıs. Olası olmak. -abilir. Mayıs ayı.

May : -ebilir. -abilir. Mayıs. -abilmek. Mayıs ayı. Mayıs çiçeği. -ebilmek. Olası olmak. Yılın beşinci ayı.

Juvenility synonyms : youngness, dewed, family, young blood, progenies, dews, boyhoods, small fry, puerility, the youth, juv, youthfulness, dewing, dew, adolescence, puerilities, infancies, youth, childishness, descendence, callowness, immaturity, the next generation, teens, nonages, juvenescence, childhoods, youngs, juvenile, nonage, progeny, immatureness, youths.

 

Juvenility zıt anlamlı kelimeler, Juvenility kelime anlamı

Oldness : Eskilik. Tufuliyet-i saniye. İkinci çocukluk devri. Köhnelik. Kartlık.

Maturity : Anaçlık. Erişkinlik. Erginlik. Hücreler, örgenler, beden ve zihnin görevleri bakımından gelişmenin en üst sınıra ulaştığı ve büyümenin son bulduğu evre. yetişkinlik. Vade. Vade dolumu. Pişkinlik. Matürite. Olgunluk.

Juvenility ingilizce tanımı, definition of Juvenility

Juvenility kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Youthfulness. Adolescence.