Kermis türkçesi Kermis nedir

Kermis ingilizcede ne demek, Kermis nerede nasıl kullanılır?

Kermit : Teksas eyaletinde şehir. Bir erkek ismi. Büyük bilgisayarlarda kullanılan eski iletişim protokolü (bilgisayarlar). Batı virginia eyaletinde yerleşim yeri. Tuvalet.

Kermit the frog : Jim hensen tarafından yaratılan muppet şov'un ana karakterlerinden kukla yeşil kurbağa. Kurbağa kermit.

Kerma : Kerma. Belirli bir maddede, dolaylı iyonlaştırıcı parçacıkların serbest bıraktığı tüm yüklü parçacıkların başlangıç kinetik enerjileri toplamı "detr" ile; maddenin kütlesi "dm" ile gösterilirse, detr'nin dm'ye oranı (k). k=detr/dm. kermanın sı birimi gray (gy) dir. eski birim rad'di.

Kerma rate : Kermanm dt aralığındaki artışı olan dk'nin dt'ye oranı (k). k=dk/dt. Kerma debisi.

Kerman : Kaliforniya eyaletinde şehir. Bir soyadı.

Ackermann steering : Ackermann direksiyonu. Dörtgen salıncak. Ackermann direksiyon sistemi. Ackcrmaım direksiyonu.

Kermesite : Madenkırmız. Kermesit.

Flickermouse : Avrupa'ya özgü küçük yarasa. (zooloji) flittermouse.

Kermes oak : Kayıngiller (fagaceae) familyasından, her dem yeşil, yaprakları dikenli, marmara, ege ve akdeniz bölgelerinde geniş bir yayılış gösteren, makinin en başları bitkilerinden biri. Kermes meşesi. Kırmız meşesi. Kırmızmeşesi.

 

Kerala : Güneybatı hindistan'da bir eyalet.

İngilizce Kermis Türkçe anlamı, Kermis eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Kermis ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Support : Üstlenmek. Ağırlığını kaldırmak. Sürdürmek. Kanıtlamak. Oyun düzenine göre asıl işi yüklenen oyuncuya ötekilerin yardıma hazır olması. Özendirmek. Bilgisayar, kimya, madencilik, sinema, televizyon, voleybol alanlarında kullanılır. Para yardımı yapmak. Boru dayanığı. Yardım etmek.

Charity bazaar : Yardım kermesi.

Authorize : Yetkilendirmek. Salahiyet vermek. Yetkili kılmak. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Onaylamak. Yetki vermek. İzin vermek. Ruhsat vermek. Memur etmek. Yetkileme, bir işin yapımına izin verme.

Digest : Kavramak. Dayanmak. Öğütmek. Hazmetmek. Düzenlemek. Besinleri sindirmek. Sindirilmek. Hazmolmak. Sindirmek. Parçalanmak.

Bazaar : İki üç yüzyıl önce yapılmış olup bugün de kullanılan, yalnız yayalara açık, üstü kapalı yolların iki yanına dizilmiş satışlıklardan oluşan kent kesimi. bk. bedesten. Alıcı ve satıcıların fiziki olarak karşılaştıkları, dükkanların bulunduğu açık veya kapalı alışveriş yeri. Pazar yeri. Pazar. Çarşı. Yardım amacıyla düzenlenen satışlar. Kapalı çarşı.

Legalise : İmza vb mahkemece tasdiki. Onaylamak. Meşru kılmak. Yasal veya meşru hale getirmek. Yasal hale getirmek. Hukukileştirmek. Kanunlaştırmak. Yasallaştırmak. Yasallık kazanmak. Onaylamak (ayrıca legalize).

Clear : Açık. Bir ya da birden çok bellek yerinin genellikle sıfır ya da boşluk damgası ile gösterilen, belirli bir duruma getirilmesi. Açıkça. Belirgin. Işık tutmak. Tahliye etmek. Açık olarak beli olan deneysel ve kuramsal verilere ilişkin. Berrak. Berraklaşmak. Duru.

 

Legitimatise : Babası olduğunu onaylamak. Yasal hale getirmek. Haklı çıkarmak (ayrıca legitimize). Onaylamak. Tanımak. Yasallaştırmak. Haklı çıkarmak. Mazur göstermek. Meşrutiyet vermek.

Grant : Varsaymak. Kabul etmek. Hibe. Bağışlamak. Bir kişinin malını karşılıksız olarak bir başka kişiye vermesi. Tahsisat. Bağışlama. Onaylamak. Devir. İtiraf etmek.

Kermis synonyms : allow in, sale of work, allow, suffer, kermess, intromit, feting, bazars, legitimate, conviviality, authorise, carnival, festival, fetes, legalize, agreeability, decriminalise, feted, legitimatize, bazar, abide, fairs, bazaars, accept, fete, put up, fun fair, endure, high day, cheerfulness, brook, countenance, furlough.

Kermis zıt anlamlı kelimeler, Kermis kelime anlamı

Refuse : Reddetmek. Elinin tersiyle itmek. Ayak diremek. Kabul etmemek. Çöp. Cerh etmek. Döküntü. Artık. Atık. Bilgisayar, kimya alanlarında kullanılır.

Criminalise : İllegal ilan etmek. Suçlu ilan etmek. Suçlu yaratmak. Bir kimseye suçlu muamelesi yapmak (ayrıca criminalize). Yasaklamak. Yasadışı olarak duyurmak. Mücrimleştirmek. Yasadışı yapmak. Suçlu muamelesi yapmak. Bir kimseyi suçlu duruma düşürmek.

Forbid : Memnu kılmak. Yasaklamak. Haram etmek. Engel olmak. Men etmek. Olanak vermemek. Yasak etmek. Menetmek.

Kermis antonyms : outlaw, disallow, criminalize, reject, prevent.