Köfündere nedir, Köfündere ne demek

Köfündere; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

İzmir ilinde, Kaymakçı bucağına bağlı bir yer.

Köfündere kısaca anlamı, tanımı

Köfün : Yumuşak, dayanıksız, kil gibi çabuk ufalanan taş, kireçtaşı. Büyük sepet, küfe. Böğür, karnın iki yanı : Sağ köfünümde sancı var. Görünüşte iri yarı fakat işe yaramayan, elinden bir iş gelmeyen kişi. Küfe. Üzüm küfesi. (Uluğbey Senirkent Isparta). Duvar ve baca yapımında kullanılan, işlenişi kolay, beyaz renkli taş türü. (Mudurnu Bolu)

Dere : Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu. Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol. İki dağ arasındaki uzun çukur.

Kaymakçı : Kaymak yapan veya satan kimse.

Kaymak : Sütün ya da yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema. Kaygan bir yüzey üzerinde birdenbire dengesini yitirmek. Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka. Anlamı değişmek. Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü. Durum değiştirmek. Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek. Cinsel ilişkide bulunmak. Kurtulmak. Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz. Yağışların etkisiyle toprağın alt tabakasının gevşemesi sonucu üst tabaka oynamak. Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek.

 

Kayma : Kaymak (II) işi. Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi.

İzmir : Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Buca : İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Kozmoyit pul anlamı nedir?

İngilizce'de Kozmoyit pul ne demek ? : cosmoid scale