Labyrinth türkçesi Labyrinth nedir

  • İçkulaktaki girintili boşluk.
  • İçinden çıkılmaz durum.
  • Dolangaç.
  • İç kulaktaki labirente benzer boşluk.
  • İçkulak boşluğu.
  • Çapraşık.
  • Labirent.

Labyrinth ingilizcede ne demek, Labyrinth nerede nasıl kullanılır?

Bony labyrinth : Kemik labirent.

Membranous labyrinth : İç kulakta kemik labirent içine yerleşmiş içi sıvı ile dolu olan zarsı kese ve kanallar. Vücut boşluğu. Zar boşluk. Zar labirent.

Labyrinthic : Karmaşık. Çapraşık. Labirentik. Labirent gibi. Dolaşık.

Labyrinthine : Çapraşık. Karmakarışık. Çok karışık. Dolaşık ve karmaşık. Labirente ait. Dolambaçlı. Labirentin. Labirent gibi.

Labyrinthitis : Labirentit. İçkulak iltihabı.

Labyrinthotomy : İç kulağı barındıran kemiksel kapsülün labyrinthus osseus ‘un kesilip açılması işlemi. Labirintotomi. Labirentotomi.

Labyrinths : İçkulak boşluğu. Labirent. İçinden çıkılmaz durum.

Labyrinthus : Karışık yol, dolambaçlı. Dolambaç. Labirintus membranaseus. Labirintus. Zardan iç kulak.

Paries labyrinthicus : Orta kulağı iç kulaktan ayıran duvar. Paries labirintikus.

Labyrinthodons : İki yaşamlılardan (amphibia) sınıfının, zırhlı başlılar (stegocephali) takımından, eski devirlerde yaşamış ve bugün soyu tükenmiş, iri, yassı başlı, semendere benzeyen hayvanlar. Labirentodonlar.

 

İngilizce Labyrinth Türkçe anlamı, Labyrinth eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Labyrinth ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Membranous labyrinth : Zar boşluk. Zar labirent. İç kulakta kemik labirent içine yerleşmiş içi sıvı ile dolu olan zarsı kese ve kanallar. Vücut boşluğu.

Receptor : Alıcı sinir. Algılayıcı sinir. Kabul edici. Çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları. hücre içine veya üzerinde hormon, ilaç, virüs vb.nin özel olarak bağlandığı ve bazı durumlarda özel bir hücre cevabının verilmesine yol açan veya bunların hücreye girmesini sağlayan, protein, glikoprotein veya oligosakkaritlerden oluşan yer veya yapı. Reseptör. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Almaç. Alıcı. Hücre içinde ya da üzerinde hormon, ilaç, virüs vb. nin özel olarak bağlandığı ve bazı hallerde özel bir hücre cevabının verilmesine yol açan veya bunların hücreye girmesini sağlayan, protein, glikoprotein ya da oligosakkaritlerden oluşan yer veya yapı.

Mazes : Hayret. Şaşkınlık.

Bony labyrinth : Kemik labirent.

Sense organ : Duyu organı. Duyu kılganı. Dokunma duyusu.

Impasses : Çıkmaz. Açmaz. Çıkmaz sokak. Zor durum. Güç durum. Kördüğüm.

Complicated : Çetrefil. Dallı budaklı. Komplike. Karmaşık. Anlaşılması zor. Zor. Çetrefilli. Karışık. Dallı budaklı (argo terim). Anlaşılmaz.

Inner ear : Balıklarda, diğer omurgalılardaki genel yapı planına uygun, ancak kohlea kısmı bulunmayan, yarım daire kanallarıyla otolitlerden oluşan, içi endolenf dolu organ. Kulağın içinde kulak salyangozu ve yarım dairesel kanalların bulunduğu dahili bölümü (ses dalgalarını duyumsal sinyallere dönüştüren ve dengeyi sağlayan organ). İçkulak. Kulağın kemik boşluğu ile zar boşluğunu içine alan, yuvarlak ve sobe pencerelerle orta kulağa bağlı olan iç bölgesi. balıklarda, diğer omurgalılardaki genel yapı planına uygun ancak kohlea kısmı bulunmayan, yarım daire kanallarıyla otolitlerden oluşan, içi endolenf ile dolu organ. İç kulak.

 

Auditory apparatus : İşitme organı.

Endolymph : İç kulakta yarım daire kanallarının ve kohleanın içini dolduran sıvı. endolenf. İç kulakta yarım daire kanallarının ve kohleanın içini dolduran sıvı, endolenf. İç kulak içerisinde bulunan sıvı. Endolenf. İç kulak sıvısı. Endolimf. İç sıvı.

Labyrinth synonyms : internal auditory artery, labyrinthine artery, internal auditory vein, labyrinthine vein, artery of the labyrinth, osseous labyrinth, sensory receptor, convoluted, labyrinths, system, entangled, labyrinthine, impasse, involved, ambiguous, complex, intricate, neuroepithelium, maze, hazier, internal ear, abstruse, cochlea, inexplicit, devious, labyrinthic, semicircular canal, utricle, perilymph, hazy, haziest.

Labyrinth zıt anlamlı kelimeler, Labyrinth kelime anlamı

Effector : Etkileyen. Etkileyen kimse veya şey. Sese efekt veren cihazların genel adı. Gitar, veterinerlik alanlarında kullanılır. Effektör. Efektör. Etkileyici. Modülatör. Faaliyete geçiren şey. Dengeleyici.

Labyrinth ingilizce tanımı, definition of Labyrinth

Labyrinth kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, the Egyptian and Cretan labyrinths. An edifice or place full of intricate passageways which render it difficult to find the way from the interior to the entrance.