Latter türkçesi Latter nedir

  • Modern.
  • İkincisi.
  • Sonra gelen.
  • Son söylenilen.
  • Zaman olarak daha sonra meydana gelmiş olan.
  • Sonuncusu.
  • Sonuncu.
  • Son söylenen.
  • İki şeyden sonuncusu.
  • Sonraki.
  • Son.
  • İkisinden sonuncusu.

Latter ile ilgili cümleler

English: Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
Turkish: Hem balık hem de et besleyici fakat sonraki öncekinden daha pahalı.

English: The French and the English like drinking, but the latter prefer beer whereas the former go in for red wine.
Turkish: Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi severler ama birincisi kırmızı şarap için içeriye girerken ikincisi birayı tercih eder.

English: The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method.
Turkish: Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.

English: Love is above money. The latter can't give as much happiness as the former.
Turkish: Sevgi paranın üstündedir. Sonraki önceki kadar çok mutluluk veremez.

English: Of these it is the latter one that is important.
Turkish: Bunlardan önemli olan ikincisi.

Latter ingilizcede ne demek, Latter nerede nasıl kullanılır?

 

Latter day : Çağa uygun. Çağdaş. Modern. Son döneme ait olan. Günümüze ait.

Latter day saint : Mormon. Mormonlar.

Latter day saints : Mormonlar. Mormon.

Latter days : Günümüze ait. Modern. Çağdaş. Son döneme ait olan.

Latter end : Ölüm.

Blatter : Yüksek sesle ve hızlıca konuşmak. Yoğun bir şekilde konuşmak.

The latter half of the year : Yılın ikinci yarısı. Temmuz-aralık arası aylar. Yılın son altı ayı.

Latterday : Çağdaş. Modern.

The latter : Son. Zaman olarak daha sonra meydana gelmiş olan. Sonuncusu. Son söylenen. İkisinden sonuncusu. Sonuncu. Sonraki. Modern. Sonra gelen. İkincisi.

The former and the latter : Öncesi ve sonrası. Bir önceki ve bir sonraki. Önce ve sonra.

İngilizce Latter Türkçe anlamı, Latter eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Latter ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Closure : Koymak. Oylamaya geçme (görüşme sonrası). Kapatma. Tartışmayı kesip oylamaya koyma. Patlayıcı ünsüzlerin boğumlanması sırasında ses yolunun önce bir kapanma durumuna geçmesi: c, ç, d, t, p, k, g ünsüzlerinin boğumlanmasında görüldüğü gibi. Kapatıcı. Kötü bir şeye son verme. Kapanım.

Hipper : Kalça. Kaba et. Farkında olan. Gül tohumu. İçini sıkmak. Modaya uygun. Çatı dış açısı. Kıç. Kalça eklemi.

Hipping : Kıç. İçini sıkmak. Kalça. Gül tohumu. Kaba et. Kalça eklemi. Çatı dış açısı. İç sıkıntısı. Farkında olan.

Groovy : Geleneksel. Modaya uygun. Harika. Mükemmel. Klişeleşmiş. Moda olmuş. Süper. Moda. On numara (müthiş).

Second : İlerletmek. Üç savutta da gövdenin aşağı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (namlu ucu biraz yere eğik, savut tutan el göğüsten az aşağıda ve dışta, tırnaklar yere dönüktür. kesici kılıçla uygulamada namlunun kesici yüzü dışa doğrudur.). Desteklemek. Saniye. Yardım etmek. Destek vermek. Bir dakikalık sürenin altmışta biri. Düelloda şahit. Göreve getirmek (brit. ask.).

 

Subsequent : Sonradan ortaya çıkan. İzleyen. (belirli bir olayı) takip eden. Daha sonraki. Sonradan gelen. Müteakip.

Grooviest : Mükemmel. Süper. Geleneksel. Harika. Modaya uygun. On numara (müthiş). Klişeleşmiş.

Post : Sonra. Bildirmek. Sonrası. Posta. Afişe etmek. Direk. İlan yapıştırmak. Postalamak. Posta ile göndermek.

Latter synonyms : the latter, last place, latter day, posterior, close, advanced, groovier, afterings, closer, aftermath, printer, breakup, latter days, cotemporary, secondary, conclusions, conclusory, second one, posteriors, the last, other, futuristic, ensuing, later, next page, hip, conclusive, sequent, following, conclusion, last but not least, in the second place, boundary.

Latter zıt anlamlı kelimeler, Latter kelime anlamı

Former : Gövde uçak. Geçmiş. Sabık. Eski. Geçen. Evvelki. Öncel. İlk. İlk söylenen. Biçimlendirici.

Latter ingilizce tanımı, definition of Latter

Latter kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Coming or happening after something else. As, the former and latter rain. Later. More recent. Opposed to former.