Lexicographic model of consumer choice türkçesi Lexicographic model of consumer choice nedir

  • Tüketicilerin, özelliklerine göre sıralanmış olan mal ve hizmetleri kendi önceliklerine göre karşılaştırarak seçim yapmasına dayanan model.
  • Öncelik sıralaması modeli.
  • İktisat alanında kullanılır.

Lexicographic model of consumer choice ingilizcede ne demek, Lexicographic model of consumer choice nerede nasıl kullanılır?

Lexicographic : Sözlüksel. Sözlük yapma ile ilgili.

Model : Giymek (defilede belirli bir giysiyi). Kalıbını çıkarmak. Yaratmak (çamur veya mum vb'nden heykel). Bir oluşum, durum ya da sürecin ilk örneğinin ya da ayırıcı biçiminin, ayrıtsal özellikleriyle simgesel anlatımı. Model yapmak. Örnek olan. Model. Kalıp. Modellik yapmak. Mankenlik yapmak.

Of : -den. Nin. -in. Yüzünden. -li. İle ilgili. Hakkında. Karşı. -dan. Den.

Consumer : Belli bir gelire sahip olan kişilerin mal ve hizmet satın alırken hangi ilkelere göre hareket ettikleri. Mal ve hizmetleri doğrudan doğruya kullanarak gereksinimlerini karşılayan iktisadi karar birimi. Yoğaltıcı. Müstehlik. Ototrof organizmaların ürettiği kaynakları tüketen heterotrof organizmalar. Tüketici. Alıcı. Tüketiciler. Mal ve özdekleri, yiyeceği kullanan, tüketen kişi. Müşteri.

Choice : İktisadi karar biriminin kısıt altında yaptığı tercih. Üstün. Kalburüstü. Güzide. Seçilmiş kişi veya şey. Elit. Bk. yeğlenme değergesi. Seçim. Bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Çare.

 

İngilizce Lexicographic model of consumer choice Türkçe anlamı, Lexicographic model of consumer choice eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Lexicographic model of consumer choice ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A change in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

 

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Ability to pay principle : Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi. Ödeme gücü ilkesi.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Lexicographic model of consumer choice synonyms : ability to pay approach, abnormal budget receipts, a pass through certificate, a group shares, a shift in demand, a shift in supply.