Loots türkçesi Loots nedir

  • Yağma.
  • Çapul.
  • [#yağmalama Yağmalamak].
  • Talan.
  • Ganimet.
  • Yağmalama.
  • Çalıntı mallar.
  • Yağma etmek.
  • Talan etmek.
  • Çapullamak.

Loots ingilizcede ne demek, Loots nerede nasıl kullanılır?

Galoots : Mal. Aptal adam. Aptal kişi. Andaval. Salak. (argo terim) utanç verici veya beceriksiz adam.

Loot : Çalıntı mallar. Ganimet. Yağmalama. Yağma etmek. Talan etmek. Yağmalamak. Talan. Çapul. Çapullamak. Yağma.

Looted : Yağmaya uğramış. Yağmalanmış. Yağmalamak.

Looter : Çapulcu. Yağmacı. Vurguncu.

Looters : Yağmacılar. Yağmacı. Vurguncu. Çapulcu.

Loofas : Lif kabağı. Kol kabağı. Kurutulmuş kol kabağı içi. Lif kabağından banyo lifi.

Loo : Tuvalet. Yüznumara. Hela. Ayak yolu. Wc.

Look about : Etrafına bakmak. Sağa sola bakmak. Etrafını gözlemek. Sağa sola bakınmak. Çevresine bakmak. Bakınmak.

Look ahead : İleriye bakmak. Geleceği düşünmek. İlerisi için plan yapmak. Geleceğe bakmak. Önüne bakmak.

Look after : İle ilgilenmek. Bakmak. Bakımını üstlenmek. Çocuk bakmak. İlgilenmek. Gözetmek. Çekip çevirmek. İdare etmek. Kollamak. Mukayyet olmak.

İngilizce Loots Türkçe anlamı, Loots eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Loots ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Forayed : Girme. Çapulculuk. Akın etmek. Basmak. Atılım (riskli). Baskın. Akın.

 

Godsends : Hızır gibi yetişen devlet kuşu. Devlet kuşu. Beklenmedik nimet. Hızır gibi yetişen şey. Talih kuşu. Beklenmeyen lütuf. Gökten gelen refah. Mucize. Beklenmedik zenginlik.

Depredations : Değer düşüklüğü. Soygunculuk. Hasar verme. Hasar. Tahribat.

Ravishing : Müthiş güzel. Aklı baştan alan. Soyma. Enfes. Aklını başından alan. Çekici. Çok güzel. Büyüleyici. Mest eden.

Spoliation : Yağma etme. Delil karartma. Gasp. Kanıtları yok etme. Soygun.

Pillaged : Harabeye çevrilmiş. Ganimet olarak almak. Yağmaya uğramış. Yağmalanmış.

Harries : Sinirini bozmak. Rahatsız etmek. Yakıp yıkmak. Eziyet vermek. Eziyet etmek. Bozmak. Soymak.

Scads : Çok fazla. Çok sayıda. Sürüsüne bereket. Hayli. Büyük miktarda (argo terim). Bir çok. Bir dolu.

Pillaging : Soyma. Ganimet olarak almak. Talan etme. Soygunculuk.

Dozens : Oldukça fazla sayıda (örneğin, ı have made dozens (many) new friends {oldukça fazla yeni arkadaşım oldu}). Pek çok (örneğin, ı have told you dozens of times {sana pek çok defa söyledim}). Çok fazla. Çok sayıda. Düzineler. Düzinelerce.

Loots synonyms : large indefinite quantity, stolen property, large indefinite amount, forays, wads, spoil, depredated, pirates, loads, despoilments, accroachment, direption, plunder, despoiling, tons, marauding, despoliation, sack, foray, sacking, lashings, foraged, plundering, prize, dirty money, despoliations, booty, looting, swag, plunders, oodles, plunderage, gobs.