Lubricating türkçesi Lubricating nedir

Lubricating ingilizcede ne demek, Lubricating nerede nasıl kullanılır?

Lubricating felt : Distribütör kamı. Yağlama keçesi.

Lubricating grease : Yağlama yağı. Gres yağı. Gresyağı. Gres. Yağlama gresi.

Lubricating oil : Yağlama yağı. Motor yağı. Kalınyağ. Gres yağı. Makine yağı.

Lubricating oil pump : Yağ basacı. Yağ pompası. Yağlama yağı pompası. Motor gövdesi içinde devinen parçaların yağlanması için yağ dolanımını sağlayan basaç.

Lubricating pump : Yağlama pompası.

Lubrications : Gresleme. Yağlama.

Lubrication : Kaygan duruma getirme, yağ, krem vb. bir madde sürerek herhangi bir yüzey veya oluşumu kaygan duruma getirme, lubrikasyon. Kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Gresleme. Bağıl devinimli iki parçanın arasına, sürtünme ve aşınmayı azaltmak için yağ koyma işlemi. Yağlama. Gereçlerin devinimli parçalarında sürtünme etkisini azaltma ve soğutma amacıyla uygun özdekleri kullanma. Lubrikasyon.

Bearing lubrication : Yatak yağlama. Yatak yağlanması.

Lubrication chart : Yağlama maddesi tablosu. Yağlama planı. Yağlanacak yerlerin şeması. Yağlama şeması. Yağlama çizelgesi.

Central lubrication : Merkezi yağlama. Merkezi yağlama sistemi.

İngilizce Lubricating Türkçe anlamı, Lubricating eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Lubricating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Unction : Kutsal yağ. Yağlılık. Sahte yakınlık. Yağ sürme (vücut). Yatıştırıcı ilaç. Yapmacıklı nezaket. Aşırı tatlı dillilik. Merhem.

Lubrication : Kaygan duruma getirme, yağ, krem vb. bir madde sürerek herhangi bir yüzey veya oluşumu kaygan duruma getirme, lubrikasyon. Bağıl devinimli iki parçanın arasına, sürtünme ve aşınmayı azaltmak için yağ koyma işlemi. Gresleme. Gereçlerin devinimli parçalarında sürtünme etkisini azaltma ve soğutma amacıyla uygun özdekleri kullanma. Kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Lubrikasyon.

Status : Hal. Rol. Vaziyet. Sosyal durum. Mevki. Değerge. Durum. Yasal durum. Prestij. Bir toplumsal konumun basamaklar düzeni ya da değerler dizgesi içindeki yeri. bk. konum.

Covering : Kat. Mahfaza. Kapama. Kaplama. Örtme. Örtü. Tabaka. Kabuk. Perde.

Lubricator : Yağlayıcı tertibat. Yağlama aygıtı. Gresör. Yağdanlık. Yağlayıcı madde. Yağlama işi yapan kimse. Yağ pompası. Lubrikeyter. Makineleri yağlamada kullanılan yağ aktarma kabı.

Grease gun : Katı yağ tabancası. Gres tabancası. Yağlama pompası. Yağ tabancası. Katıyağ tabancası. Katı yağ basmada kullanılan küçük el basacı. Gres pompası. Katı yağ basacı.

Lubricates : Yağdanlık. Kaygan yapmak. Yağlama yapmak. Kayganlaştırmak.

Incenses : Kızdırmak. Çileden çıkarmak. Tütsülemek. Pohpohlamak. Öfkelendirmek. Sinirlendirmek. Tütsü. Alevlendirmek. Tütsü yakmak.

Baste : Yağ sürmek. Haşlamak. Paylamak. Kurumaması için etin üzerine su dökmek. Dayak atmak. Erimiş yağ dökmek. Teyellemek. Dövmek. Sopa atmak.

 

Coating : Örtme. Kat. Kaplama. Örtü. Kaplanma. Kat çekme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Astar. Paltoluk kumaş. Film tabanı üzerine sürülen çeşitli duyar özdek ya da koruyucu özdekten oluşan astar.

Lubricating synonyms : greasers, lubrications, flatteries, condition, inunction, buttering, oiling, lubricated, oilers, bastes, application, incense, lubricate, lubricators, greaser, lubricant, lube, basted, anoints, incensing, flattery, fattening, greasing, oiler, lubrification, grease, anoint, anointed, anointing, greases, anointments.