Status türkçesi Status nedir

  • Bir toplumsal konumun basamaklar düzeni ya da değerler dizgesi içindeki yeri. bk. konum.
  • Toplumsal ya da mesleki durum.
  • Durum.
  • İçtimai vaziyet.
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Rol.
  • Konum.
  • Yasal durum.
  • Sosyal durum.
  • Statü.
  • Vaziyet.
  • Değerge.
  • Mevki.
  • Prestij.
  • Hal.

Status ile ilgili cümleler

English: Do you know his status in the company?
Turkish: Onun şirketteki statüsünü biliyor musun?

English: As of January 2011, Jupiter has 50 named moons. 13 more have been discovered but not given official status or names.
Turkish: Ocak 2011 itibariyle, Jüpiter'in 50 tane adlandırılmış uydusu vardır. 13 tane daha keşfedildi ama resmi statü veya isim verilmemiştir.

English: I want a status report.
Turkish: Bir durum raporu istiyorum.

English: An expensive car is a status symbol.
Turkish: Pahalı bir araba bir statü sembolüdür.

English: All natural languages are equally complex--but in different ways. The grammar of Malay is simple, but choices among many superficially equivalent words are dictated by the social status of speaker and hearer.
Turkish: Bütün doğal diller eşit derecede -fakat farklı şekillerde- karmaşıktır. Malayca dilbilgisi basittir, fakat görünüşte birbirine eşdeğer birçok kelime arasında kişinin tercihi, konuşmacının ve dinleyicinin sosyal statüsünden etkilenir.

 

Status ingilizcede ne demek, Status nerede nasıl kullanılır?

Status asthmaticus : Status astmatikus.

Status bar : Durum çubuğunu. Durum çubuğu.

Status bar text : Durum çubuğu metni.

Status bit : Durum ikilisi. Durum biti.

Status change : Durum değişikliği.

Status line : Durum satırı.

Status epilepticus : Status epileptikus. Status epileptikuslar. Kesintisiz epilepsi.

Status page language : Durum sayfası dili.

Status of force agreement : Askeri kuvvetlerin statüsü anlaşması.

Status message : Durum iletisi.

İngilizce Status Türkçe anlamı, Status eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Status ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sanitary condition : Hijyenik şartlar. Sağlık koşulları. Hijyeni idame ettirme sistemi. Temizlik şartları.

Behavior : Tavır. Davranış. Hareket. Davranış tarzı. Genel anlamda bir organizmanın görülen ve görülmeyen her türlü bedensel, ruhsal ve zihinsel etkinliğine verilen ad. bir organizmanın belli bir gereksemeyi karşılamak için çaba harcayarak gösterdiği etkinlik. Tutum. Davranım. Hareket tarzı.

Vacuolization : Vakuollaşma. Kofullaşma. Vakuolizasyon.

Hairlessness : Saçsızlık. Kellik. Kılsızlık. Saç olmayışı. Tüylülük.

Pureness : Temizlik. Sadelik. Kuramsallık. Saflık. Arılık. Namusluluk.

Tenseness : Gerginlik. Uyanık olma.

Access key : Erişim tuşu. Erişim anahtarı. (internet, bilgisayar) bilgisayar kullanıcısının klavyeyi kullanarak anında bir web sitesinin belirli bir bölümüne atlamasına izin veren tuş.

Mental state : Ruh hali. Akli durum. Psikolojik durum.

Positions : Görev. Duruş. Açılan kapatılan pozisyon sayısı. Fikir. Yer. Pozisyon.

 

Protuberance : Yumru. Protuberans. Çıkıntı. Kabarıklık. Şişlik. Kamburluk. Kabartı. Tümsek.

Status synonyms : legal status, ski conditions, physiological condition, hyalinization, psychological condition, eye condition, holy order, noise conditions, scandalisation, high ground, low status, vacuolisation, astigmia, susceptibleness, xerotes, environmental condition, hyalinisation, low class, social station, physiological state, high profile, high status, psychological state, clouting, caste, subservience, attitudes, whiteness, lays, ascendancy, locus, deification, par.

Status zıt anlamlı kelimeler, Status kelime anlamı

Dominant : Hükümran. Nüfuzlu. Baskın. Baskın karakter. Etken. Dominat. Hakim. Egemen. Galip. Tesirli.

Upper class : Üst tabaka. Sosyoekonomik üstünlüğü olan sınıf. Kaymak tabaka. Üst sınıf. Zenginler sınıfı. Yüksek sınıf. Yüksek tabaka.

Middle class : Orta halli. Burjuva. Orta sınıftan olan. Orta direk. Orta tabaka. Orta sınıf. Orta tabaka halk.

Status antonyms : high status, low status, subordinate, lower class, danger, unsoundness, wetness, purity, fullness, emptiness, dryness, decline, impurity, comfort, improvement, safety, unsusceptibility, soundness, orderliness, astigmatism, discomfort, innocence, disorderliness, susceptibility, abnormality, stigmatism, tonicity, guilt, disorder, order.

Status ingilizce tanımı, definition of Status

Status kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Position of affairs. State. Condition.