Lunge türkçesi Lunge nedir

  • Hamle.
  • Açıl.
  • Açılmanın yapılması için verilen komut.
  • Üzerine saldırmak.
  • Atılım.
  • Üzerine hücum etmek.
  • Özel biçimde uygulanan bir saldırı. vuruşma duruşunda savut tutan kolu karşı yarışmacıya doğru uzatıp, gerideki ayak yerden kesilmeksizin öndeki ayak ileri fırlatılarak uygulanır. (bu durumda geride ki bacak ve kalça gergin, savutsuz kol bu bacağa koşut, avuç içi yukarı dönük ve gövde yeteri kadar öne eğiktir.).
  • Davranmak.
  • Eskrim alanında kullanılır.
  • At terbiye etmek.
  • Saldırmak.
  • Saldırış.
  • Üzerine saldırı.
  • Saldırı.
  • Hamle yapmak.
  • Açılma.

Lunge ile ilgili cümleler

English: Do you have a toilet plunger I could borrow?
Turkish: Ödünç alabileceğim bir tuvalet pompan var mı?

English: Ali plunged into the water and swam to the other side.
Turkish: Ali suya daldı ve diğer tarafa yüzdü.

English: Ali plunged to his death.
Turkish: Ali ölümüne daldı.

English: In 1342, the cities on the Rhine, Main, and Danube were plunged into a flood of biblical proportions. Thousands of people lost their lives.
Turkish: 1342 yılında, Ren, Main ve Tuna üzerinde şehirler İncildeki oranlarda bir sel buhranına kapıldı. Binlerce insan hayatını kaybetti.

English: Ali plunged the hot metal into cold water.
Turkish: Ali sıcak metali soğuk suya daldırdı.

 

Lunge ingilizcede ne demek, Lunge nerede nasıl kullanılır?

Lunge position forward : Öne atılım duruşu. Öne bükülü adım duruşunda, gövdenin, öne eğik arkadaki gergin bacakla bir doğrultuya getirildiği ve vücut ağırlığının önde tutulduğu durum.

Lunge sideways : Vücudun, yana genişçe bir adım alıp ağırlığı yandaki bacak üzerinde tutarak ayakta bulunduğu durum. Yana atılım.

Lunged : Saldırı. Davranmak. Hamle yapmak. Saldırmak. Üzerine hücum etmek. Üzerine saldırmak. At terbiye etmek. Hamle. Saldırış. Üzerine saldırı.

Lunges : Saldırı. Atılım. Hamle yapmak. Davranmak. Saldırış. Üzerine hücum etmek. Üzerine saldırmak. Saldırmak. Üzerine saldırı. At terbiye etmek.

Aqualunger : Dalgıç (oksijen tüplü).

Decide to take the plunge : Bir şeyi yapmaya karar vermek.

Melungeon : Meluncan.

Deep plunge of prices : Büyük ölçüde fiyat indirimi. Ani fiyat düşüşü. Büyük fiyat düşüşü.

Blunges : Çamur karmak. Toprak ve suyu karıştırmak. Kil ve suyu karıştırmak. Çamur çırpmak.

Blungers : Karma makinesi. Çamur karan kimse. Çamur karma makinesi. Çamur karan.

İngilizce Lunge Türkçe anlamı, Lunge eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Lunge ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Assaults : Irza geçmek. Üstüne varmak. Hücum etmek. Tecavüz etmek. Tartaklamak. Taarruz etmek.

Attacks : Dil uzatmak. Hücum etmek. Tecavüz etmek. Uğraşmak. Çatmak. Eleştirmek. Yakalanmak. Girişmek.

Spurting : Fışkırmak. Olağanüstü çaba göstermek. Son bir çaba göstermek. Atılım yapmak. Atak yapmak. Ani çıkış. Püskürmek. Olağanüstü çaba.

 

Scrimmage : Kör döğüşü. Birkaç kişinin katıldığı kavga. Göğüs göğüse kavga. Hazırlık maçı. Hücum (amer. fut.). İtişip kakışmak. Çatışma. Büyük dövüş (birkaç kişi arasındaki). Çarpışma. İtiş kakış.

Act : Yasa. Etki. Oyunluktaki belirli bir kişiyi canlandırmak. Edim. Yapmak. Bir tiyatro yapıtında olay dizisinin ana kesimlerini oluşturan ve kendi içinde bütünlüğü olan bölüm. Etki etmek. Rol yapmak. Özdeğin sonsuz türlerinden bir ya da birkaçının, başkalarında uyandırdığı her türlü iz ve iz bırakma eylemi. nedensellik,bağlantısı içinde bir nedenin sonucu. -e etkimek.

Agression : Kişilerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların, başka kişi, küme ya da toplumların doğal varlıklarını, eylemlerini ya da iyelikleri altındaki şeyleri, kendilerine çıkar sağlamak, onlara da zarar ya da acı vermek ve belli davranışlardan caydırmak amaçlarıyla denetim altına almaya girişmeleri.

Onrushes : Hücum. Atak. Tırmanan akım. Saldırma. Üşüşme.

Set upon : Çullanmak. Taarruz etmek. Tahrik etmek. Üzerine koymak. Kışkırtmak.

Dilation : Uzak benzeşim. Genişleme veya genişletilme. Dilasyon. Genleşme. Genişleme. Dilatasyon. Yayılma. Büyüme.

Aggresses : Taarruz etmek. Tecavüz etmek. Hücum etmek.

Lunge synonyms : combat, hurtle, beat up, divergence, disentangling, onsets, comported, spurted, deal, motion, cut up, invasion, amateur, comporting, assaulted, assault, puts, dart, broadside, denude, aggressed, attacked, behave, pouncing, behaving, put, onslaught, breakthrough, invasions, dilatations, compound attacks, close combat, elans.

Lunge zıt anlamlı kelimeler, Lunge kelime anlamı

Stand still : Hareketsiz kalmak. Kımıldamadan durmak. Hareketsiz durmak. Kımıldamamak. Hareket etmemek. Kıpırdamamak.

Lunge ingilizce tanımı, definition of Lunge

Lunge kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Same as Namaycush. A sudden thrust or pass, as with a sword. To cause to go round in a ring, as a horse, while holding his halter. To make a lunge.