On the street türkçesi On the street nedir

  • Fuhuşa karışmış olan.
  • Evsiz.
  • Kötü yola düşmüş.
  • Cadde üzerinde.
  • Sokakta.
  • Fahişe olarak çalışan.

On the street ile ilgili cümleler

English: Drinking alcohol on the street or in parks is illegal in most of the United States.
Turkish: Sokakta ya da parklarda alkol içme Birleşik Devletleri'nin çoğunda yasa dışıdır.

English: He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
Turkish: O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.

English: Ali was threatened with a knife on the street at night by an unfamiliar man and robbed of his money.
Turkish: Ali bir yabancı adam tarafından sokakta gece bıçakla tehdit edildi ve parası soyuldu.

English: Ali asked someone he met on the street how to get to the station.
Turkish: Ali yolda karşılaştığı birine istasyona nasıl gideceğini sordu.

English: Ali sometimes sees Mary on the street in front of his house.
Turkish: Ali Mary'yi bazen evinin önündeki caddede görür.

On the street ingilizcede ne demek, On the street nerede nasıl kullanılır?

On : Devrede. Yanmak. Esnasında. İle. Giyilmiş. Makbul. Açık. E doğru. Üzerinde. De.

 

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belgili tanımlık.

Street : Yol. Mahalle. Yerleşim yerlerinde ana yol. Sokak. Cadde. Borsa dışı. Adres.

On the streets : Fahişe olarak çalışan. Fuhuşa karışmış olan. Kötü yola düşmüş. Evsiz.

Back on the street : Tekrar sokaklara düşme. Eski kötü hallerine geri dönme.

On the air : Radyoda. Radyo tv yayında. Yayında. Ünalgıda yayınlanmakta.

On the average : Ortalama olarak. Normal oranda. Orta miktarda.

On the beam : Doğru fikirli. Doğru. Doğru yolda. Doğru yönde. Tam.

On the alert : Hazırlıklı. Uyanık. Tetikte. Teyakkuz halinde. Alarm durumunda.

Be on the streets : Kötü yola düşmek.

İngilizce On the street Türkçe anlamı, On the street eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak On the street ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Rootless : Köksüz. Asılsız. Dayanağı olmayan. Yurtsuz. Kökenleri olmayan.

Fell into bad ways : Suçlu bir hayatı seçen.

Homeless : Kimsesiz. Yersiz. Evi barkı olmayan. Evsiz barksız. Bakımsız. Yuvasız. Yurtsuz. Vatansız. Hane berduş.

Waifish : Terk edilmiş. İhmal edilmiş. Barınaksız. Vazgeçilmiş. İnce ve kırılgan görünen. Bırakılmış.

Fallen : Düşen. Yeryüzüne inmiş. Mealen (bir çatışmada) ölmüş (kişi). Düşkün. Ele geçirilmiş. Günahkar. Düşük. Şehit düşmüş. Fethedilmiş.

Dosser : Avare. Ucuz pansiyonda kalan kimse. Küfe. Nerede olsa yatan kimse. Sırtta taşınan sepet. Serseri. Beleşçi tip.

 

Dossers : Beleşçi tip. Ucuz pansiyonda kalan kimse. Nerede olsa yatan kimse. Serseri. Küfe. Avare.

Houseless : Evi olmayan.

Sells her body : Bedenini satan. Para için seks yapan.

Walk the streets : Sokaklara düşmek. Sokakları gezer. Sokak sokak dolaşmak. Sokaklarda sürtmek. Yollarda dolanır. Serseri. Sokağa düşmek.

On the street synonyms : unhoused, on the streets, in the street.