Oppressing türkçesi Oppressing nedir

Oppressing ingilizcede ne demek, Oppressing nerede nasıl kullanılır?

Oppression : Boyunduruk. Zulüm. Zulmetme. Zulum. Sıkıntı. Baskı. Güçlük. Cefa. Eziyet. Bunalma.

Oppressions : Eziyet. Ezme. Tazyik. Bunalma. Boyunduruk. Sıkıntı. Güçlük. Zulmetme. Cefa. Baskı.

Oppressive : Ezici. Zalim. Sıkıcı. Baskıcı. Bunaltıcı. Can sıkıcı. Ağır. Basıcı. Zulmedici. Kasvetli.

Oppressive heat : Rahatsız edici derecede yüksek sıcaklıklar.

Oppressively : Despotça. Külfetli bir şekilde. Ağır bir şekilde. Acımasızca. Zalimce. Baskıcı bir şekilde. Kasvetli bir biçimde.

Oppressor : Baskıcı. Ezen. Zalim. Baskıcı kimse. Zalim kimse. Gaddar. Yetkilerini baskı yapmak amacıyla kullanan devlet memuru. Zulümcü.

Oppressiveness : Bunaltıcılık. Zalimlik. Sıkıcılık. Gaddarlık. Kapanıklık. Baskıcılık.

Being oppressed : Baskı görmüş olma. Kadı hükümet kuralları altında olma. Çok yük yüklenilmiş olma. Baskı altında olma. Baskı görüyor olma.

Oppressors : Gaddar. Ezen. Baskıcı kimse. Zalim. Zalim kimse. Zulümcü. Yetkilerini baskı yapmak amacıyla kullanan devlet memuru. Baskıcı.

 

Oppresses : Kahretmek. Zulmetmek. Yormak. Eziyet etmek. Ezmek. Kasıp kavurmak. Sıkmak. Zulüm etmek. Zulüm yapmak. Baskı yapmak.

İngilizce Oppressing Türkçe anlamı, Oppressing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Oppressing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ascribe : Ayırmak. Vermek. Yakıştırmak. İsnat etmek. Atfetmek. -e yormak. Üstüne atmak. Yüklemek. Hamletmek.

Compaction : Kompaksiyon. Kısaltma. Yoğunlaşma. Sıkışma. Tıkızlaştırma. Sıkıştırılmış olma durumu. Derleyip toplama. Sıkıştırma işlemi. Sıkıştırma.

Bullying : Zorlamak. Sataşma. Tehdit. Efelenme. Fiziksel şiddet. Zorbalık etmek. Zorbalık. Dayılık. Korkutma.

Tyrannized : Baskı yapmak. Despotça yönetmek. Ezmek. Baskıyla yönetmek. Tiran gibi davranmak.

Suppressive : Gizil. Sindiren.

Maltreat : Kötü davranmak. Hırpalamak.

Squeeze : Sıkıştırma. Sıkma. Suyunu çıkarmak. Sıkışmak. Zorla almak. Sıkmak (meyve veya ıslak bez vb'ni). Para sızdırmak. Ezilmek. Sığmak. Baskı yapmak.

Chop : Kesmek. Pat diye söylemek. Yarmak. Dalgalar için çırpınmak. Yandan vuruş yapmak (kriket). Söyleyivermek. Balta ile kesmek. Parçalamak. Baltalamak.

Persecute : Canını yakmak. Rahat bırakmamak. Rahat vermemek. Gadretmek. Acı çektirmek. İşkence etmek.

Compression : Bilgisayar, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kompresyon. Tazyik. Bastırma. Basma. Özetleme. Sıkıştırma; bir oluşum üzerine onu sıkıştıracak biçimde dışarıdan baskı yapma. sıkışma; dışarıdan baskı sonucu sıkışma; tazyik altında kalma. Bir merceğin kapsadığı alanın, film boyu değişmediği halde artırılmasını sağlayan optik işlem. sıkıştırmaca dayanan geniş görüntülük işlemlerinde, konunun iki yandan basıklaştırılmış olarak filme görüntü vermesi. Basınç. Kısaltma.

 

Oppressing synonyms : bottle up, domineer, domineered, attributes, forcing, distresses, bullies, coercive, crush, bombarding, crushes, imperative, dispiriting, press, be depressed, do up, dragoon, besets, assertive, cut and dried, oppress, overpower, keep down, take by storm, compressive, dismals, attribute, drear, clogged, afflicting, baited, astringed, feel sorrow.

Oppressing zıt anlamlı kelimeler, Oppressing kelime anlamı

Beseeching : Rica eden. Yalvaran. Yalvarış. Yalvarma.

Decompression : Açma. Basıncın düşürülmesi. Basınç düşmesi. Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır. Basıncı azaltma. Yükün kaldırılması. Basıncın kaldırılması. Baskıyı azaltma. Basınç düşürme. Dekompresyon.