Turkish: Ali bavulumu toplamama yardım etti.
English: Ali started to pack up his stuff.
Turkish: Ali bagajını toparlamaya çalıştı.
English: Can you pack it?
Turkish: Onu paketler misin?
English: Ali told me to pack up and leave.
Turkish: Ali bana eşyalarımı toplamamı ve gitmemi söyledi.
English: Ali has more energy than a pack of squirrels.
Turkish: Ali bir paket sincaptan daha fazla enerjiye sahip.
Pack a gun : Bir silahı taşımak depolamak için yağlayarak saklamak veya korumak.
Pack a wallop : Güçlü bir etkisi olmak. (enerji vermek vb.) uçurmak. Yumruğu oturtmak.
Pack and go : Paketle ve gönder.
Pack and go setup : Paketle ve gönder kur.
Pack and go status : Paketle ve gönder durumu.
Pack drill : Tam teçhizatla yürüme cezası (askeri terim).
Pack animal : Yük hayvanı.
Pack cementation : İstifli katılama. Dolgulu sementasyon.
Pack bits : Paket parçaları. Paket bitleri.
Pack annealing : İstifli tavlama. Dolgulu tavlama.
Sözcükler, direkt olarak Pack ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Astringed : Sıkmak. Kabız. Büzmek.
Incase : Kutu içine koymak. İçine koymak. Kaplamak. Kabına koymak. Sandıklamak. Örtmek.
Wrap up : Sarınıp sarmalanmak. Sıkı giyinmek. Kavgayı kesmek. Kesmek. Kalın giyinmek. Bürünmek. Sarmalamak. Son vermek. Özetlemek.
Appeal : Davayı temyiz etmek. Cazip gelmek. Karşıtlama. Sıçramaya girerken atılım hareketi. Çekim. Hoşuna gitmek. Temyiz. Başvuruda bulunmak. Rica etmek.
Crew : Tayfa. Eleman. Takım. Set ekibi. Kitle. Personel. Çete. Uygulayım takımı. Gemici.
Packet : Sorun. Çıkın. Yaralanma. Bir yığın para. Ceza alma. Deste.
Dressing : Giyme. Pervaz. Gübre. Pansuman. Salata sosu. Terbiye. Dolma harcı. Kuklayı giydirme işi. Sos. Apre.
Mass : Toplamak. Kilise ayini. Küme. Örgütlenmemiş, yaygın topluluk. Kümelemek. Bir cismi ivdirmek için uygulanan kuvvetle, bu kuvvetin oluşturduğu ivme arasındaki değişmez oran; cismin özdek olarak tutarı. Yığmak. Kalabalık.
Bombarded : Dövmek. Topa tutmak. Bombardıman etmek. Bombalamak. Soru yağmuruna tutmak. Üzerine varmak. Yağmuruna tutmak. Bombardıman yapmak. Gülle yağdırmak.
Pack synonyms : containerise, packs, knapsack, banks, transport, besieging, wrapping, bombard, feck, dressings, do up, bandaged, compound winding, bodying, containerize, blueys, packsacks, bulks, bundle up, enfold, wodge, belt, bindles, packsaddles, batches, besiege, gob, roll up, packets, encase, package, packing, bombarding.
Unpack : Ambalajından çıkarmak. Paketi açmak. Açıp boşaltmak (bavul vb'ni). Bavuldan çıkarmak. (paket vb.) açmak. Paket çözmek. Açıp içinden çıkarmak. Açma. Boşaltmak. Ambalajdan çıkarmak.
Disarrange : Dağıtmak. Dağınıklık. Bozmak. Karıştırmak. Düzeni bozmak. Düzenini bozmak.
Pack kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A bundle made up and prepared to be carried. To make a pack of. As to pack goods in a box. Hence, to place and arrange compactly as in a pack. To arrange closely and securely in a pack. To cover, envelop, or protect tightly with something. To make up packs, bales, or bundles. Also, the fact or condition of being so treated. A load for an animal. A pact. . A bale, as of goods. To pack fish. To press into close order or narrow compass. To stow articles securely for transportation. In hydropathic practice, a wrapping of blankets or sheets called dry pack, wet pack, cold pack, etc., according to the condition of the blankets or sheets used, put about a patient to give him treatment. Especially, a bundle to be carried on the back.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Pack kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Pack ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Pack anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Pack ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.