Phonemics türkçesi Phonemics nedir

  • Gramer alanında kullanılır.
  • Sesbirimbilim.
  • Yazımbilim.
  • Bir dildeki kelimeleri ses yapıları, boğumlama noktaları ve boğumlanma özellikleri açısından inceleyen dil bilgisi dalı.
  • Sesbirimbilgisi.
  • Sesbilim.
  • Fonem sistemi.
  • Yazımsal sesdizimi.
  • Söyleyiş ses bilgisi.

Phonemics ingilizcede ne demek, Phonemics nerede nasıl kullanılır?

Diacronic phonemics : Bir dilin seslerini ve o dildeki ses olaylarını tarihi gelişme süreci içinde inceleyen ses bilgisi. et. d sesinin tarihi gelişme sürecinden geçerek lehçelerde d > y, t, r, z sesine dönüşmesinin incelenmesi gibi. bk. ses bilgisi (görevsel ses bilgisi). Art zamanlı ses bilgisi.

Morpho phonemics : Biçimbilimsel sesbilim.

Synchronic phonemics : Eş zamanlı ses bilgisi. Bir dilin seslerini ve ses olaylarını tarihi gelişme ve değişme seyrine bakmadan belirli bir zaman süreci içinde inceleyen ses bilgisi dalı. bk. ses bilgisi.

Phonemic : Sesbirimsel.

Phonematics : Sesbirimbilim. Fonematik. Sesbirim bilim.

Archiphoneme : Başsesbirim. Üstsesbirim. Baş sesbirim. Üst sesbirim.

Ecphoneme : Ünlem işareti.

Phone box : Alısün kulübesi. Telefon kabini. Telefon kulübesi.

Phoneme : Birimses. Fonem. Sesbirim. Konuşma organının belirli hareketleri ile oluşan ve belli bir biçimde sıralanarak aynı dili konuşanlar arasında bir kavramın ifadesi için kullanılan kelimeleri oluşturan anlam ayırt edici ses. yol, kol, bal, sal, baş, kaş, yaş, taş kelimelerindeki y, k, s, b, t sesleri bu kelimeler arasındaki anlam farklarını sağlayan ögeler olduklarından birer ses birimidirler. Ses birimi.

 

Initial phoneme : Ön ses. Önses. Kelime başında bulunan ses: açılış, bitiş, durmak, güz, taş, uzak, yalın kelimelerindeki / a / b / d / g / t / u / y / sesleri gibi.

İngilizce Phonemics Türkçe anlamı, Phonemics eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Phonemics ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Action verb : Hareket veya eylem fiili. (gramer) eylem veya hareket belirten yüklemin merkezi olan kelime. Cümlede yüklemin gösterdiği işin yapma niteliği taşıdığını, yapanın dışında bir nesneye yöneldiğini gösteren fiil: al-, bil-, getir-, derle-, düşün-, kaz-, yaz-, taşı- vb. Eylem fiili. Kılış fiili.

Accent of group : Kelime vurgusunun yerine iki veya daha çok kelimeden oluşan bir kelime grubunda, yoğunluğu kelime vurgusundan daha güçlü bir vurgunun yer alması: ‘pencere perdesi; ço’cuk arabası; ‘mor menekşe; ‘yarın geleceğim; ‘nasıl bir iş vb. Grup vurgusu.

Actif : Etken fiil. Öznesi belli olan, öznesiyle kesin ilişkisi bulunan ve herhangi bir çatı eki almamış olan fiil: o hızlı yürüdü, ben kaçtım. (p. safa. şimşek, s. 23). büyük babam esrarlı şeyleri çok severdi (p. safa, göst. y.). asırlarca birbirlerinin kanlarını emen, gözlerini oyan insanlar, kol kola oynadılar. doğan hürriyet güneşini alkışladılar (ö. seyfettin. harem, eshab-ı kehfimiz, s. 12). tanyeri nerdeyse ağaracaktı. dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyordu. (t. buğra, dönemeçte, s. 5). durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır. (t. fikret) vb. karşıtı edilgen fiil’dir. bk. etken çatı.

 

Ablative : İsmin -den hali. Çıkma durumu. Den hali. Ergiyen. Buharlaşan. Aşınan. Ayrılma hali. Kelime gruplarında ve cümlede, fiilin gösterdiği oluş ve kılışın kendisinden uzaklaştığını göstermek için kullanılan ad durumu: ikisinde de aynı sebeplerden gelme derin bir hüzün vardı (p. safa, şimşek, s. 34). önlerinden geçtiğimiz bütün bu yalılar, mehtaplık halleriyle, bizi guya bir «elite» bulunduğuna inandırıyordu (a.ş. hisar, boğaziçi mehtapları, s. 133). gençlikte önümüzde atinin bitmez mesafeleri gibi serilen bütün zamanlar elimizden ne kadar çabuk geçiyor. (göst.e. s. 225). fatmayı derinden beri daldığı içlenmelerden, unutulmanın acılarından, en keskin hareketle geçirmek için bu kadarı kafiydi (a.h. tanpınar, huzur, s. 77). tanıdığı adamdan bu odada ne vardı? maddenin ıstırabından başka hemen hemen hiçbir şey (göst.e., s. 324) vb. Ablatif.

Adjektive : Sıfat. Somut ve soyut ad ve kavramları niteleme, belirtme, yer gösterme, sayı gösterme, sorma gibi çeşitli yönlerden vasıflandıran, sınırlayan kelime türü: doğru imla, ağır yük, uzun yol, ince iş, güzel fikir, hünerli kişi, doru at, kızıl elma, bin bir dert, tek yol, o zaman, bu durum; hangi iş vb. sıcacık, ışıltılı günü bekliyordu (y. kemal, ortadirek, s. 190). tekmil otların taze, yeşil, gıcır gıcır kokusuyla kokuyordu (y. kemal, göst, e., s. 191). taşbaşoğlunun keskin, umutlu gözleri teker teker üstündeydi (y. kemal göst.e, s. 301). tenha, sessiz yollarda yürür, yürürüm (p. safa, biz insanlar, s. 181). mavi duman, bir bilek damarı gibi kabartılı ve sıcak dudaklarından çıktı (s. faik, bütün eserleri 1, s. 69). biz de mükemmel bir yalancı olduk arkadaş! (k. tahir, esir şehrin insanları, s. 298). bazen bir kaç hafta fazla, bir kaç gün fazla yaşamak işleri nasıl da alt üst ediyor (k. tahir, göst. e., s. 322). hacer! — ha bak, gelirken benim o uzun yeşil ipek başörtümü de getir (m.n. sepetçioğlu, çardaklı bacı, s. 96) vb.

Adams apple : Gırtlağın arka kıkırdak üzerine oturmuş bulunan ve iki kanadı ön tarafta birbiriyle birleşerek katlanmış kalkanı andırır bir çıkıntı meydana getiren kısmı. kalkan kıkırdağın erkeklerde, özellikle zayıf erkeklerde dıştan da belli olan bu çıkıntılı kısmına adem elması denir. Kalkan kıkırdak.

Orthoepy : Ölçünlü söyleyiş. Doğru telaffuz.

Accusative : İsmin -i halindeki sözcük. Belirtme durumu. İsmin i hali. Akuzatif. İsmin -i haline ait. İsmin -i halindeki. İsmin -i halindeki sözcük grubu. Yükleme durumu. İsmin -i hali.

Accent intensive : Söz içinde çoğu zaman vurguyu üzerinde taşıyan hecenin daha şiddetli vurgulanmasıyla, bir maksadın, bir duygunun daha iyi belirtilmesini sağlayan vurgu: yazlığa bu hafta mı taşınıyor sunuz? hayır, gele ıcek hafta; bu sevimsiz olaylar karşısında adamcağız ımahvoldu; bu gayretler yapıldı ama sonuç olarak ıhiçbir şey getirmedi; ıamma da yaptınız, dedi, siz hiç hasta görmediniz mi? vb. Pekiştirme vurgusu.

Active verb : Etken fiil. Etken eylem. Öznesi belli olan, öznesiyle kesin ilişkisi bulunan ve herhangi bir çatı eki almamış olan fiil: o hızlı yürüdü, ben kaçtım. (p. safa. şimşek, s. 23). büyük babam esrarlı şeyleri çok severdi (p. safa, göst. y.). asırlarca birbirlerinin kanlarını emen, gözlerini oyan insanlar, kol kola oynadılar. doğan hürriyet güneşini alkışladılar (ö. seyfettin. harem, eshab-ı kehfimiz, s. 12). tanyeri nerdeyse ağaracaktı. dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyordu. (t. buğra, dönemeçte, s. 5). durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır. (t. fikret) vb. karşıtı edilgen fiil’dir. bk. etken çatı.

Phonemics synonyms : phonology, accidence, adjectival construction, descriptive linguistics, acoustics, active voice, ablaut, action noun, accentuation, abstract noun, phonematics, phonetics.

Phonemics zıt anlamlı kelimeler, Phonemics kelime anlamı

Phonemics antonyms : prescriptive linguistics.